Ana içeriğe atla

Yeni Yılda ***


*Ülkedeki kamplaşma sona ersin.
*Aramızdaki sorunları diyalogla çözelim.
*Taraflar ortamı fanatiklerine ihale etmesin.
*Her türlü seçim beş yılda bir olsun.
*Tartışmalı dini konular işin uzmanlarınca kendi aralarında analiz edilmeden ekranlara düşmesin.
*Kadın başta olmak üzere şiddet sona ersin.
*Başta kadın, erkek veya kız olmak üzere istismar, taciz ve tecavüz olayları olmasın.
*Oturmuş merkezi sınavlarımız olsun.
*Devlete her türlü alımlarda yazılı ve güvenlik soruşturması dışında mülakatlar olmasın. Alımlar liyakat ve ehliyete göre olsun. Torpil asla olmasın.
*Kamuda çalışan herkes yaptıklarından dolayı objektif ve rutin denetimlere tabi olsun.
*Ülkemizde, sınırımızda barış ve huzur hakim olsun.
*Asla haksızlık yapılmasın. Bir haksızlık olursa hep beraber mağdurun yanında yer alalım.
*İşsizler iş bulsun. Kimse işsiz kalmasın. Kimse kimseye muhtaç olmasın.
*Suçluyla mücadele ederken suçsuz ve masum olanları ayırt edelim. Beraatı zimmet asıl olsun.
*Aileler dağılmasın, aile faciaları olmasın, çocuklar annesiz veya babasız kalmasın.
*Okullar silkinsin. Eğitim ve öğretimi olması gereken yere getirelim. Hepimizin önceliği öğretimden ziyade eğitim yani davranış olsun.
*Harcamalarda devlet malını yetim malı bilelim.
*Belediyeler kendi asli görevini yapsın.
*Trafik keşmekeşliği başta olmak üzere her alandaki kuralsızlıklar son bulsun.
*Hangi görüşten olursak olalım, birbirimize saygılı olalım.
*Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığından bir an evvel kurtulalım.
*Kamuda kullanılmakta olan makam araç sayılarına bir sınırlandırılma getirilsin. Makam arabası verilenler de bu aracı hangi hal ve şartlarda kullanacağını bilsin.
*Hepimiz birbirimize güvenelim. Ülkeyi birbirimizden kurtarmaya çalışmayalım. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul edelim.
*Terör yeniden azmasın.
*Seçimlerde miting yapılmasın.
*Yaklaşmakta olan belediye seçimlerinde her partiden temiz ve güvenilir kimseler aday yapılsın. Halkın teveccühünü kazanarak seçilen başkana, şehrine kalıcı hizmetler yapmayı nasip etsin.
*Birbirimizi dinlemeyi, birbirimizi anlamaya çalışmayı, birbirimize empati yapmayı nasip etsin. Barış iklimi hakim olsun aramızda.
*Hastalarımız şifa, dertliler derman, huzuru kaçanlar huzur bulsun.
*Meselelerimizi aramızda birbirimizi kırmadan, dökmeden güzel bir üslupla çözmeyi nasip etsin.
*Hep birlikte yarınlara güvenle bakalım...

*** 01/01/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde