Evlendirdiğim oğlum tarafından hısım olduğumuz 90 yaşın
üzerindeki bir anneanneyi bir ay önce defnettik. Ölüm çatmadan önce
rahatsızlığından dolayı kızı, annesini Meram Tıp Fakültesi Hastanesinin yoğun
bakım ünitesine yatırır. Doktorlar teyzeyi burada birkaç gün misafir ederler.
Öğün vakti diğer hastalara olduğu gibi bu hastaya da yemek servisi yapılır.
Fakat teyze "Ben devlete ne yaptım da yemeğini yiyeceğim" diyerek
gelen yemeği geri çevirir. Kızı, dışarıdan annesi için yemek getirtmek zorunda
kalır.
Teyze vefat etti, darı bekaya uçtu. Biz gelelim biz
sağlara. Bu teyzenin duyarlılığının "d" si biz sağlarda var mı? Çok
tanımıyorum ama belki bu teyze okur-yazar bile değil. Olsa olsa ilkokul
mezunudur. Hastanedeki yemeği yemesi kadar doğal bir şey yoktu hâlbuki. Ama
kendisi öldü gitti, belki kendisine göre devlete bir şey yapmadı. Ama çekip
giderken bile yoğurdu üfleyerek yedi gitti. Hayatım boyunca unutmayacağım ender
kişilerden biri olarak kalacak bu teyze hep. Bir ayağı çukurdayken bile geride
kalan bizlere ders vermeyi ihmal etmeyen bu teyze, kendisini sürekli tanıyan
yakınlarına ne dersler verip gitti kim bilir? Öyle zannediyorum bu teyze bu
duyarlılığıyla çocuklarına haram lokma yedirmemiştir. Şanslı aileymiş
vesselam! Aslında her ailede bu teyze gibi birileri olacak ki çoluk çocuğuna ne
yedirdiğini takip edecek ve yaşantısıyla çevresine örnek olacak. Allah gani
gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun bu teyzenin.
Bu teyze fî tarihinde yaşamış biri değil, 2018'de
vefat etti. Yani asırdaşız. Bugün biz neredeyiz? Ne yediğimize, ne içtiğimize;
yediğimiz ve içtiğimizin nereden geldiğine dikkat eden birileri miyiz? Şayet
böyleysek yediğimiz ve içtiğimizde hiç şüphe yok demektir. Helal olsun, ne
mutlu bize!
Şimdi bu teyze kalkıp gelse devletin üyeleri için ödediği
aidatlarla bir STK'nın, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte bir beş yıldızlı
otelde seminer yaptığını duysa, sınırsız yeme ve içmenin sendika tarafından
yani devletin parasıyla karşılandığını öğrense en hafifinden "Vah
kuzum! Sizin yediğiniz, içtiğiniz öbür dünyada burnunuzdan fitil fitil
gelir" demez miydi? Bence derdi. Hatta bu seminerin iş-güç zamanı
olduğunu, yöneticilerin esas işlerini bırakarak bir tatil beldesinde seminer
adı altında tatil yaptığını duysa "Vah kuzum! Sizin öbür dünyada yatacak
yeriniz olmaz" der miydi demez miydi? Bence derdi. "Ben cahil
halimle(!) Allah'tan korkarım, en iyisi siz de korkun" bile derdi.
Ezcümle hasta haliyle ölümle pençeleşen teyze gibi hastane
yemeğini yemeyecek kadar hassas olmayalım ama kamu malı konusunda özellikle
üyeler adına gelen parayı kendimize doğru yontarak gerekli-gereksiz yerlerde
harcamayalım. Bilelim ki üyeler adına gelen bu paralar bize birer emanettir,
yerli yerince kullanalım. Bu para yenecekse üyelerle birlikte yiyelim.
*** 11/12/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
*** 11/12/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder