Sosyal medyayı kullanıyorsanız çok güzel ve faydalı
paylaşımları görmekle beraber vıcık vıcık yağ kokan paylaşımları da görürsünüz.
Birilerinin bir yerlere mesaj vermeye çalıştığını, kendi reklamını yaptığını da
görürsünüz. Bu kadar da olmaz ki dedirtiyor insana bu tür paylaşımlar.
Sosyal
medyada genelde görsel paylaşımlar birbiriyle çarpışıyor. Benim görselim seni
yener dercesine yarışıyor insanlar. Herkes anı yaşıyor. Bir üst veya meşhur
kişi ile çekinilen fotoğraflarla doyuma ulaşmaya çalışıyor insanımız. Aynı
karede yer almak ve anı ölümsüzleştirmek için çabalıyor. Amirlerin rutin kurum
ziyareti bile fotoğraf karesi ile taçlandırılıyor. Çekilen fotoğrafı
paylaşmanın yanında bir de "Sayın .....müdürümüz kurumumuza teşrif
ettiler. Kurumumuz adına kendilerine şükranlarımızı arz ederiz, teşekkürlerimizi sunarız..."
şeklinde yazı döşenmesi 'ne oluyor' dedirtiyor insana. Yazının arz ile
bitirilmesi bana çok sağlıklı bir ifade gibi gelmiyor. Amirin kurumu ziyaret
etmesi kadar doğal bir şey yok. Memuru da onu ağırlar ve uğurlar. 'Şükranların
sunulması, teşekkürlerin arz edilmesi' de ne demek oluyor Allah'ın aşkına!
Garip ve manidar değil mi bu ifadeler. Sosyal medyanın dili olmasa gerek. Olsa olsa hormonlu bir fil olur. Ayrıca bu ifadeyi yazan ve paylaşan insana da
bir değer katmaz. Anlaşılan bu
tür dile de alışacağız bu gidişle.
Kullanılan
ve dillerimize pelesenk olan bu ‘arz etme’ işi resmi yazışmalarda kullanılır ve
arşivdeki yerini alır. Üstelik Bakanlık yeni yazışma kurallarında bu tür arz
etme diline de biraz tırpan getirdi. Nedense kurumlar unutulmaya yüz tutması
gereken ve insan onurunu zedeleyen bu tür ifadeleri hala kullanmaya devam
ediyorlar. Üstelik sosyal medya gibi resmiyeti ifade etmeyen, biraz free
takılmayı gerektiren alemde bile bu tür ifade tarzları bana sağlıklı bir
iletişim dili gibi gelmiyor. İnsana bir şey vermediği gibi kişiliğinden bir
şeyler alır götürür. İşin garibi bu tür ifadeleri kullananlar yine
kullanmaya devam ediyorlar. Kendilerine şükranların arz edildiği kişiler de
"Arkadaşlar ne yapıyorsunuz? Resmi bir yazı yazmıyorsunuz. Şunun şurasında
kurumunuza bir ziyaret yaptım. Arz etmeyi bu kadar ayaklar altına almayın. Bu
dil, ne size ne de bana bir şey kazandırır. Bana gösterdiğiniz bu ilgi ve
alakayı bana eşim bile göstermiyor. Lütfen biraz ciddiyet!" demiyor. O
zaman insanın aklına arz eden memnun, arzı alan memnun...sana ne oluyor arkadaş
demek düşüyor.
Sosyal
medyada aşağıdaki memurun üstüne şirin gözükmek için vıcık vıcık yağ kokan bu
tavrının yanında bir de kurum amirlerinin kurum ziyaretlerini paylaşıp 'Falan
yeri denetlerken' diye yazı yazmaları da bana garip geldi. ‘Denetlerken’
deneceğine ziyaret ederken dense ne olur? Kıyamet mi kopar. Denetlemeye gidilen
yerin adına ziyaret dense bence daha şık olur.
Kurumlarda amir veya memur olarak çalışan insanların
körler-sağırlar misali bu şekilde kendilerini ağırlamaları hoş bir görüntü vermediği
gibi sağlıklı bir psikolojiyi de yansıtmıyor. Bu şekildeki paylaşımlarla ya
birileri yerini garanti altına almaya çalışıyor, ya da birileri egosunu tatmin
etmeye çalışıyor. Bunun başka izahı olamaz. Başkasına çalışacağımıza
kişiliğimizden ödün vermeden kişilikli bir şekilde görev yapmanın yollarını
bulmak için Amerika’yı yeniden keşfe gerek yok. Sadece kafamızı kumdan kaldırıp
insanlar benim bu dilime ne der, ya da bir başkası paylaşınca ben bu tür
görüntüyü nasıl karşılarım demek lazım.
Bana yabancı olan bu dil için ben sadece ‘Efendim size iyi
arzlar!’ derim. Başka da yapacağım bir şey yoktur. 16/06/2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder