Bir memur sendikasının önceki seçim sürecine "Öze
Dönüş Hareketi" sloganıyla yola çıkanlar vardı. Delege ve yönetime gelmek
istemelerini "Mevcut yönetimin sendikanın ilk kuruluş felsefesinden
uzaklaştığını, bundan dolayı sendikayı yeniden fabrika ayarlarına döndürmek
gerekir" diyerek kimi delege, kimi de ilçe ve il yönetiminde görev almak
için üyelerinden kendilerine oy vermelerini istemişlerdi. Özellikle sosyal
medyayı çok güzel kullanmışlardı.
Taraf olmamakla beraber seçim sürecinin bir fazilet
mücadelesi olmasını temenni ettim ve sosyal medyada taraflara "Aynı davaya
gönül vermiş neferlerisiniz. İşin içinde kazanmak da var, kaybetmek de. Bu
süreçte kazanmak amacıyla birbirinin yüzüne bakamayacak söz ve fiillerden
kaçının. Kazanan, 'Ezip geçtik' demesin. Kaybeden de küsüp gitmesin. Kazananı
tebrik etsin" şeklinde yazıp çizdim. Maalesef süreçte iftiralar, birbirine
çalım atmalar oldu. Seçime girdiler ve "Öze Dönüş Hareketi" seçimi
kaybetti. Olabilir. Çünkü seçimlerin bir kazananı bir de kaybedeni olur.
Bu da doğaldır.
Seçim sonrasında kırgınlık ve kızgınlıklar oldu. Kimi
dışlandı. Maalesef bir erdem yarışı olsun temennim gerçekleşmedi.
Yine bir seçim dönemi geldi çattı. "Öze Dönüş"
sözü yok kimsenin ağzında. Özellikle sendikayı asli amacına döndüreceğiz diye
yola çıkanlardan tık yok. Üstelik çoğu mevcut yönetimin şemsiyesi altına girdi,
ya delege olmak ya da yönetimde görev almak için.
Merak ettiğim "Öze Dönüş Hareketi" bu işin
neresinde? Öze Dönüş dedikleri geçici bir heves miydi ya da hata mıydı? Ya da
öyle bir şey yok da göz boyamaca mıydı? Mevcut yönetim kendisini hiç
yenilemeden, tavır ve üslubunu değiştirmeden eskisi gibi görevlerine devam
etti. Bugün eleştirdikleri yönetimin listesinde görev almaya hazır olduklarına
göre o zaman bu arkadaşların "Öze dönme" gibi bir niyetleri yokmuş. Sanırım
mevcut yönetim görevini layıkıyla yapmış olmalı ki bu arkadaşlar aynı listeden
seçime birlikte giriyorlar.
Kimsenin niyetini bilmiyorum ama burada bir çelişki var. Ya
kendileri daha önce yanlış yoldaydı, şimdi doğru yolu buldular ya mevcut
yönetimi yanlış bulmalarına rağmen yönetime göz kırpıyorlar ya da mevcut
yönetim doğru yoldaydı. Demek ki "Öze Dönüş" bir hevesmiş,
aslı-astarı yokmuş. Tüm mesele bir yorgan kavgasıymış. Madem böyle yapacaklardı
ne diye bu güzel kelimeyi kendi emellerine alet ettiler ve kendilerine
güvenenleri yüz üstü bıraktılar?
Bari hiç olmazsa "Biz eski yönetimi tanıyamamışız,
onları yanlış tanımışız, sonradan onların doğru olduğunu anladık. Bu konuda
yanlış yerde olan ve yoldan çıkan bizmişiz. Önceki seçim döneminde üyelerimizi
yanlış yönlendirdiğimizden dolayı özür dileriz" şeklinde biz özeleştiri
yapsalar bence erdemlice bir duruş sergilemiş olurlar. Çünkü hatadan dolayı
özür dilemek bir erdemliliktir. Yok biz hata yapmadık, o zaman öyleydi; öyle
gerekiyordu. Şimdi de böyle gerekiyor. Biz zamanın ruhuna uygun hareket ederiz
diye düşünüyorlarsa bir daha hiç öze dönmeye falan kalkmasınlar, kendilerini
kaybetmesinler yeter. Bir daha kimseyi heveslerine kurban etmesinler.
Acaba tüm kavga ağızlara bir parmak bal çalmak mı idi! Öze
Dönüş hareketini ağızlarına almadan yola devam etmek isteyenlerin iç hallerini,
bu süreçte neler çektiğini bilmem. Benim dıştan gördüğüm maalesef iyi bir sınav
vermedikleridir. İşin doğrusunu en iyi onlar bilir.
Not: 1.Bu yazıyı sendika seçim sürecinden önce kaleme
almıştım. Bu süreçte eski yönetimin listesinden seçime giren bir arkadaşım
aradı. Yazımla ilgili serzenişini söyledi. “Neler çektiğimizi bir bilseniz…”
dedi. Kimsenin önüne taş koyma gibi bir niyetim olmadığından yazımı seçim
öncesi taslağa aldım.
2.Yazımı taslağa aldıktan sonra “Öze Dönüş Hareketi”nden
bir başka arkadaş aradı: “Yazınızdan bir arkadaş vasıtasıyla haberdar olmuştum.
Hastanede olduğumdan yazınıza üstünkörü bakmıştım ve yazınızı çok beğenmiştim.
Müsait olduğum zaman yazıyı tekrar okumak istediğimde sayfanın açılmadığını
gördüm” dedi. Kendisiyle telefonda uzun uzadıya konuşma fırsatı buldum. Niçin
kaldırdığımı izah etmeye çalıştım. Kendisini çok dertli gördüm. Eğer yanlış
anlamadıysam “Öze Dönüş Hareketi” isminin fikir babası kendisinin olduğunu, o
süreçte kendisine karşı her türlü baskının yapıldığını, deruhte ettiği görevden
istifa etmek zorunda kaldığını, düzenlenen ‘Vefa Gecesi’ne davet edilmediğini,
yapılanlardan dolayı gönülden bağlı olduğu sendikasından ayrılmak zorunda
kaldığını, birlikte yola çıktıklarının bu süreçte çoğunun dağıldığını” anlatmaya
çalıştı. Sanırım bu arkadaşımız her iki
taraftan darbe yemiş birine benziyor. Herhalde insanı üzen de
beklemediklerinden gördüğü darbe olsa gerek! Yıllar geçse de insan içinden atamıyor
ve derdiyle yaşıyor maalesef.
3. Seçim bittiğine göre kısmi bir düzenleme yazımı tekrar
yayımlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder