—Babacığım! Gördüğün gibi büyüyorum
artık. Yavaş yavaş sorumluluğumu alma vaktim geliyor. Bundan sonra yavaş yavaş
toplum içine çıkacağım. Yarım asrı devirdin, iyi kötü tecrübeler kazandın bu
ülkede. İşimde, aşımda, toplum içinde nasıl davranayım, ne gibi tavsiyelerde
bulunmak istersin?
—Hayat, yediğin kazıkların bileşkesi derler evlat.
Yaşayarak öğreneceksin hayatı ve insanları. Onların arasında deneme-yanılma
yoluyla, düşe-kalka tutunmaya çalışacaksın. Orta yolu tut diyeceğim ama geçer
akçe değil bilesin. Arada kaynar gidersin. Omurgalı ol diyeceğim ama yalnızlara
oynarsın. Yalnız sana şunu söyleyeyim. Kutuplaşan dünyada işin zor. Ülkemizde
de fazlasıyla var bu ortam.
—İnsanlar niçin kutuplaşır?
—Fanatikliklerinden.
—Niçin fanatik olurlar?
—Bağnazlıklarından.
—Niçin bağnazlık yaparlar?
—Bildikleri o kadar. Zira insanlar kapasiteleri
kadarını dışarıya yansıtırlar. İşin garibi kimse bağnaz olduğunu da kabul etmez.
—Ben ne yapmak istediğimi hala
anlayamadım.
—Bu konuda ne dersem boş. Yaşadıkça,
insan tiplerini gördükçe hayatı ve insanları en iyi o zaman anlarsın. Sana
söyleyeceğim, kişiliğinden ödün vermeden yaşa. Bir tarafın olsun, ama asla
tarafgir olma. Hep kendin ol. Belki istediğin makam ve mevkii elde edemeyebilirsin
ama kimseye eyvallah demeden yaşarsın. Bir konuda başarılı olamadığın zaman hiç
mazeretin arkasına sığınma. Sadece başarısız olmanın sebeplerini irdelemeye
çalış.
—Bir yere gelmek gibi bir düşüncem olursa...
—O zaman fikrin ve dik duruşun senin olsun. Ortama
göre pozisyon al, kaz gelecek yerden tavuk esirgeme. Ateşli bir kimse ol. Hatta
tetikçi ol. İçine sinmese de dahil olduğun fikri ölümüne savun.
—Sen bana fanatiklik yap hatta bağnaz ol
diyorsun.
—Evet, bir yerde tutunmak için başka da
çaren yok. Bu durumda iyi bir burun koklayıcı ol. Koklarken boşa kürek çekme.
Hep kazanana oyna. Sırtını güçlüye daya. Sana da düşer az veya çok ama küçük
ama büyük. Bunu başarabilmek için sırtını verdiğin kimselerin aleyhine konuşma.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış deme. İyi bir tasdikleyici ol. Hiçbirini yapamazsan,
en azından içine sinsin veya sinmesin, konuşma, görüş bildirme. İçine at gitsin.
Asla ama, fakat deme. Zira bu edatlar kadar kötüsü yok.
—Bu işin hiç ortası yok mu?
—Yok evlat.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder