20 Mart 2018 Salı

Ne İş TÜBİTAK? **

16 Mart 2018 günü bir Tv kanalında: "İzmir'de özel bir lisede okuyan iki öğrencinin, kimya öğretmenleri nezaretinde 4 aylık bir çalışma sonucunda atık maddelerden çimento ürettikleri, bu durumu bir proje haline getirip destek almak amacıyla TÜBİTAK'a başvurdukları, Kurumun projeyi reddettiği, bunun üzerine projenin İngilizceye çevrilerek yurtdışındaki ilgili kuruluşlara başvurdukları, ABD'den Harvard Üniversitesi başta olmak üzere Fransa ve Kanada'dan sunumlarını gerçekleştirmek için davet aldıkları" şeklinde bir haber izledim. Ağzım açık dinlediğim bu haberin aslı-astarı var mı diye sanal aleme bir göz attım. Fazla yer kaplamasa da haber medyada küçük de olsa yer almıştı. Anlaşılan TÜBİTAK'ın uygun proje görmeyip reddettiği gibi basınımız da bu olayda bir haber değeri görmemişti.

Liseli gençlerin atık maddelerden çimento ürettikleri proje TÜBİTAK'tan niçin geçmedi, niçin kayda değer görülmedi, gençler boşa kürek mi çekiyor, TÜBİTAK dediğimiz kurum bilim ve araştırmanın önünde en büyük engel olarak mı duruyor, bu bilimsel kurumun işlevi nedir, nasıl çalışır, kimlere hizmet ediyor? Anlamış değilim. Dün FETÖ'cülerin işgali altında olan, yıllar yılı çiftlik gibi yönetilen bu kurumda bugün kimler var? Bilim ve araştırmadan çok mu anlıyorlar? Yoksa bilime, teknolojiye, araştırmaya fransızlar mı?

Dört ay boyunca çalışıp didinerek bir proje gerçekleştiren bu gençlerin müracaatı yurtdışından sayılı üniversitelerden sunumlarını gerçekleştirmek üzere davetler alındığında veya bu olay haber kanallarında haber değeri bulunup verildiğinde TÜBİTAK'tan "Proje diye önümüze getirilen çalışma, hiçbir bilimsel değeri olmadığından Kurumumuz tarafından kayda değer bulunmadığı için reddedilmiştir." şeklinde bir açıklama var mı diye baktım. Maalesef böyle bir açıklamaya da rastlamadım. Belki bu gençler, yurtdışına giderek sunumlarını yaptıklarında projeleri ekonomik ve yeni bir icat olarak görülmeyecek. Olabilir. TÜBİTAK bu gençleri, yönlerini dışarıya dönmeyecek şekilde burada motive etmeliydi, onları "Şöyle şöyle yapın, projenizi şu şekilde revize edin, şu tarihte sizi bekliyoruz" diyerek yönlendirmeliydi. Yurtdışı, her fırsatı bir ganimet bilip değerlendirirken bizimkiler ipe un serercesine ayaklarına gelen katma değeri geri çevirerek bilime hizmet ettiğine mi inanıyor? Sahi onlar orada niçin varlar? Bilim ve araştırmanın önünü açıp destek olmak için mi oradalar? Yoksa köstek olmak için mi orayı işgal ediyorlar? Eğer amaçları köstek olmaksa hiç gölge etmesinler. Şayet bu gençlerin projesi yurtdışında kayda değer bulunursa bizim TÜBİTAK'ın kapısına kilit vurulmalı ve kapıya da "Bilimin önünde en büyük engel olduğu için açılmamak üzere ebediyen kapatılmıştır, içinde görev yapanların bilimsel ve akademik unvanlarına el konulmuş, kendileri devlet memurluğundan ve bilim adamlığından el çektirilmiştir" yazısı yazılmalıdır.

Siyasetimiz atık maddelerden çimento üretme işini mercek altına almalı, kasıt ve ihmal varsa kişiler hakkında işlem yaparak bilim, teknoloji ve araştırmayı engellemekten dava açılması için Cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunmalıdır, hem de gecikmeden.20.03.2018, Ramazan Yüce, Konya

** 02/04/2018 tarihinde kahtasoz.com'da yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder