Burnu hep havalarda olan, burnundan kıl aldırmayan, kendisini mükemmel
gören, kendisini bir şey sanan, kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışan,
hep övülme ve taltif edilmekten hoşlanan, ömrünü bir makama gelmek için
harcayan ve makam için yaşayan, oturduğu koltuğa da kalkmamacasına
sımsıkı sarılan, varlık sebebini bir koltuğa oturmak olarak gören, gözü
oturduğu koltuktan daha yukarıda olan, koltuğu daha yukarılara sıçrama olarak
kullanan; gücünü yeteneğinden değil, koltuğundan alan tipler vardır.
Ne oldum delisidir bunlar. Gözü hep havadadır. Havaya baka baka havalı olur
çıkar. İnsanlara tepeden bakar, caka satmayı sever. makam hastası ne oldum
delisidir. Parasıyla beslediği insanların ilgi ve alakasından dört köşe olur.
İnsanlar adam diye ilgi gösterdikçe egosu bir kat daha artar. Eksikliğini makam
gücüyle kapatmaya çalışır. Üstleriyle iyi geçinir, reklamını iyi yapar,
yedirmeyi sever, karşılığında da saygı ve iltifat bekler. Saygı ve iltifat
görmezse zırnık koklatmaz acından ölse de. İş yapmadan iş yapıyormuş gibi
kendini göstermede üstüne yoktur. Hayatı havadır böylelerinin.
Zoru gördü mü bin bir türlü bahane uydurarak tüyer oradan. Kötü
günlerde yanında göremezsin. İyilik meleği görüntüsünün ardında aynı zamanda
iyi bir kincidir, insanları kullanmayı iyi bilir. Alt taraftan saygı göstermek
için yedirme yolunu seçerken üst tarafla da işini çıkartabilmek için siyaset,
sendika ve gücü elinde bulunduran makam, mevki sahibi kişilerle ilişkilerini
iyi düzeyde tutmaya çalışır, saygıyı elden bırakmaz. Hizmet adamı gibi gösterir
kendisini. Çünkü makamda kalması onlarla iyi geçinmesine ve kendisini
pazarlamasına bağlıdır.
Belli etmese de insancıl görünümünün altında iyi bir kincidir. Aynı zamanda
kıskançtır, rakip gördüğünü ezmekten zevk alır. Düşmeye gör, zevkten dört köşe
olur. Üzüldüm demesi bile sahtedir. Rakibinin yaptığı işi küçümser. Yazdığını bile anlamaz böyleleri. Sosyal medyada yaptığı yorumlarla edep yoksunu olduğunu gösterir. Ne de olsa düz kontaktır, Aristo'nun klasik mantığıdır kafasındaki. Gösterdiğini değil, parmağına bakar.
Nasıl ki küpün içindeki dışına vurursa böylelerinin de iç hali dışına kibir
olarak yansır. Yürüyüşü, bakışı bile dağları ben yarattım der gibidir. Yaptığı işin
ötesinde esas mesleği kendini pazarlama olduğu için kendini çok akıllı sanır,
konuştukça kendisini dinleyen insanları ikna ettiğini sanır. Esas kendisini
kandırdığının farkında bile değildir. Kendisini akıllı sanan acınası zavallı
bir tiptir halbuki. Mağrurluk, kibir paçasından akıyor farkında değil.
Kendisine nefes veren, yürümesine can veren yaptığı koltuğudur. Kazara altından
koltuğu çekilse hayatı zindan olur. İçindeki derdi yapıştığı makamla bastırmaya
çalışır belli etmeden.
Zamana, zemine göre hareket etmeyi iyi becerir, dün sendikada ekmek yoksa
adımını atmaz, bugün ihtiyacı varsa oradan çıkmaz, işinin biteceği siyasinin
gözüne girmek için devreye koymadık adam bırakmaz, dün okuduğu lisenin türünü
söylemekten çekinirken bugün göğsünü gere gere o lisenin adını ağzına alır,
çünkü bugün prim yapmaktadır. Dün 17-25 Aralık olduğunda “Cemaat hala güçlü,
daha dün Amerika’ya yüksek lisans için adam gönderdiler, biraz ortada durmak
lazım” der. Hükümet gücü ele geçirince gece-gündüz hükümetin reklamını yapmaya
başlar. Gören de bu adam resmi bir kurumda amir değil, partinin siyasetten
sorumlu adamı sanır.
Çalmadık kapı, devreye olur-olmaz adam ayarladıktan sonra “Falan makama gelmem
için teklif var” demek suretiyle “Aslında ben istemedim, yeteneğimden dolayı bana
teklif edildi” diyerek tevazu göstermeye çalışır. Halbuki böylelerine tevazu
değil, sürekli yapa yapa kendinden bir parça haline gelen kibir yakışır. Bir
makama gelmeyi adam olmak olarak görür. Adamlığın kriteri ona göre budur.
Böyleleri her devirde işini çıkarır. Halbuki kendini olduğundan farklı
göstermek, insanlara caka satmak, tepeden bakmak bir gösteriş budalalığıdır.
Gizli şirktir. Hiç tavsiye etmem böylelerine bu özelliğini. Bir makama gelmek
için değer mi böylesi huylar? Yazık, öbür dünyasını yok ediyor!
Bakın etrafınıza! Kaç tane görebileceksiniz bu tiplerden?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder