Son günlerde çokça yaptığımız siyasi tartışmaların yanında
bir tartışma konusu daha gündemimizde idi: Bazı üniversitelerin bölünmesi. Bazı
yerlerde tepkiler olsa da başta köklü üniversiteler olmak üzere bazı
üniversiteleri ikiye bölen tasarı Meclis'ten geçerek yasalaştı. Böyle 20 yeni
üniversitemiz daha oldu.
Üniversiteler niçin bölünür, bundan maksat ne, içeriğini
bilmiyorum. Kanun koyucu mutlaka bölünme gerekçesinde niçin bölünmesi
gerektiğini bir güzel açıklamıştır. Bölünme bir ihtiyaç ve gerekçeler haklı
nedenlere dayandırılmış olabilir. Gelen tepkilere bakılırsa üniversitede
okuyanlar ve akademisyenler gerekçelerin mantığını kavramamış görünüyorlar.
Yani paydaşlar ikna edilememiş. Yapılan tasarruf doğru bile olsa ikna
edilemeyen doğru, doğru değildir. Umarım bölünme sadece bina ve bölümlerin
ayrılmasından ibaret kalır.
Üniversitelerin bölünmesinden amaç, bölümleriyle devasa bir
görünüme kavuşan üniversiteyi bölmek suretiyle daha kolay yönetilebilir kılmak
olsa gerek. Farz edelim ki bu gerekçe doğru. Pekiyi adama sormazlar mı madem
yönetim zaafı olacaktı o zaman ne diye üniversitenin bu kadar büyümesine izin
verildi veya başka bir yere başka bir ad altında yeni bir üniversite kurulmadı
zamanında? Sonra her büyüyeni daha sonra hep böyle ikiye mi böleceğiz?
Plansızlığımızı göstermiyor mu bu? Ya da bölünce üniversitelere kalite mi gelecek?
Daha önce ikiye bölünen üniversitelerde ben bir sıçrama görmedim. Gördüğüm tek
şey bölünmenin yıllarca sürmesidir. Ayrıca bölünen üniversite bazı kişilere
istihdam kapısı olmak, bazı akademisyenlerin unvan yönünden daha çabuk
yükselmesinden başka bir işe de yaramıyor. Üstelik doğru dürüst yeni bölüm de
açılmıyor. Tek yaptıkları, bölündüğü üniversitedeki aynı bölümü diğer ikizinde
de açmak. Yani işin kolayına kaçmak var burada. Çünkü başka bir ilden
akademisyen getirmek zor! Keşke bölünen üniversite, o ilde bulunmayan yeni
bölümleri uhdesine katmış olsa…
Bir üniversiteyi ben böldüm demekle olmuyor. Çünkü o
üniversite o ismiyle öğrencisi, öğretim görevlisi nezdinde bir anlam ifade
ediyor. Yeni ismi ne olursa olsun kolay kolay kabullenilmeyecektir. Üniversite
ismini değiştirmek kişinin adını belli bir yaştan sonra değiştirmek gibi bir
şey. Halbuki isimlerin kişiler için ayrı bir anlamı vardır. En azından ismiyle
müsemma olmuş oluyor. Özellikle ismiyle müsemma olan üniversiteleri bölmek
kurum kültürüne bir katkı sağlamaz.
Her şeyden geçtim, seçime giderken, bu seçim hayat-memat
kabul edilirken, bir oy bir oy denerek ittifaklara imkan verilmişken tepki
olacağı biline biline niçin seçime ramak kala üniversite bölme yoluna gidilir?
Bu işler çok mu elzemdi? Seçim sonrası yapılamaz mıydı? İşin mutfağında olan
akademisyen ve öğrenci temsilcilerine zamanında bölünmenin mantığı anlatılarak
onlar ikna edilme yoluna gidilemez miydi? Benim bildiğim hiçbir hükümet seçime
giderken vatandaşın ileride hayrına da olsa kolay kolay radikal kararlar almaz.
Seçim kararı alınan bir ortamda üniversitelerin bölünmesi kararı bana manidar
gelmiştir.
Bölmekten maksat yeni üniversite kazandırmak ise
normalinden fazla üniversitemiz var. Çoğu üniversitelerin bazı bölümleri
kontenjanını dolduramıyor bile. Bence üniversite sayısını artırmaktan ziyade
mevcutların kalitesini artırmak için keşke bir çalışma yapılsaydı…
* 30/04/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 30/04/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder