24 Temmuz 2017 Pazartesi

Protokolde Şenlik Var!

Kültür ve Turizm bakanı Numan KURTULMUŞ çiçeği burnunda bakan olduktan sonra memleketi Ordu'nun Aybastı ilçesinin düzenlediği festivale katıldı. Kendi halinde yapılan bu yayla şenliği adını şenlikten ziyade protokolde yapılan kavgayla Türkiye gündemine oturdu. Kavga derken laf kalabalığı falan değil. Belediye başkanının korumalarıyla  emniyet müdürünün korumaları arasında tekme-tokat bir meydan savaşı var görüntülerde. 

Haber kaynaklarının verdiği bilgiye göre il emniyet müdürünü belediye başkanının korumaları protokol yerine oturtmak istememişler. Tasası da korumalara düşmüş. Videodan izlediğime göre nasıl da girmişler birbirlerine. Bereket silah çekmemişler. O hengamede belki de akıllarına gelmedi silah çekmek. Kazara gelmiş olsaydı oradan kaç kişi sağ çıkardı? Bunu da düşünmek lazım. Bakanın, Ordu’nun ve ülkenin verilmiş sadakası varmış ki kavgada ölen yok. Akıllarda şenlik değil, festival esnasında yapılan meydan savaşı kaldı. Yeter ki insanoğlu meşhur olmak istesin. İsteyince Allah da veriyor. Korumalarımız çok meşhur oldular. Güpegündüz kalabalığın içinde ve aralarında bir bakan varken ona aldırmadan amirleri adına ölümüne kavgaya tutuşan bu korumaları kimse unutmayacak. Yarın bir üst makama gelen bu korumalarla çalışmak isteyecek. Kim istemez ki… Topluluk içerisinde rezil olmayı bile göze alacak şekilde kavga çıkartan bu kimseleri dünyada arasan bulamazsın. Bunlarla çalışan amirler de “Benim için protokolü hiçe sayarak kendi canlarını tehlikeye attılar, helal olsun bunlara. Bunlar yanımda oldukça sırtım yere gelmez” diye düşünecek ve  bunlarla çalışmak için sıraya girecekler. Adından söz ettirmek ve meşhur olmak böyle bir şey işte. Her adama nasip olmaz. Emniyet müdürü nereye giderse gitsin bundan sonra ona protokolde yer ayırmayan veya yer vermeyen onun korumalarıyla kavga etmeyi göze alacak bundan sonra. Kendine güvenen vermesin.

Burada şu suçlu, bu haklı derdinde değilim. Dünyaya verdiğimiz bu görüntüyle haklı olsan ne olur, haksız olsan ne olur! Rezillik, pespayelik paçadan akıyor. İnsan rezil olmak isterse bunu bu şekilde beceremez. Burada korumaların yaptığı ayıp ayıp olmasına. Ama ayıbın daha büyüğü emniyet müdürüne yer ayırmayan veya ayırtmayan belediye başkanına ait. Ayıbın ikinci büyüğü ise kendisine protokolde yer ayrılmamış olan emniyet müdürünün festivali protesto edip geri döneceği yerde orada zorla oturmak istemesinde. Aslında oldu olacak inatlaşan bu iki üst makam sahibine bu  hengamede birkaç yumruk gelse fena olmazdı hani.

Bu ülkede maalesef protokol krizleri hiç eksik olmadı. Çoğu kimse protokoldeki yerini beğenmez, çeker gider. Gitmekle de kalmaz yıllar yılı kin güder. Ben önce konuştum, sen önce konuştun atışmaları olur. Lise müdürlüğü yaparken defalarca karşılaştım. Bereket ilçede yapılan törenlerde kaymakam, garnizon komutanı ve belediye başkanının yeri belli. Buralarda bir sorun yok. Sorun diğerlerinde. Ceremesini de töreni düzenleyen çeker. Gelen ona kızar, giden ona kızar. Hiçbir şey yapmasa bile bakışı veya sözüyle insanı madara eder. Hiç unutmam bir çelenk töreninde protokoldeki ilk üç makam çelengini koyduktan sonra dördüncü sırada cumhuriyet başsavcılığı var. Programı sunan bayan öğretmene “Aman öğretmenim …cumhuriyet başsavcısı çelengini sunacaktır. Sakın ola ki ağzından cumhuriyet savcısı çıkmasın” diye önceden hatırlatmama rağmen heyecandan “Şimdi …cumhuriyet savcısı çelengini sunacaktır, arz ederim.” dedi. Dedi ama baltayı taşa vurdu. Diğer sıradakiler çelengini sundu, tören bitti, herkes giderken tören alanında bekleyen biri var. Tanıdık bir sima. İlçe cumhuriyet başsavcısı. Hemen sunucunun yanına gitti ve “Cumhuriyet savcısı değil, cumhuriyet başsavcısı diyeceksin” diyerek fırçasını atı ve çekip gitti.

İnanır mısınız Türkiye’de bir makam sahibi olan çoğu kimsenin eşinin yanında esamesi bile okunmaz. Emir eri gibidir evinde. Makamına geldiğinde veya bir protokole gelince aslan kesilir, oradaki insanlara kök söktürür. Ağzınla kuş tutsan beğendiremezsin kendini. Türkiye’de protokol hazırlayanlar ve orada sunuculuk yapanlar yaşadıklarını anlatsalar ciltler dolusu kitaplar yazılır, komedi diye okursun. Biriniz derlesin bunları. İnanın kitabınız çok satar.

Bu son protokol kazasını Türkiye ucuz atlattı. Daha bundan sonra beterinin olmayacağına dair bir garantimiz yok. Her bir kimse için protokolde yer hazırlanacağına programın yapıldığı yerde sadece ilk üç kişiye yer ayrılıp sonraki gelenler boş bulduğu yere otursalar ne olur? İnanın çok hoş olur. Camilerimizde protokol mü var? Gelen boş bulduğu yere oturuyor, namazını kılıp çıkıyor sessizce. Ne kavga var ne de gürültü. Eğer böyle yapmazsak biz bazı makam sahiplerinin daha çok kaprislerini görürüz. 23/07/2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder