23 Nisan 2018 Pazartesi

Guluç

Konyalı -pardon- Gonyalı iseniz guluç nedir bilirsiniz. Ağrı, yel demekmiş bazı yörelerimize göre. TDK'nın verdiği bilgiye göre derleme sözlüğünde Yassiören, Senirkent, Peşman, Daday yörelerinde kullanılan bir kelime imiş. Konya'da da sık kullanılan bu kelimenin kullanıldığı yörelerin içinde nedense Konya sayılmamış. Guluç; "Şiddetli ağrı, özellikle omuz ağrısı" anlamına gelen kulunç kelimesinin bazı yörelerimizde galatı meşhur olmasından ibaret diye düşünüyorum. Aynı anlama gelen gulunç şeklinde söylenişi ise Bayburt, Sarıkamış, Tutmaç, Osmaniye ve Gaziantep yörelerinde kullanılıyormuş.

Başka yöreleri bilmem ama Arapçadan dilimize geçmiş olan kulunc sözcüğünün ülkemizin çoğu bölgelerinde omuz, sırt ağrısı anlamında kullanılması Konyalıların eseridir diye düşünüyorum. Kulunç kelimesindeki "n" harfinin nasıl kaldırıldığını bilmiyorum ama başındaki "k" harfinin Konyalılarca "g"ye dönüştürülmesi pek muhtemeldir. Çünkü kelime başındaki "k"leri, "g"ye dönüştürmede kimse Gonyalıların eline su dökemez. Hatta bunun için bize "k"ya, "g" diyen goca gafalı Gonyalılar" der Konyalı olmayanlar.

"K"leri niçin "g" ye dönüştürür Gonyalılar derseniz sebebini bilmiyorum ama aklıma gelen "g"yi çıkarmak, "k"ye göre daha kolay. Sanki biraz işin kolayına kaçıyormuşuz gibi geldi bana. Guluçtan bahsedecektim, gördüğünüz gibi iş "k" ve "g" harflerine gitti. Biz yine guluç kelimesine gelelim.

Eş-dost ile karşılaşınca "Guluçlamışım, vücudum guluçlamış, ah bir buluşların kırılsa..."diyerek dert yanarız. Sen böyle diyerek derdini anlatırken yanındaki Gonyalı değilse derdinin arasında bir de gulucu anlatmaya çalış. Bunu anlatmak da sırt ağrısı çekmek gibi bir şey. Çünkü eş anlamı nedir bilmiyoruz bu kelimenin.

Omuz ve sırt ağrısı zaman zaman her birimize uğrar, özellikle hava değişimlerinde, üzerimizi örtmeden uyuduğumuzda, ceryana kapıldığımızda, terlediğimizde kapımızı çalar. Vücudumuzda başlayan kırgınlık bir müddet sonra boynumuzu çeviremez noktaya getirebiliyor. Guluçlamışız deriz buna. Yediğimiz, içtiğimizden zevk alamayız bu durumda. Kimimiz ilaç kullanır, kimimiz bir başkasına ovdurur, kimimiz de çiğnetir. Bu yöntemler geçici bir rahatlamadan başka bir işe yaramaz. Çünkü kolay kolay guluçlarımız kırılmaz. Birkaç gün şiddetli ağrı ve sızı devam ettikten sonra yumuşayan vücut iyileşmenin belirtisidir. Eğildikçe, kalktıkça kırılan guluç bizi rahatlatmaya başlar. Hele bir kırılmaya başlasın, kafamızı sağa-sola çevirdikçe kırılan her guluç, mutluluk kaynağımızdır. Kırıldıkça bir oh çeker, şükrederiz. Allah kimseye sırt ve omuz ağrısı vermesin. Zor mu zor! Yatağa yıkmaz ama ayakta süründürür.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder