—Üstat, beni tanıyorsun? Birçok yere girdim çıktım.
Hepsinde şu ya da bu şekilde bir koltuk kaptım. Bakanlığa kadar yükseldim. Kaç
dönem vekillik yaptım. Ama hala içimde bir boşluk var.
—Ne
boşluğu?
—Hep
göz önünde olunca geri planda kaldığımı düşünüyorum. İçinde bulunduğum partiyi
ele geçirmeye çalıştım, başarılı olamadım.
—Yeter,
çekil köşene o zaman!
—Beni
bana bırakmıyorlar.
—Kim?
—Nefsim
ve belli çevreler.
—Ne
istiyorlar senden? Ya da nefsin ne istiyor?
—Başbakan
olmamı, "Ben bu ülkeye başbakan olacağım."
—Ben
de cumhurbaşkanı olmak için heveslenmiştim. Ama avucumu yalamak kaldı bana.
Ayrıca başbakanlık kalktı biliyorsun.
—Hedefi
daha da büyüttüm. Cumhurbaşkanı olacağım artık!
—Nasıl
yapacaksın bunu? Etin ne, budun ne?
—Olurum
ya da olamam. Ama ben hep gündemde kalacağım. Öyle ki her gün kamuoyu benden
bahsetmeli. Bunu hak ettiğimi düşünüyorum.
—Kim
verdi sana o hakkı?
—Belli
çevreler benim kapasite ve yeteneğimin farkında.
—İyi
de nasıl yapacaksın bunu?
—En
iyisi bir parti kurmak!
—Parti
kurmayı kolay mı sanırsın? Bunun için ekip lazım, bir birikim lazım, vizyon
gerek, misyon gerek.
—O
dediklerinin hepsi bende var, deniyor.
—Kim
diyor?
—Basın
her gün benden bahsediyor. Yine malum çevreler parti kur diyor. İyi bir rüzgâr
yakaladım anlayacağın.
—Haydi,
hepsi sende var diyelim. Parti kurmak maliyetli! Parayı nereden bulacaksın?
—Beni
ortaya sürenler açık çek verdi bana.
—Haydi,
partiyi kurdun diyelim. Partinin adı ne olacak? Cumhurbaşkanı olabilecek misin?
Çünkü bu ülkede her parti kuran cumhurbaşkanı olabilseydi Ülke cumhurbaşkanından
geçilmezdi. Çoğu tabela partisi olarak kaldı.
—Birlikte
yola çıktıklarımla partinin ismi üzere çalışıyoruz. İyi bir isim bulacağız. Beni
öne sürenler kazanacağımı söylüyor. Anketlerde de daha partimi kurmadan yüksek
oy alacağım açıklanıyor. Kimse vermese bile kadın seçmenlerden alacağım oy beni
zirveye taşır. Hiç yapamasam eski partimden gelecek oy yeter bana. Ayrıca en
büyük zevkim beni vekil yapmayan eski partimi baraj altı bırakırım. Sonra biz
her kesimden oy alırız. Çünkü her düşünceden aday var içimizde.
—Diyelim
ki başarılı olamadın. Bu senin için sonun başlangıcı olmaz mı?
—Niye
sonun başlangıcı olsun. Seçim boyunca "Ben cumhurbaşkanı olacağım"
diye çıtayı yüksek tutacağım. Güne gün basın beni gündemine alacak, benden
bahsedecek. Olmaz da farz et ki başarılı olamadım. Ben yine gündemde kalacağım.
—Nasıl
yani?
—İstifa
edeceğim.
—Hemen
pes edeceksin de niçin kurdun bu partiyi demezler mi sana?
—Biraz
daha gündem oluşturmak için.
—Yani?
—Kurultay...adayım...aday
değilim tartışmaları yine beni gündeme taşır. Çünkü medya "Ne olacak bu
partinin hali? Aday olacak mıyım olmayacak mıyım üzerine günlerce yazıp çizecek
ve konuşacak. Sayemde vekillik görenler ve varlıklarını bana borçlu olanlar kapının
önüne gelip "Bizi bırakma, ne olur" diyecek.
—Eee
sonra?
—Eee'si
hep gündemde kalacağım demektir. Zaten istediğim de budur.
—İşin
başında çıtayı yüksek tutup bol keseden atacağına, seni sevenlere umut
dağıtacağına, yıllardır yaptığın bu siyasette biraz mütevazı olsaydın daha iyi
olmaz mıydı?
—Olurdu
olmaya da sonun hüsranla biterse iktidardan daha fazla gündemde kalacağım.
—Haydi
dediğin oldu. Sonuç?
—Sonuç,
reklamdır. Reklamın kötüsü olmaz. Reklam reklamdır. Başarısızlığım da bir
reklam olacaktır sonuçta.
—Sonra?
—Sonraları
da "Parti kurarak cumhurbaşkanlığını kazanmaya kendisini o kadar
inandırmıştı ki barajın altında kalarak ayağına düşürdü. Siyasi tarihimizdeki
bu siyasi figürün adı nedir" sorusu yarışmalarda hep sorulacak. Böylece
yıllar geçse de gündem olmaya devam edeceğim.
—Sen
gündemle kafayı yemişsin, şöhret olmak böyle bir şey olsa gerek. Keşke şöhreti
önemsediğin kadar kendini ve bu seçmeni tanımaya biraz zaman ayırsaydın daha
iyi olurdu. Ama bil ki bu şöhret macerası seni yavaş yavaş gündemden
düşürecektir. Bu da senin yok oluşun demektir.
*** 31/07/2018 günü Yeni Haber gazetesinde Barbaros Ulu adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder