Yaptığımız veya yapmadığımız bazı şeyler için “keşke”ye yer
yoktur. Çünkü pişmanlığı ifade eder. Veya “olsaydı, olmasaydı” gibi sözler
olmamış bir temenniden ibarettir. Tam karşılamasa da bunda da bir pişmanlık vardır.
Hayatımızda keşkeye, olsaydı, olmasaydıya pek yer olmasa da gündelik hayatta
bizden ayrılmaz bir parça gibidir bu ifadeler. Çünkü çoğu zaman yaptığımız veya
yapamadığımız tercihlerden dolayı bu kelimeler imdadımıza yetişir. Keşke çözüm
olur mu? Maalesef çözümü yok. Çünkü geçmiştir. Geriye dönüşü yok ve son
pişmanlık da fayda vermez.
Pişmanlık ifade eden bu tabirler bizi geriye göndermese de
en azından bundan sonra aynı hataları yapmamak üzere bir özeleştiri olarak
görürüm. Çoğu insan yapmaz. Hatta öyle insanlar vardır ki "Ben hiç hata
yapmadım, bugün olsa yine aynısını yapardım" diyerek boyundan büyük laf
eder ve kendisiyle yüzleşmez. İzin verirseniz yazımın bundan sonraki
kısımlarını "keşke, olsaydı/olmasaydı" gibi pişmanlık veya
temennilere ayırmak istiyorum:
Keşke;
-namaz, oruç gibi ibadetlere verdiğimiz önemin birazını da
ahlak ve etik değerlere verebilseydik... Dost-düşman, herkes bizi güvenilir bir
kimse olarak görseydi... Müslüman mı? Onun elinden ve dilinden kimseye zarar
gelmez. Ben her şeyimi ona emanet ederim, deseydi...
-Kur'an ve namaz sürelerini öğrenmeye verdiğimiz önemin
birazını da sosyal konularda insan kazanmaya verseydik... İlmihal bilgisine
verdiğimiz önemin birazını da pratiğine verebilseydik... Öğrendiğimiz dini
bilgilerin birazını da pratiğe dökebilseydik...
-abdestsiz Kur'an-ı Kerim'e dokunulmaza verdiğimiz önemin
birazını da Kitabın içeriğine gösterebilseydik... Giyim-kuşam, kılık-kıyafet
yani kaportaya verdiğimiz önemin birazını da güzel huya verebilseydik...
-Müslüman’ın olduğu yerde taciz, istismar, ensest ilişki, şiddet,
darp, çocuk kaçırma vb olmasaydı…
-okullarda öğretime verdiğimiz önemin birazını da eğitime
verebilseydik... Bilgiyi ölçtüğümüz gibi davranışı da ölçen bir başarı kriteri
geliştirebilseydik…
-Akademik başarı adına oyun çağındaki çocuklarımıza
kapasitelerinin üzerinde yük yüklemeyip çocukluklarını adam gibi
yaşayabilselerdi… Akademik başarı için teste verdiğimiz önemin birazını da
analitik düşünmeye verebilseydik…
-eğitim ve öğretimde “Önce ahlaklı ol, sonra bilgili”
prensibini oturtabilseydik…
-rahatımıza düşkünlüğe verdiğimiz önemin birazını da
çalışmaya verebilseydik…
-tüketime verdiğimiz önemin birazını da üretmeye
verebilseydik…
-hiçbir sorumluluk vermeden, el bebek, gül bebek
yetiştirdiğimiz çocuklarımıza yaşlarına uygun bir sorumluluk verebilseydik…
-toplumda fakir ve zengin arasında bir denge olsaydı…sosyal
adalet dengesini sağlayabilseydik…insanımızın insanca yaşayabileceği, alın terinin
karşılığını tamı tamına alabileceği bir ücret politikamız olsaydı…
-birbirimizi
dinlemeyi, birbirimize değer vermeyi, aramızdaki sorunları diyalogla çözmeyi
becerebilseydik…
-ya
olduğumuz gibi ya da göründüğümüz gibi olsaydık…hayatın hiçbir alanında
kendimizi ikna etmek için yemine yer olmasaydı…
Keşke
keşke keşke/olsaydı olsaydı olsaydı/olmasaydı olmasaydı olmasaydı…
Keşke
hayatımızın hiçbir safhasında keşke, olsaydı, olmasaydı gibi kelimelere hiç yer
olmasaydı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder