—Oğlum! Büyüdün artık, ne düşünüyorsun?
—Siyasete atılmayı düşünüyorum baba!
—Yapma evlat! Siyaset bize göre değil.
—Niye bize göre değil? Yapanlar nasıl yapıyor? Üstelik nimetlerinden faydalanırken ülkene hizmet ediyorsun.
—İyi düşünürsün evlat. Siyasete atıldığın zaman en iyisini yapacağına da inanıyorum. Fakat siyaset, ülkeme hizmet edeceğim diye yola çıkan nice insanları yutmuştur. Çünkü bu yola girdikten sonra işleyişi görünce siyasetin kendine hizmet olduğunu görmeye başlıyorsun. Yani evdeki temiz duyguların siyasette yok olup gidiyor. Kusura bakma ama seni kaybetmek istemiyorum.
—Niye kaybolacak mışım ki? Niyetim siyasete yeni bir soluk getirmek, farkındalık oluşturmak, işte siyaset böyle yapılır dedirtmek.
—Evlat! Bizim ülkemizdeki siyaset adamı bozar. Girme bu yola. Sonra bu ülkede yapılan siyaset değil, politikadır. Siyaset yapılsa eh diyeceğim.
—Siyaset ile politika aynı değil mi?
—Bugün aynı anlamda kullansak da aynı değil. Bizdeki politikadır. Politika çok yüzlülük demektir. Sen çok yüzlü olabilecek misin? Dün dediğini bugün inkar edeceksin, nabza göre şerbet vereceksin, iyi bir demagog olacaksın, liderine bağlı olup halkı kutuplaştıracaksın, zaaf gösterdiği zaman rakibini ezeceksin, iyi yapsalar da kötü yapsalar da rakibini devamlı kötüleyeceksin, gerekirse çamur atacaksın. Tüm bunları yapabilecek misin?
—Baba! Dedim ya, ben farklı bir siyaset izleyeceğim.
—Diyelim ki siyasete girdin, yaptığın siyasetle bir farkındalık oluşturdun. Yaptıklarınla göz doldurdun. Peki biz ne olacağız, sülale ve akrabaların ne olacak?
—Benim siyasete girmemle akrabalarımın ne alakası var?
—Öyle deme evlat! Siyasi rakiplerin seni alt etmek için her yolu deneyecek. Sende hiçbir şey bulamazsa şecereni araştırıp ortaya koyacak.
—Mesela?
—Seni benle vurmaya çalışacaklar, amca, dayı, teyze...sülalende kim var, onların geçmişine bakılır, işlerine yarayacak bir malzeme varsa kullanırlar. Mesela ben görev yaparken fi tarihinde bir öğrencinin kulağını çekmişsem, sana "Dayakçı babanın oğlu" derler. Kazara aileden biri savcı olsa savcı dediğin iddianame hazırlar, zanlıyı suçlar. Bunu devlet adına yapar. Kararı millet adına hakim verir. Görevin bu iken siyasete atıldıktan sonra "Bunun falan akrabası falanı suçladı" diyerek seni yıpratmaya çalışırlar. Hasılı seni çocuklarınla, baban ve annenle, sair akrabalarınla siyaseten yıpratmaya çalışırlar. Tüm istedikleri seni kendi seviyelerine indirmeye çalışmak olacaktır.
—İyi de baba! Suçun ferdiliği yok mu? Senin, dayımın geçmişte işlediği suçtan bana ne? Suç dediğin bulaşıcı bir hastalık gibi sirayet eden bir hastalık mıdır ki beni suçlayacaklar? Sonra biz Hıristiyan mıyız ki "ilk günah" anlayışına göre babadan oğula geçecek? Senin işlediğin suç senin, benimki de benim.
—Öyle deme evlat! Bizde siyaset böyle maalesef. Sen ve ailen yunmuş, yıkanmış olsa, hiçbir yanlışını bulamasalar yedi ceddine inerler, mutlaka kullanabilecekleri cemaziyelevvelini bulurlar. Hiçbir şey bulamasalar bunun nesli Adem'dendir. Adem kim? Kendisine yemesi yasaklanan ağacın meyvesinden yiyen kimsenin torunu derler.
—Derler mi?
—Derler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder