Bu seçim döneminde verdikleri uçuk-kaçık vaatlerle sınır
tanımayan siyasi partilerimiz uzun ramazan günlerinde bize cenneti yaşatıyorlar
desem yanlış olmaz. Maşallah hiç isteyen yok; hep veriyorlar. Karşılığında
bizden sadece kendilerine oy vermemizi istiyorlar. Bekara avrat boşamak
dedikleri bu olsa gerek. Yine bu seçim döneminde Allah ve peygamberi
ağızlarından düşürmeme konusunda ramazan Müslümanlığının yanında seçim
Müslümanlığı da iyice kendini gösterdi.
Eskiden vadettiklerinizin karşılığı nerede diye seçmen,
gazeteci ve rakip siyasiler sorardı. Bu seçimde kimsenin sormasına mahal
bırakmadan "rantiyeciden alacağım" şeklinde yuvarlak cevabı da
kendileri veriyor. Buna da kendi çalıp kendi oynuyor denir. İşin garibi seçmen
bir şey istemiyor. Bunlar ağlamayana emme vermezler sözünü bir tarafa bırakarak
para basar gibi veriyorlar durmadan. Mübarekler sanki gömü buldular. “Atma
Recep din kardeşiz, biraz ufak at da civcivler de yesin,” demek lazım. Maalesef
bu seçim dönemi vaatlerin havada uçuştuğu, benim vaatlerim senin vaatlerini
yener dendiği, Türkiye gerçeklerinden uzak, birkaç oy devşirmek amacıyla ucuz
siyasetin yapıldığı bir dönem olarak akıllarda kalacaktır. -cek, -cak edebiyat
dönemi de denebilir. Bir tanesi, "Türkiye gerçekleri ortada, vermek için
almak gerekiyor. Zira almadan vermek Allah'a mahsustur. Ben sizlere önce acı
reçete sunacağım" dese benden oy ve büyük bir aferin alır.
Bu seçim döneminde hemen hemen her kesime mavi boncuk
dağıtan siyasilerimiz, en fazla bonusu da öğretmenlere veriyor. Vaatlerden 3600
katsayısını bir tarafa bırakırsak (çünkü nice zamandır öğretmenlerin isteyip
alamadığı bir haktır) diğer çoğu kulağa hoş gelse de absürt kaçıyor. İşin
ilginç yanı siyasilerimiz ev ödevine iyi hazırlanmış, papağan gibi aynı
vaatleri gittikleri her yerde bir bir sıralıyor ve buna kendileri de inanmış
görünüyor. Sanırım birileri, bir insan bir şeyi kırk gün boyunca çok istese o
isteği yerine gelir, şeklinde bir tüyo vermiş olmalı.
Vaatte emsallerini sollayıp geçen ve son surat yoluna devam
eden bir parti lideri -Allah vere de bir duvara toslamasa- bir salon
toplantısında vaatlerini sıralarken "Piyasada atanamayan ne kadar öğretmen
adayı varsa hepsini atayacağım, sözleşmeli öğretmenliği kaldıracağım, öğrenci
ve öğretmen bir kuruş para vermeden sabah kahvaltısını ve öğle yemeğini okulda
yiyecek..." şeklinde vaatlerini bir bir sıraladı. Akşam yemeğini unuttu. Onu da ekleseydi çok
daha iyi olurdu. Oldu olacak servis ve ulaşım da bedava deseydi tadından
yenmezdi. Ne de olsa eğitim bedava değil mi bizde?
Hasılı, ben bu seçim dönemi kadar seçmenle dalga
geçildiğini görmedim. Rabbim hayırlar getire...
*** 12/06/2018 günü Yeni Haber gazetesinde Barbaros ismiyle yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder