Hepimiz biliriz ki bu ülkede boşanma oranları her geçen gün
daha bir artış göstermektedir. Çoğu evlilikler başlamadan bittiği gibi bir
kısmı da uzatmalarla birlikte bir müddet kör topal ilerliyor, sonra bu tür
evlilikler de sona eriyor. Boşananların bir kısmı bir müddet sonra bir daha
deneyelim deyip tekrar bir araya geliyor. Fakat bu tür evliliklerin çoğu da
devam etmiyor.
Allah sonumuzu hayreylesin ama böyle gider, taraflar aklını
başına almaz ise yakın zamanda evli hane sayısı mumla aranır hale gelecek.
Belki de ileride evliliğini devam ettirenlere "Tebrik ederiz siz evli
çiftleri! Şu kadar yıl evliliğinizi devam ettirdiniz" deyip plaketler
verir hale gelirsek şaşırmayalım.
Evlenip ayrılanların durumuna üzülmekle beraber ayıplamıyor;
suç erkekte, yok kadında veya anne babalarda demiyorum. Bir yerde sorun varsa
hiçbir sorun tek taraflı olmaz. Tarafların payı vardır bunda. Sadece oranları
farklı olabilir.
Evliliklerde karı-koca birbirine anlayış gösterip saygıda
kusur etmez ve sırt sırta verirlerse evliliklerin devamı öncelikli olur,
aralarında çıkan sorunları da konuşarak ve zamana yayarak çözerler. Çocukları
da iki arada bir derede kalmazlar. Fakat evli çiftler eften püften nedenlerle
soluğu mahkeme koridorlarında alırlarsa niyetimizin hayatımızı birleştirmek
değil, evcilik oyunu oynamak olduğu ortaya çıkar. Bu işe yargı kararlarının da
çanak tuttuğu göz önüne alınırsa boşanmalarda artışın niçin çoğaldığını
anlayabiliriz.
Size
boşanma nedeni sayılan bazı yargı kararlarına örnekler vermek istiyorum:
“Kadının,
vefat eden kayınbabasının cenazesine katılmamak”, “Eşinden habersiz kredi
çekmek”, “Kaynanaya hakaret etmek”, “Maddi imkânları yerinde olduğu halde eşine
harçlık vermemek”, “Eşin telefonlarına cevap vermemek”, “Ayakların kokuyor
demek”, “Kayınvalide ile aynı evde yaşamak”, “Kayınvalide ve kayınpedere evin
anahtarını vermek…”gibi gerekçeleri, boşanma nedenleri/sebepleri arasında
sayıyor bizim yargımız, verdiği kararlarla.
Yukarıda
kısaca gerekçelerinden bahsettiğim nedenlerle bitirilen evliliklere öyle
zannediyorum, “Ne günlere kaldık, bu kadar da mı olur, bunlardan evlilik
bitirilir mi” diyerek dudak büktünüz. Dudak bükülmeyecek gibi değil gerçekten. Verdiğim
örneklere bakınca mevcut evliliklerin devam etmesine şükretmek lazım. İyi ki
çoğunluk böyle değil diyorum. Bu gerekçelerle boşanmak için başvuran aileleri
zaten bir arada tutmak mümkün değil. Ama mahkemelerimizin bu şekil gerekçelerle
ciddi olan evlilik müessesesini pamuk ipliğine indirgememesi gerekir diye düşünüyorum.
İnsanımız,
sorunsuz bir evlilik istiyorsa evlenmesin. Çünkü sorunsuz evlilik olmaz. Sorun
olacak ve taraflar bunu çözecek. Olmadı deyip en ufak bir şeyde mahkemeye
başvurmak hiç çözüm değil. Şayet insanımız çok basit meselelerini çözecek kadar
bir iradeye sahip değillerse “Bekarlık sultanlıktır” deyip sultan olarak
kalsınlar. Bu ülkenin sultanlara da ihtiyacı var. Bu şekil gerekçelerle
mahkemeye başvuranlara hakimlerimiz “Ne sandınız? Evlilik dediğiniz çocuk
oyuncağı mı, lütfen dışarı” deyip mahkemeleri yolgeçen hanına döndürmemeli ve
bu nedenlerle evlilikleri bitirip yangına körükle gitmemeli.
Uzatmadan
şunu söyleyeyim. Bu ülkede evlilikleri devam ettirmede toplumumuz yakın zamana
kadar Katolik idi. Ne alaka Katolik demeyin. Hristiyanlığın en katı mezhebi
olan Katoliklerde boşanma yasaktır, diğer mezhepleri olan Protestanlıkta ise
serbesttir. Bizim toplumumuz da boşanmalara pek sıcak bakmazdı. Çünkü “Allah’ın
hoşnut olmadığı helal” olarak kabul edilirdi. Nedense boşanmalar konusunda
yavaş yavaş Protestanlaşıyoruz. Unutmayalım
ki biz ne Katolik ne de Protestan’ız! Müslüman oğlu Müslüman’ız. O zaman
kendimize yakışanı yapalım.
*28/01/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*28/01/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder