Hafif bir beyazlatmanın dışında Konya bu sene kar yüzü
görmedi, bereket şehrimize uğramadı. Yani kara hasret kaldık. Bereket
olmayınca hareketlilik de olmadı. Kar olmayınca hava muhalefeti olmadı.
Yetkililer kar yoksa size tatil yok dedi. Bu yüzden okullar koca bir devreyi
tatilsiz kapattı.
İşler kesattı bu sene. Çünkü bereket yoktu. Kış
şartlarından satış yapan esnaf siftahsız kepenk kapattı. Öğrenci, veli, basın
mensubu, yetkililer karın ve hava şartlarının muhabbetini yapamadı. Kimse
"Kar, kaç cm oldu?" diyemedi.
Kar yağmayınca öğrenci ve öğretmen tatil beklentisine
girmedi. Kimse keşke tatil olsa demedi. Okullar tatil olmayınca okulların
tatilini takip edenler, "Haydi iyisiniz, bu sene amma da tatil
yaptınız" diyemedi. Bazıları da, "Haydi öğrencilere tatil
verildi, öğretmenler niçin tatil yapıyor. Aslında onlar okula gitmeli"
diyemedi. Böylece ağızları yorulmadı. Lafları ağızlarında kaldı. Halbuki
ne kadar da ağızlarını doldura doldura konuşuyorlardı tatil olunca.
Kar yağmayınca valiliklere pek iş düşmedi. Kimse valiliğin
sayfasını ziyaret etmedi. Böylece sayfa tıklanma rekoru kıramadı. Vali ve il
milli eğitim müdürlerinin tweetleri de takip edilmedi. Öğrenci, onlar hakkında
hayır duada bulunmadı. "Yaşa, sağ ol, vali-müdür amca" diye tweet
atmadı. Servisi arızalandığı için okuluna gidemeyen öğrenciyi vali, makam
arabasıyla almaya gidemedi. Sabahın köründe vali, basın mensuplarına açıklamada
bulunamadı.
İlçe ve il milli eğitim müdürleri "Don tehlikesine
karşı müdürlüklerimizin gerekli tertibatı alması" şeklinde okullara bir
yazı göndermek zorunda kalmadı. "Kar tatili dolayısıyla yapılamayan
derslerin planlaması yapılarak telafi edilmesi" demedi.
Basın, "Kara kış bastırdı, kış kapıya dayandı, sular
dondu, araçlar yolda kaldı-kaydı" şeklinde haber yapamadı. Zincirleme
kazalara yer veremedi. Kar tatili veren illeri alt alta yazamadı.
Yağan kar sonrası ana-arterleri sürekli açık bulundurmak
zorunda kalan belediyelere iş düşmedi, tuzlama yapmak zorunda kalmadı.
Belediye, sokağını açmayınca kötü komşu mal sahibi yapar
diyerek kimse kar küreği alma yoluna gitmedi. Yolunu kendisi açmak zorunda
kalmadı.
Çocuklar ve çocukluğunu yaşayamamış büyükler kartopu
oynamak için dışarı çıkamadı, kimse kardan adam yapamadı.
Öğrenci ve öğretmen boynunu büktü, sabahın köründe okulunun
yolunu tuttu. Tatil havası olmayınca öğrenci derslerine ve sınavlarına
hazırlandı. Öğretmen “Tatil olur mu? Bu havada öğrenci gelemez, ki tatil olması
gerekir” diyemedi.
Çoğu kimse bereketsiz geçen bu devreye sevinemedi. Çiftçi,
"Ne olacak ektiğim ekinin hali?", esnaf; "Aldığım onca kürek
elimde kaldı." dedi. Kışlık ürün satanlar, “Ne yapacağım bu kadar ürünü?
Borcu nasıl ödeyeceğim” şeklinde dert yandı. Öğrenci ve öğretmen, "Koca
bir dönemi tatilsiz kapattık, hiç amorti de yok" dedi. Okul personeli,
"Bir kar tatili olsa da temizlediğim sınıf bir gün bari temiz kalsaydı,
bana iş düşmeseydi" dedi.
Sevinenler de yok değildi elbet! Mesela belediyelerimiz
karla mücadele etmek zorunda kalmadı. Kimse onları, "Nerede bu
belediye!" diye çağırmadı. Milli Eğitim Bakanlığı, ilk defa tatil yapmadan
yıllık iş günü olan 180 gün eğitimi tutturacağım, dedi. Kantincilerin sevinçlerine
diyecek yoktu bu süreçte. Çünkü her tatil, kepenk açmamak ve kazanmamak demekti
onlar için.
Hasılı, kış mevsiminde kışı göremedik. Her yönüyle
bereketsiz bir dönem olmakla beraber sonuçları itibariyle susuzluk gibi daha
büyük bedellere maruz kalacağız sanki. Rabbim beteriyle imtihan etmesin.
07.01.2018 Ramazan YÜCE, Konya
* 17/01/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 17/01/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder