11 Temmuz 2017 Salı

"Nasıl gittiysen öyle gel!"

-Baba!
-Efendim!
-Bana biraz para gönderebilir misin?
-Neredesin sen bir aydır? Eve gel, vereyim.
-Hesabıma havale yapsan.
-Oğlum! Aynı şehirdeyiz. Havaleyle işin ne?
-Ama ben gelemem ki hemen.
-Neredesin sen? Ankara'da değil misin?
-Şey... Ben şehir dışındayım.
-Niye gittin oraya? Hangi şehir?
-Özel bir durum, gelince anlatırım.
-Seninle benim aramda ne özeliymiş bu? Çabuk söyle.
-Bir arkadaşıma bir haksızlık yapılmıştı da...
-Eee...
-Ben de "Bak  giderim" dedim... Öyle.
-Madem gittin, gel geri.
-Gel diyorsun da gelemem ki...
-Niye?
-Çok uzak.
-Neredesin sen?
-İstanbul.
-Ne... İstanbul mu?
-Evet, İstanbul.
-Nasıl gittin oraya?
-Yürüyerek... Ha Gandi olabilir miyim diye düşündüm.
-Oğlum sen kendinde misin? İstanbul'a yürüyerek gidilir mi? Kurt-kuş kapmadı mı seni? Sonra Gandi kim, sen kim ay oğlum. Gandi olacağına kendin olsaydın ya...
-Ağzımdan çıkmış bulundu. Geri dönemedim. Kurt-kuş kapmadı. Devlet korudu beni. Yolda tepki gösterenler oldu, sempatiyle yaklaşanlar da. Bana bozkurt işareti yapanlara ben de aynısını dedim. Ayrıca Gandi'yi geçtim.
-Sonuç... Sonra?
-Ayaklarıma kara sular indi. Geri döneceğim
-İnmez mi ay oğlum! Senin evlatlarım arasında farklı olduğunu biliyordum da böyle bir maceraya atılacağını hiç düşünememiştim. Uğruna yürüdüğün arkadaşın kurtuldu mu bari? Sonra arkadaşının suçu ne idi?
-Yok baba! Nerde... Onun her yılına bir gün yol yürüdüm, ama olmadı. Yorulduğum da yanıma kar kaldı. Suçunu gelince anlatırım. Telefonum dinlenebilir.
-Demek bayram demedin, seyran demedin. Millet Hanya'ya giderken sen Konya'ya pardon İstanbul'a gittin öyle mi? Bir de yürüyerek...Başının cezasını maalesef ayakların çekmiş evlat. Bana arkadaşını söyleseydin, senin de kim olduğunu söyleyecektim ama ucu bana dokunacak. Ne de olsa aynı kanı taşıyoruz.
-Neyse baba, oldu bir kere. Yarın dönmeyi düşünüyorum, gecikmiş bayramını kutlayacağım. Şimdi bana para gönderecek misin?
-Hayır evlat!
-Niye babacığım!
-Evlat az önce söyledin ya "Kızdım kendimi yollara vurdum" diye. Biz baba ile oğuluz ne de olsa. Birçok irsiliğimiz var birbirimizin. Çekmişiz bir kere. Allah çektirmesin. Sen nasıl ki kızıp yorgan yaktıysan, şimdi kızıp yorgan yakma sırası bende. Sen nasıl inat edip o kadar yolu teptiysen şimdi inat sırası bende...
-Bu ne demek baba şimdi?
-Nasıl gittiysen öyle gel demektir. Bir daha kızıp ulu orta iş yapma. Kendi küpüne zarar verme. Bu da senin kulağına küpe olsun...Bu arada seni tebrik ederim. Kızsam da ilk defa başladığın bir işi ağzına, yüzüne bulaştırmadan bitirmişsin.
-Baba, baba, baba... Telefon kapandı. Hay aksi! Bu kadar yol da çekilmez ki şimdi. Ah kafam!.. 11/07/2017


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder