Türkiye'de
çalışan bazı kamu çalışanları için sistematik veya şartların getirdiği
zorunluluktan dolayı adına rotasyon, zorunlu yer değiştirme, zorunlu hizmet,
Doğu görevi, Şark görevi, mecburi hizmet dedikleri yükümlülükler uygulanır. Böyle
bir zorunluluk olmazsa cazibe merkezi olmayan yerlerde çalışan kalmaz. Devlet
bir nevi buna mecbur kalmıştır. Bildiğim kadarıyla zorunlu hizmet
doktor, polis, subay, öğretmenler ve bazı üst düzey kamu çalışanlarına
uygulanmaktadır.
Kamu çalışanlarının
rotasyona tabi tutulmasında öncelikli amaç, tercih edilmeyen yerlerin çalışan
ihtiyacını karşılamak olmalı. Açıkça belirtilmese de aynı yerinde uzun süre
çalışan bir kimsenin araziye uyup işini aksatacağı, heyecanını kaybedeceği, kendisini
yenileyemeyeceği, çalıştığı yerde bazı kimselere torpil vb öncelik verebileceği
gibi nedenler de düşünülmüş olabilir. Devlet nerede bir aksama varsa tedbir
almakla yükümlüdür. Kamuda çalışacak olanlar da ülkenin her bir toprak
parçasında çalışabileceğini hesaba katarak görev talebinde bulunmaktadır.
Zaten kamuda çalışmayı göze alanlar göreve başlamadan
önce Türkiye’nin her bir yerinde çalışabilir raporu almakla yükümlüdür.
Asker ve
poliste titizlikle uygulanan bu rotasyon nedense diğer alanlarda çok
işlememektedir. Başlangıçta “Türk Bayrağının dalgalandığı her yerde çalışırım,
bu benim için şereftir” diye göreve başlayanların çoğu zorunlu hizmetten
kurtulmak için her yolu denediği görülmüştür. Kimi zorunlu hizmete tabi olmayan eş
bulmuştur, kimi formalite evlilik yapmıştır, kimi eşini sigortalı göstermiştir,
kimi birlikte yaşamaya devam etse de resmi olarak eşinden ayrılma yolunu
seçmiştir, kimi bakan atamasıyla çalıştığı yerden kurtulma yoluna gitmiş; kimi “Bulunduğu
mahalde çalışması uygun değildir” raporu alarak tayin isteyebilmiş, kimi yüksek
lisans yapma, kimi anne veya babasının bakıma muhtaç olduğunu belgelendirme
yoluna gitmiş, kimi sağlık vb nedenlerle zorunlu hizmetten muaf olma yoluna
gitmiştir. Devletin mazeret olarak gördüğü ne kadar madde varsa zorunlu hizmetten kurtulmayı düşünenler bir
maddeye kendini uydurarak gemisini kurtaran kaptan olmuşlardır. Öyle kimseler
var ki gittiği zorunlu hizmette bir yıl durmadan eş durumundan Batı’ya nakil
gitmiştir. Doğu ve Güneydoğu’da sürekli personel açığı olurken diğer alanlarda
personel fazlalığı söz konusu olmuştur hep. Polis ve askerin dışında diğer
alanlarda zorunlu hizmet yapan kimselerden hiçbir mazeret öne sürmeyenler veya
süremeyenler mecburi hizmetini yapmaya devam etmişlerdir.
Gerçek mazereti
olmayanların zorunlu hizmetten kurtulmak için başvurdukları yöntemden kurtulmak
için devlet öğretmenlerde sözleşmeli öğretmenlik modeline geçti. Atanan kişi
çalıştığı yerde dört yıl çalıştıktan sonra başarılı bulunursa öğretmenliğe
geçip iki yıl daha bulunduğu yerde
çalışacak, sonra tayin isteyebilecek. Devletin zorunluluktan yaptığı bu son
tasarruf çözüm olmaya çözüm. Fakat 6 yıl bir yerde çakılı kalacak olan bu bekar
öğretmenleri de düşünmek gerek. 25 yaşında zorunlu hizmet yapmak için atanan
bir öğretmen otuz küsur yaşına kadar ya evlenmeyecek, ya da çalıştığı yerde
bulduğu biri ile evlenme yoluna gidecek. Bu durum nereden bakarsanız bakın
içinden çıkılmaz vahim bir durum.
Devletin
çalışanına kolaylık olsun diye koyduğu tayin hakları geçmişte çalışanlar
tarafından hoyratça kullanıldığı için onların ceremesini maalesef yeni atanan
çocuklar çekeceklerdir. Gitse bir türlü, gitmese bir türlü. Eli mahkum
maalesef. Başımıza gelenler ise kendi yapıp ettiklerimizdendir. Bu da
birilerinin ceremesini sonrakiler çekmek şeklinde yürüyecek şimdilik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder