Darı ambarında olan ve oradan hiç çıkamayan ben, vekil
olmayı çok istedim ama aday adaylığına bile müracaat edemedim. Aslında
müracaatı yapıp göle bir maya çalabilseydim belki bahtım açılırdı. Ama cesaret
edip başvuru yapamadım. Bunda ayağımın altından kayar gider diye korktuğum
kadrolu olmam en büyük handikabımdı. Normalde istifa edenler aday olamazlarsa
veya aday olup seçilemezlerse eski görevine dönüyor. Ama devlet bu! Benim
istifa ettiğimi gören devlet; “fırsat bu fırsat, bu vesileyle devleti şundan
kurtaralım” diyerek beni göreve başlatmayabilirdi. Sonra maaş alamayacağım
birkaç ay kim bana bakardı? Kim seçim çalışmamda bana destek olurdu. Çünkü
kimse kaybedecek ata oynamazdı.
Geçen geçti. Vekil olamamak dünyanın sonu değil ve ben
yaşamaya devam ediyorum. B planını devreye koyuyorum. Ne mi yapacağım? Kadrolu
işime devam edeceğim. Bunun yanında siyasilerle özellikle vekillerle iyi
geçineceğim. Onlar nerede ben orada olacağım. Onların gölgesi gibi olacağım.
Onları sık sık ziyaret edeceğim, "Efendim bir emriniz var mı"
diyeceğim. Yani parolam vekil olamadım ama vekile yakın olmak olacaktır. Bunu
başarabildiğim takdirde bazı yüksek makamların yolu bana açılacağını
düşünüyorum. Çünkü yakın olmak “yakînimdir” gibi bir şey. Ayrıca yakın olmak
arada sevgi, muhabbet ortamının doğuracağını düşünüyorum. Bu vesileyle benim
gibi bir değeri keşfedeceklerini ve bundan hem ben, hem de ülkemin de kazançlı
çıkacağını düşünmeye başladım. Uzak olmak ırak olmak gibi bir şey! Uzakta don
yağı gibi durur da beni keşfedemezlerse emaneti ehline veremedikleri için
ayrıca vicdan azabı çekmelerini istemiyorum. Daha doğrusu buna hakkımın
olmadığını düşünüyorum.
Başıma bir şey gelirse vekil dostlarımı devreye koyacağım.
Olur mu olur! Dünya burası. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Arkamda vekilin
olduğunu gören hangi biri benimle uğraşır? Hatta düşman gibi bakanların bana
karşı tavır ve bakışlarının değişeceğini, “Biz ettik, sen etme” diyeceklerini
adım gibi biliyorum. Açılmayan kapılar açılacak. Bu ne demektir? Dertsiz bir
dünya beni bekliyor demektir. Hele vekilimden bana posta koyanlara “Sen ne
yaptığının farkında mısın, yerini beğenmedin galiba?” şeklinde bir telefon
gelirse bana hayatı zindan eden bakalım ne yapacak?
Hâsılı vekile iltifat etmem, onları arayıp sormam, onların
bir dediğini iki etmemem, yani yakın olmam, yani gözlerine girmem vekillik gibi
bir şey olacak benim için. Çünkü aradaki dostluk kardeşliğe dönüşecek. Ben onun
dediğini yapacağım, ayrıca her platformda onu öveceğim, o da benim istediğimi
yapacak. Böylece ne şiş yansın, ne de kebap misali gül gibi geçinip gideceğiz.
Zira vekillik imkânlarından yararlanan vekil dostlarım, suyunun suyu da olsa
herhalde benim gibi bir dostlarına imkân hatta imkânlar sunmaktan imtina
etmeyeceklerdir. Çünkü fazlasıyla hak ettiğime inanıyorum. Sonra benden iyisini
mi bulacaklar?
Sonuç olarak ben bu B planımla çok ekmek yerim. Keşke siz de benim gibi bir düşünce yapısına sahip
olsaydınız, bugün nerelerde olurdunuz kim bilir? Bu düşüncemi de kimseyle normalde
paylaşmam. Ah şu paylaşımcılığım yok mu? Belki de hep kaybetmemin nedeni budur.
Size garip gelse de bu yöntemle eninde, sonunda kedi olup bir fare tutacağım.
Ben böyle olduktan sonra azmetti ve başardı diyeceksiniz, ama iş işten geçmiş olacak.
Aklınız varsa siz de aynısını yapın. Daha ne diyeyim? Elinizden tutup bir
vekilin yanına götürecek değilim ya!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder