18 Şubat 2019 Pazartesi

Askeriye Dini mi Bizim Yaşadığımız Din?

Gündelik hayatta pek bir araya gelip kolay kolay bir ve beraber olamasak da Allah var toplu halde yaşadığımız bazı şeyler vardır ki mutlaka birinin komutuyla yaparız. Özellikle bu dediklerime dini alanda sık başvurulmaktadır.

Camiye girip ezanı huşu içerisinde dinliyor, ezan bitimi okunan ezandan sonra ellerini açıp ezan duası okumak istiyorsun. Ama ne mümkün! Müezzin, imam veya cemaatten biri başlıyor ezan duasını okumaya. Seni sana bırakmayan bu kimseye karşı mecburen ellerini kaldırıp onu dinliyor ve amin diyorsun.

Namaz bitimi tespih çekmek istiyorsun. Yine seni sana bırakmazlar. Hemen biri tesbihat komutu vermeye başlıyor. O, sübhanallah deyince sen de diyeceksin. O, elhamdülillah diyecek, sen ardından elhamdülillah diyeceksin. Allahü ekber de hakeza. Yavaş tesbihat çekme seçeneğin yok zaten. Sen hızlı tesbihat yapıyorsan mecburen onu bekleyeceksin. Mutlaka müezzine göre kendini ayarlayacaksın. 

Hac ve umreye gitmek nasip olmadı ama gidip gelenlerden işittiğim kadarıyla bizim hacılar Kabe'yi tavaf ederken bile toplu halde dua ediyorlarmış. Başlarındaki hoca söylüyor, akabinde bizim hacılar topluca duayı tekrarlıyorlarmış, hem de diğer hacıları rahatsız ettiğimize aldırmadan.

Son yıllarda hutbedeyken hatibin dua edip cemaatin ellerini açarak amin demesi yaygınlaştı.

Cenazeyi defnettikten sonra yakınlarının arasına girerek hocanın telkin vermesi ve oradakilerin topluca amin demesi hakeza çok yaygın.

Hangi birini örnek olarak vereyim? Say say bitmiyor. İşin garibi yukarıda verdiğim örnekler dinin bir emri değil, yapıla yapıla dinin bir emri gibi kabul edilen âdetlerimizden başka bir şey değil. Hepsini bir ritüel haline getirmişiz. Hemen hepsi birinin komutuyla başlayacak, biz de tekrar edeceğiz veya amin diyeceğiz. Bu düzen ve ahengi görünce nedense kışla veya askeriye dini mi bizim dinimiz demeye başlıyorum. Benim bildiğim askeriye bir emir-komuta ile yürür. Türkü çağrılacak...çağır! Sağa dön...marş! Yemek duası yapılacak...yap! Bunlar askerlikte gördüğümüz şeyler. Asker millet olduğumuzdan mıdır aynı askeriye mantığı dinin içine de girmiş. Ne tesbihat ne dua da kişileri kendi haline bırakmıyor, biri mutlaka başı çekiyor.

Çoğu zaman kendi halimize dua yapmaya bile bırakılmıyor, duayı imama ihale ediyor, onun ettiği duaya amin diyoruz. Yani biz kendi kendimize elimizi açıp dua edemeyecek miyiz? Halbuki dua kişiye özeldir. Kişinin Allah ile konuşmasıdır. Ne diye birileri Allah ile arama giriyor ki? Belki de imamın ettiği dua ile benim edeceğim dua örtüşmüyor. Hoş imam sesli dua etmese de ellerimiz açık bir şekilde içimizden ettiğimiz duayı da imam sonlandırıyor. Belki ben kısa dua edeceğim, belki uzatacağım.

Birinin komutuyla diğerlerinin komuta iştirak etmesi düzeni sağlamaktadır. Ne zararı var? Düzen daha iyi değil mi diyebilirsiniz. Ben bu şekil düzen istemiyorum. İbadette bu şekil ritüeller istemiyorum. Bırakın beni bana, Allah'tan ne isteyeceğime ben karar vereyim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder