Kültür ve
Turizm bakanı Numan KURTULMUŞ çiçeği burnunda bakan olduktan sonra memleketi
Ordu'nun Aybastı ilçesinin düzenlediği festivale katıldı. Kendi halinde yapılan
bu yayla şenliği adını şenlikten ziyade protokolde yapılan kavgayla Türkiye
gündemine oturdu. Kavga derken laf kalabalığı falan değil. Belediye başkanının
korumalarıyla emniyet müdürünün korumaları arasında tekme-tokat bir
meydan savaşı var görüntülerde.
Haber kaynaklarının
verdiği bilgiye göre il emniyet müdürünü belediye başkanının korumaları
protokol yerine oturtmak istememişler. Tasası da korumalara düşmüş. Videodan
izlediğime göre nasıl da girmişler birbirlerine. Bereket silah çekmemişler. O
hengamede belki de akıllarına gelmedi silah çekmek. Kazara gelmiş olsaydı
oradan kaç kişi sağ çıkardı? Bunu da düşünmek lazım. Bakanın, Ordu’nun ve
ülkenin verilmiş sadakası varmış ki kavgada ölen yok. Akıllarda şenlik değil,
festival esnasında yapılan meydan savaşı kaldı. Yeter ki insanoğlu meşhur olmak
istesin. İsteyince Allah da veriyor. Korumalarımız çok meşhur oldular. Güpegündüz
kalabalığın içinde ve aralarında bir bakan varken ona aldırmadan amirleri adına
ölümüne kavgaya tutuşan bu korumaları kimse unutmayacak. Yarın bir üst makama gelen
bu korumalarla çalışmak isteyecek. Kim istemez ki… Topluluk içerisinde rezil
olmayı bile göze alacak şekilde kavga çıkartan bu kimseleri dünyada arasan
bulamazsın. Bunlarla çalışan amirler de “Benim
için protokolü hiçe sayarak kendi canlarını tehlikeye attılar, helal olsun
bunlara. Bunlar yanımda oldukça sırtım yere gelmez” diye düşünecek ve bunlarla çalışmak için sıraya girecekler.
Adından söz ettirmek ve meşhur olmak böyle bir şey işte. Her adama nasip olmaz.
Emniyet müdürü nereye giderse gitsin bundan sonra ona protokolde yer ayırmayan
veya yer vermeyen onun korumalarıyla kavga etmeyi göze alacak bundan sonra. Kendine
güvenen vermesin.
Burada şu
suçlu, bu haklı derdinde değilim. Dünyaya verdiğimiz bu görüntüyle haklı olsan
ne olur, haksız olsan ne olur! Rezillik, pespayelik paçadan akıyor. İnsan
rezil olmak isterse bunu bu şekilde beceremez. Burada korumaların yaptığı ayıp
ayıp olmasına. Ama ayıbın daha büyüğü emniyet müdürüne yer ayırmayan veya ayırtmayan
belediye başkanına ait. Ayıbın ikinci büyüğü ise kendisine protokolde yer
ayrılmamış olan emniyet müdürünün festivali protesto edip geri döneceği yerde
orada zorla oturmak istemesinde. Aslında oldu olacak inatlaşan bu iki üst makam
sahibine bu hengamede birkaç yumruk
gelse fena olmazdı hani.
Bu ülkede
maalesef protokol krizleri hiç eksik olmadı. Çoğu kimse protokoldeki yerini
beğenmez, çeker gider. Gitmekle de kalmaz yıllar yılı kin güder. Ben önce konuştum,
sen önce konuştun atışmaları olur. Lise müdürlüğü yaparken defalarca
karşılaştım. Bereket ilçede yapılan törenlerde kaymakam, garnizon komutanı ve
belediye başkanının yeri belli. Buralarda bir sorun yok. Sorun diğerlerinde.
Ceremesini de töreni düzenleyen çeker. Gelen ona kızar, giden ona kızar. Hiçbir
şey yapmasa bile bakışı veya sözüyle insanı madara eder. Hiç unutmam bir çelenk
töreninde protokoldeki ilk üç makam çelengini koyduktan sonra dördüncü sırada
cumhuriyet başsavcılığı var. Programı sunan bayan öğretmene “Aman öğretmenim …cumhuriyet başsavcısı
çelengini sunacaktır. Sakın ola ki ağzından cumhuriyet savcısı çıkmasın”
diye önceden hatırlatmama rağmen heyecandan “Şimdi …cumhuriyet savcısı çelengini sunacaktır, arz ederim.” dedi. Dedi
ama baltayı taşa vurdu. Diğer sıradakiler çelengini sundu, tören bitti, herkes
giderken tören alanında bekleyen biri var. Tanıdık bir sima. İlçe cumhuriyet başsavcısı.
Hemen sunucunun yanına gitti ve “Cumhuriyet savcısı değil, cumhuriyet
başsavcısı diyeceksin” diyerek fırçasını atı ve çekip gitti.
İnanır
mısınız Türkiye’de bir makam sahibi olan çoğu kimsenin eşinin yanında esamesi
bile okunmaz. Emir eri gibidir evinde. Makamına geldiğinde veya bir protokole
gelince aslan kesilir, oradaki insanlara kök söktürür. Ağzınla kuş tutsan
beğendiremezsin kendini. Türkiye’de protokol hazırlayanlar ve orada sunuculuk
yapanlar yaşadıklarını anlatsalar ciltler dolusu kitaplar yazılır, komedi diye
okursun. Biriniz derlesin bunları. İnanın kitabınız çok satar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder