—Din nedir?
—Hangi dini soruyorsun?
—Kaç tane din var?
—İnsanların kendi süfli emellerine alet ettikleri din var.
Bir de orijinali kitapta yazılı Allah'ın gönderdiği din. Hangisi?
—Allah'ın gönderdiği din tabii ki!
—İnsanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak amacıyla
Allah tarafından gönderilen ilahi kurallar bütünüdür.
—Amaç insanları mutlu etmek öyle mi? Ama din mutlu etmiyor
bugün.
—Kullanım kılavuzunu düzgün uygulayanları mutlu eder.
Değilse rezil rüsva eder. Mutsuzlukta dinin suçu yoktur. Dört dörtlük bir
arabayı kullanan şoför gider duvara toslarsa suç arabanın mı olur yoksa şoförün
mü?
—Şoförün elbet!
—Ruhun gıdası diyebileceğimiz dini, hastalığı doğru teşhis
koyan ve tedavisi için en uygun ilacı öneren bir doktora da benzetebiliriz.
—Ama ilaçların yan etkisi de var. Bu durumda dinin olumsuz
yan etkileri var diyebilir miyiz?
—Bakış açına ve kullanımına göre dinin yan etkisi var
denebilir. Tedavi için önerilen ilaç prospektüse ve doktorun reçetede yazdığı
şekliyle belli bir dozda alınırsa ilaç hastayı iyileştirir. Verilen hap
kullanılmazsa kişi iyileşmez, ilacın hepsi bir anda kullanılırsa kişiye zarar
bile verir, hatta öldürebilir veya süründürebilir.
—Dini belli bir dozajda almak gerekiyor o zaman.
—Hem dozaj hem de kimden aldığın da önemli.
—Yani ehlinden alacaksın.
—Evet! Eğer ehlinden öğrenmezsen, öğrenirken sorgulamazsan
afyon gibi uyuşturur da aynı zamanda. Beyin ve zihin zehirlenir. Bu durumda
gözün hiçbir şeyi görmez. Bu durumda Allah'ın kulu değil, bir başkasının
bendesi olursun. Günümüzde
bunun örnekleri de çok maalesef.
—Bu devirde kime güveneceğimizi şaşırdık. Kime bel
bağlamışsak bizi yanıltmıştır. Bakıyorsun ayet, hadis, din, diyanet vs bal
damlıyor adamın ağzından. Tam güveniyorsun. Bir bakmışsın ki seni yarı yolda
bırakıvermiş.
—O vakit badü harabil Basra oluyor tabi!
—Ta kendisi.
— Sonuç?
— Sonucu
da bir fıkra ile bitirelim. Belki kıssadan hisse alırız:
Ateist birisi
camii imamıyla karşılaşır.
— Yahu
hoca, İslam şöyle iyi, böyle iyi dersiniz ama insanlar yine birbirini öldürmeye
devam ediyor. Bu din nasıl bir din böyle?
Hoca cevap vermeden yoluna devam eder. Hocayı alt ettiğini düşünen ateist de hocaya refakat eder. Yolda üstlerini batırmış, çamura belenmiş, eli-yüzü kirli çocukları görünce hoca ateiste:
— Sen
ne iş yapıyordun?
— Ben
sabun imalatçısıyım.
— Pekiyi
senin bu sabunlar ne işe yarar?
— İnsanları
temiz tutmaya yarar.
— Pekiyi
bu çocuklar niye kirli, bu durumda senin sabun ne işe yarıyor? Söyle.
— İnsanlar
sabunu kullanmasını bilmezlerse sabun ne yapsın, sabunun suçu ne? Sonra ben ne
yapabilirim ki bu durumda? Önemli olan temizlik için sabunu kullanmasını
bilmek.
— Hep
iyiyi ve güzeli emreden İslam'ın dediğini insanlar yerine getirmezlerse İslam
ne yapsın? Burada İslam'ın suçu ne o zaman? Sabunu yerli yerince kullanan
tertemiz olduğu gibi İslam’ı da iyice anlayan ve onu hayatına tatbik eden
kişiler de her şeyden önce güzel ahlaklı olurlar… Bilmem anlatabildim mi?
—
Hoca cevap vermeden yoluna devam eder. Hocayı alt ettiğini düşünen ateist de hocaya refakat eder. Yolda üstlerini batırmış, çamura belenmiş, eli-yüzü kirli çocukları görünce hoca ateiste:
—
—
—
—
—
—
—
— Bu
durumda tüm iş kullanmayı bilmede. Eyvallah!
*** 25/12/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
*** 25/12/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder