ABD saldırısıyla birlikte dövizde meydana gelen
dalgalanmayla Türk Lirasının aşırı değer kaybetmesi ve ülkenin bir ekonomik
krize doğru sürüklenmesi sonucunda sayıları 8-10'u geçmeyen bir ülke
"ABD'nin Türk ekonomisine yaptığı yaptırımlar" kabul edilemez ve
Türkiye'nin yanındayız" anlamına gelen destek açıklaması yaptı.
İyice yalnızlaştırılan Türkiye için sayıları az da olsa
verilen bu destek bizim için anlamlıdır. Dünya Müslüman Alimler Birliğinin
herkesi Türkiye'ye karşı destek olması için destek çağrısı yapması, hem Türkiye
hem de İslam dünyasının geleceği için umut verici. Küçük bir İslam ülkesi olan
Katar'ın diğer İslam ülkelerine nazaran Türkiye'de 15 milyar dolar yatırım
kararı alması takdire şayan. Katar Emiri Temim bin Hamed el Sani'nin, bizzat
ülkemize gelerek Cumhurbaşkanı ile görüşmesi, Türkiye'nin yanındayız demesi ve
ülkesine döndükten sonra "Ümmetin sorunları ve Katar'ın yanında duran
Türkiye'nin ve oradaki kardeşlerimizin yanındayız" tweeti yüreğimize su
serpti, Allah razı olsun dedirtti. El Sani, Ne olacak bu ülkenin hali dediğimiz
bir anda Hızır gibi imdadımıza yetişti ve bu milletin gönlünde taht kurdu.
Emir tweetinde Türkiye'nin ümmetin sorunlarının yanında olduğuna dikkat
çekmiştir. Bu da Türkiye'nin nice yıllardır mazlumların yanında olmasının ve
onların imdadına koşmasının, ümmetin derdiyle dertlenmesinin anlaşılmaya
başladığını gösteriyor. Geleceğimiz adına ümit verici.
Kimdir el Sani? Nerenin başkanıdır? Sani bir Arap ve
Katar'ın emiridir. Temim bin Hamed el Sani ismini, ırkını ve ülkesini “bu
ne, kör müsün” diye birilerinin gözüne sokmak lazım. Çünkü Türkiye ne zaman bir
İslam diyarının derdi ile dertlense ve burası bir Arap ülkesi ise içimizden
bazıları "Bu Araplar bizi arkadan vurdu, ne işimiz var onların yanında, ne
halleri varsa görsün" şeklinde genellemeci bir tutum içerisine girer ve bu
suçlamayı temcit pilavı gibi önümüze koyar.
Konuşurlarken ve yazıp çizerlerken "Arapların bir
kısmı bizi arkadan vurdu" deseler hiç gam yemeyeceğim ve doğru diyeceğim.
Çünkü İngilizlerin kışkırtması ve içlerinden Şerif Hüseyin gibi satılıkların
zor zamanımızda bize ihanetleri tarihi bir gerçekliktir. Ama bu menfur durumun
tüm Araplara mal edilerek yüz yıl boyunca ısıtılıp ısıtılıp önümüze konması
izaha muhtaçtır ve kabak tadı vermiştir. Böyle diyenlerin bir kısmı işin
iç yüzünü tam bilmeden bilgisizce bu suçlamayı yaparken bir kısmı ise iyi
niyetten yoksun olarak suçlamaktadır.
Bu meseleyi sık sık kaşıyanların "Araplar içerisinde
iyileri de varmış, hepsini hain olarak görmek yanlışmış" demelerini
beklemek hakkımız diye düşünüyorum.
Sahi Katar'ın zor zamanımızda yanımızda yer almasını
içimizden bazıları nasıl değerlendirir?
* 18/08/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder