Eğitim ve öğretimde öğretmenin sorun yok mu? Var elbette.
Kimse öğretmende sorunun olmadığını söylemiyor. Öğretmen kendisini
geliştirmiyor, yenilikleri takip etmiyor, okumuyor.
Çoğu etüt merkezlerinde gayri resmi ders vererek veya
merdiven altı diyebileceğimiz şekilde özel ders verme yoluna gidiyor. Bugünün
öğretmenleri ‘Tam Gün yasası’ çıkmadan önceki doktorların durumunu andırıyor.
Dün doktorlar özel muayenehanesinde parayla hasta muayene ederek hastaneleri
işlev görmez noktaya getirmişti. Bugünün bir kısım öğretmenleri de okul dışında
parayla ders verme yoluna giderek okulların içini boşalttıklarının farkında
değiller. Bu şekilde özel çalışan öğretmen suçlu olmaya suçlu. Pekiyi bunlara
müşteri olanların hiç mi suçu yok? Okullar ‘Tam Gün Eğitim’e geçirildi de
öğretmen bu duruma karşı mı çıktı? Getirin tam gün eğitimi…bakın öğretmenden
nasıl verim alırsınız. Niyetiniz performans sistemine geçmek ise bunun yolu
öğrenci ve velinin öğretmene not vermesi değil, öğretmenin öğrencinin hazır
bulunuşluk durumunu nereden alıp nereye getirdiğinin ölçülmesidir esas
performans. Bakanlık, “Kalan bir öğrencinin devlete şu kadar maliyeti var” diye
hesap yapmasından ziyade getirsin yeniden eleme sistemini, bakın beğenmediğimiz
okullarda ve öğretmenlerde kalite nasıl gelir.
Siz, etkinlik etkinlik, proje proje diye gece gündüz rüya
gören milli eğimleri niçin sorun olarak görmüyorsunuz? Okula okumak için
gelmeyen öğrenciyi niçin sorun olarak görmüyorsunuz? Hiç araştırdınız mı okula
gelen öğrencilerin kaçta kaçı kahvaltı yaparak geliyor, ödevini yaparak
geliyor? Öğrenciler bugün savaşa gitmek istemeyen Yeniçeri Ocağı gibidir. Ne
kadar öğretmene ders işletmezse kar sayıyor. Ders işlemek isteyen öğretmene
“Hocam ders mi işleyeceksiniz?” diyerek okulların son bir ayını film izleyerek
geçirdiğini kaç kişi biliyor.
Öğretmeni masaya yatıralım, aynı zamanda diğer paydaşları
da hesaba çekelim. Eğitim ve öğretimin bu hale gelmesinde akşamdan sabaha
mevzuat değiştiren Bakanlığın hiç mi suçu yok? Daha doğru dürüst öğretmen
alım şartlarını belirleyememiş Bakanlık bu sorumlulukta kendisini nereye
koyuyor? Okulun altını üstüne getiren çocuklar için onlara kol kanat geren
aşırı korumacılıktan başka hiçbir şey yapmayan veli ve milli eğitim
yetkililerinin hiç mi suçu yok? Milli
Eğitim, sorunu gerçekten görmek istiyorsa kendi yaptığı TEOG sınavlarındaki
ölçme ve değerlendirme ile ÖSYM’nin yaptığı merkezi sınavlardaki
uçurumu niçin masaya yatırmaz?
Öğretmenin yeterliliğini belirlemek için sınav yapılsın.
Ama bu sınav ‘Öğretmen Strateji Belgesinde’ belirtildiği gibi sürekli olsun,
hiç kaldırılmasın. Aynı sınav kamuda çalışan diğer kamu görevlilerine de
yapılsın. Kamuda görev yapan üst düzey yöneticilere emri altında çalışanlar
puan versin. Onların yeterliliğini görme gibi bir hakkımız niçin olmasın. Sanki
diğer kurumlar dört dörtlük görevini yaptılar, bu ülkeye katma değer ürettiler
de sadece öğretmen mi kaldı üretmeyen?
Öğretmenler objektif, ölçülebilir her türlü sınava varlar.
Siz de var mısınız Bakanlığın kural koyucuları ve kamuda çalışan diğer
kimseleri? Hep beraber var mıyız performans ölçen sınavlara? Bizim kağıt ve
kalemimiz hazır… Ya sizin ki? Ya da boş verin sınavı, çocuklarınızın başında bir
ay ders vermeye, onlara ders anlatmaya ne dersiniz? Öğretmenler tahtayı
devretmeye hazırlar, haberiniz olsun. Eğer amacınız üzüm yemekse aklın yolu
birdir, mutlaka bir orta yol bulunur. Ama önce eğitim ve öğretimin tek
sorumlusu öğretmendir sendromundan kurtulmanız gerekiyor. Yok, hiç öz eleştiri
yapmadan yine öğretmenlere vurmaya devam edecekseniz bu vuruşlarla, kaçak
güreşle öğretmenler yola getirilemez. Çünkü sürekli eleştirilen ve topun ağzına
konan kişilerden asla eğitim ve öğretime fayda gelmez.
Siz en iyisi ne yapın biliyor musunuz? Bugünün
öğretmenlerinden toptan kurtulmaya çalışın. Aslında bunun yolunu iyi
biliyorsunuz. Daha önce yapmadığınız bir şey mi bu. Hani siz 2014 yılında da
okullarda sorun olarak müdür ve müdür yardımcılarını görmüştünüz. Bundan nasıl
kurtuldunuz? Bir gecede bir kanun çıkararak dört yılını dolduran tüm
idarecileri asli görevi değil diye öğretmenliğe döndürmüştünüz. Öğretmenleri de
aynı şekilde değerlendirebilirsiniz. Hiç kimse doğuştan getirmediği bir haktan
dolayı hak iddia edemez diyerek mevcut öğretmenlerin görevine son verirsiniz, görevine
son verdiğiniz kişilere de öncekilerden ayırt etmek için 'Eğitim azmanı'
dersiniz. Okullara sıfırdan her meslekten öğretmen seçimi yapabilirsiniz.
Nasılsa dışarıda bugünkü öğretmenlerin alternatifi olan yüz binlerce öğretmen
adayı var. Zaten bir kaç yıldır öğretmen seçim yöntemini de biliyorsunuz.
Alırsınız karşınıza, onları tek tek mülakattan geçirirsiniz. Bence hiç
uğraşmayın bugünkü kaşarlanmış öğretmenlerle. Onlar kırk yıldır kani idiler,
bundan sonra da onlardan bir yani olmaz. Bakın bizde çözüm yolu her zaman için
vardır. Bu kıyağımı da hiç unutmayın. 13/06/2017
* 21/06/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 21/06/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder