Bu yazımın muhatabı ister samimi, ister geçer akçe olması dolayısıyla seçim çalışması döneminde İHL üzerine konuşma yapan herkestir. Bunu baştan söyleyeyim. Kimse, kimi kastediyor diye belleğini yoklamasın. Yazımda belirli bir kesimi kastetmeyeceğim. Ama yarası olan da gocunsun.
İHL'ler bu ülkenin bir gerçekliği ve ihtiyacıdır. Açıldığı andan itibaren bunu da bu okullar ispatlamıştır. Maarifimizde bu okulların özel bir yeri olmasına rağmen bu okullar ekseriyetle üvey evlat muamelesi görmüş ve tu kaka yapılmıştır. Son yıllarda da öz evlat muamelesi görmektedir. Kimi biçmeye, kimi de ihya etmeye çalıştı. Her iki yaklaşımı da sağlıklı görmüyorum. Seven de sevmeyen de bu okulları tıpkı diğer okullar gibi kendi haline bırakmadı.
Şunu herkes bilsin ki bu okullar kimsenin ne arka bahçesidir, ne de devlete dinamit koyan okuldur. Ne bazılarının yere-göğe sığdıramadığı gibi bu okullar dört dörtlük, ne de bazılarının sandığı gibi devlet düşmanının yetiştiği, gerici ve yobazı bol okullardır. Nasıl ki diğer okulları bu ülkenin vatansever insanlarının çocukları tercih ediyorsa bu okulları tercih edenler de aynı kaptan yiyen, aynı havayı teneffüs eden, üzüntü ve kıvançta aynı duyguları paylaşan kişilerdir. Bu okulların diğer okullardan farkı, müspet ilimlerin yanında öğrencilerin dini yönden eğitim almalarıdır. Buradan bu okula gidenler çok dindar, diğer okullara gidenler az dindar anlamı çıkmasın. İHL'lerde okuyup mezun olan kişiler içerisinde değerlerimizle barışık samimi kişiler olduğu gibi diğer okullardan mezun olanlar içerisinde de değerlerimizi yaşamaya çalışanların sayısı çoktur.
Hal böyle iken seçim zamanlarında propaganda yapanlar gündemlerine mutlaka İHL'leri alır ve halkın teveccüh gösterdiği bu okullardan prim kazanmaya çalışır. Kimi İHL'liyim, kimi de okumak istemiştim, olmadı diyerek bu okulları sahiplenmeye çalışır. Siyasilerimiz bu okullar yerine kendilerine başka konular bulsa iyi olur. Bu okullar partiler üstü olarak görülmelidir. Ağızlarına bu okulları aldıkça bu okullarımız siyasetin içine çekilmektedir. Eğer söylediklerinde samimilerse bu okulları kendi hallerine bırakmalıdırlar. Bu okullar üzerine siyaset yapmaktansa başta bu okullar ve diğer okullarımızın sorunlarını masaya yatırarak eğitim ve öğretimimizde nasıl daha iyi iyileştirmeler yaparız sorusu üzerine yoğunlaşırlarsa bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olurlar.
Siyasilerimiz hangi okul türü olursa olsun milli eğitimin genel ve özel amaçları çerçevesinde "tüm okullarımızdan milli ve manevi değerlere önem veren, ülkesini seven, ülkenin kalkınması için çabalayan, ahlaki ve etik değerleri önceleyen nesillerin yetişmesini nasıl sağlayabiliriz," derdini düstur edinmelidir, sloganlarla yaşamayı, seçmenine mavi boncuk dağıtmayı, onlara göz kırpmayı bir tarafa bırakmalıdır.
Anlatmak istediğim bu okullara ihtiyaç olduğu kadar diğer okullara da ihtiyaç vardır. İfrat ve tefride giderek bu okullar üzerinden oy avcılığı yapmayalım. Hangi okul türü yapılırsa yapılsın, amacımız kemiyetten ziyade keyfiyet yani kaliteyi yakalamak olmalıdır. Böyle bir bakış açısı bu okulların işlevini yerine getirmesine fırsat verir ve bir ihtiyacı gidermeye devam eder. Bu okullar tarihteki yerini alsın, siyasete meze olmasın, siyasetimize alet etmeyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder