Şehrül-emin
günümüzde pek kullanılmasa da şimdiki belediye başkanları için eskiden
kullanılan güzel bir isimdir. Yani şehrin imar, alt yapı, çöp, su, ulaşım vb.
işlerinden sorumlu en güvenilir seçilmiş kişisi demektir. 2019 mahalli
seçimlerine dört aydan fazla bir zaman olmasına rağmen partilerimiz beş
yıllığına şehri yönetecek en uygun adaylarını belirlemek için şimdiden hummalı
bir çalışma içerisine girdiler.
Seçilecek
belediye başkanı beş yıllığına seçildiği şehri yönetecek. Başkanın yaptığı
icraatlar aynı zamanda partisini de bağlayacaktır. Bundan dolayı partiler aday
belirleme işini sıkı tutuyor, her türlü alternatifi değerlendiriyor, aday
belirleme sürecinde en iyi ve en uygun adayı tespit etmek için değişik
kıstasları ortaya koyuyorlar. En fazla aday adayı müracaatının olduğu iktidar
partisi de adaylarını belirlemede ön incelemeye katkı sağlaması amacıyla 25 il
merkezi hariç tüm Türkiye’de 18 Kasım günü temayül yoklaması yapıyor.
Bir kimseye
veya bir şeye ilgi duyma, bir tarafa meyletme anlamına gelen temayül, seçmenin
hangi adaya meyilli olduğunu öğrenmek için genelde siyasi partilerin başvurduğu
bir nevi araştırma veya anket yöntemidir. Bu yıl ilk defa e-temayül adıyla
elektronik ortamda yapılacak temayül yoklaması hem kâğıt israfını önlemiş hem
de sonuçların erken sonuçlanmasını sağlamış olacaktır.
Temayül
yoklamalarında kimler oy verecek? İl-ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri, il-ilçe
gençlik ve kadın kolları başkan ve üyeleri, il disiplin kurulu başkan ve
üyeleri, parti üyesi büyükşehir-il-ilçe-belde belediyeleri, köy ve mahalle
başkanları vs. oy verecek.
Pekiyi
sadece parti teşkilatının oy kullanacağı bu temayül yoklaması şehrin en güvenilir
kişisini belirlemede yeterli kıstas olacak mı? Teşkilattakiler ne derece
ellerini vicdanlarına koyarak oy verebilecekler ve mevcut belediye başkanlarına
göz kırpmayacaklar mı? Çünkü halen görev yapan belediye başkanı ne kadar
yıpranmış olsa da diğer adaylara göre tanınır olması bakımından daha avantajlı
bir durumda olacak ve teşkilatını etkileyebilecektir ya da bir aday lehine
yönlendirme yapabilecektir. Çünkü bir beş yıl boyunca birlikte çalıştılar. Umarım
oy kullanacak olan teşkilat mensupları kullanacakları oyla işi ahbap-çavuş işine
döndürmezler, verecekleri oyun bir emanet olduğunun bilincinde olurlar. Çünkü oy
verecekleri adaylarda aradıkları en önemli kriter ehliyet ve liyakat olmalıdır.
Ayrıca adayın vizyon ve misyon sahibi olup olmadığını da göz önünde bulundurmalıdırlar.
Ayrıca “Başkanımız bu olsun” diye oy verdikleri adayın, sadece kendilerinin
değil; bir şehrin başkanı olacağını, yüz ağartıp ağartmayacağını, seçmen
nezdinde bir karşılığının olup olmayacağını hesaba katmalıdırlar. Yani kendi
gönüllerinde yatandan ziyade halkta karşılığı olacak, halkın teveccühünü
kazanacak bir adaya meyillerini göstermelidirler. Hasılı yaptıkları iş bir
çocuk oyuncağı değil.
Burada
temayül yoklamasıyla ilgili bir başka hususa değinmek istiyorum. Temayül
yoklaması için belirlenen tarihin istifalarını yeni vermiş adaylar için bir
handikap olduğunu düşünüyorum. Çünkü birçok aday başvurunun son tarihi olan 16
Kasım günü istifasını verip aday adaylığı başvurusunda bulunmuştur. Bu tür
adaylar ne zaman teşkilatları gezip araziye çıkacak, kendini göstermek ve anlatmak
için fırsat bulacaklardır? Aslında adaylara kendilerini ifade edebilecekleri
makul bir süre vermek, temayül oylamasında olması muhtemel hataları da bertaraf
edebilirdi.
Bahsetmeye çalıştığım
bir kısım dezavantajlarına rağmen temayül yoklaması yapıldı, aday bu oylamada
ipi göğüsledi diyelim. Teşkilatın bu temayülüne genel merkez ne diyecektir?
Çünkü son sözü orası söyleyecektir. Burada başka faktörler işin içine
girmeyecek mi? Milletvekilleri, genel başkan yardımcıları gibi ağır toplar kulis
faaliyetlerinde bulunmayacaklar mı? Burası da düşündürüyor insanı.
“Yapılan parti
içi bir temayül yoklaması, büyütülecek bir durum yok, nihai kararı genel merkez
verir” diyebilirsiniz. Aday belirlemede nihai karar olmasa da temayül yoklaması,
aday adayları için taşradan Ankara’ya uzanan siyasi bir arenadır. Burası kat edilmesi
zor, taşlı, uzun ve ince bir yoldur. Umarım taşradan Ankara’ya uzanıncaya kadar
süreçlerin tümünde hak ve hukuk gözetilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder