4 Mayıs 2017 Perşembe

Bakalım omurgalı davranabilecekler mi?

Referandum sonuçlarını bir türlü hazmedemeyen, mühürsüz oyların geçerli sayılmasını meşru görmeyen iki siyasi partimiz HSK üyelerinin belirleneceği Meclis alt komisyonuna üye vermeyeceklerini ve süreci meşrulaştırmayacaklarını belirten açıklamada bulundular. Haklarıdır, üye vermeyebilirler. 

Referandum sonuçlarını meşru görmedikleri için komisyonlara üye vermediler. Referandum sonuçlarını meşru görmediklerine göre anayasa referandumunda kabul edilen maddelerle ilgili hiçbir inisiyatifte de görev almayacaklar demektir. Umarım bu yaptıklarını anayasanın değişen tüm maddelerinde gösterirler. En büyük eleştirileri de 'Tek adamlık sistemi' dedikleri cumhurbaşkanlığı sistemi idi. Bu yaptıklarından hareketle 2019 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı da göstermemeleri gerekir. Çünkü prensipli olmak bunu gerektirir. Adı geçen partilerden birinin referandum sonuçlarını iptal ettirmek için çalmadık kapı bırakmadıkları bir durumda diğer taraftan da 2019'a muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı belirlemeye çalışmaları da biraz manidar geldi. Komisyona üye vermedikleri gün bu tartışmanın yaşanması bir prensibin gereği değil de sanki duruma göre vaziyet alacaklarını gösteriyor. Halbuki omurgalı olmak, prensip sahibi olmak cumhurbaşkanlığı seçimlerini de protesto etmelerini gerektirir. 

Ortak aday belirleyebilirler mi bilmem ama şimdiden parti içi tartışmalar meydana gelmeye başladı. Niçin olmasın ki? Referanduma giderken Allah'tan bir göz istemişlerdi, Allah onlara iki göz birden verdi. Hiç beklemedikleri bir orana ulaştılar. Yüzde 49'u çantada keklik görüyor olmalılar. Görünüşe göre bu yüzde 49'u paylaşamayacaklar gibi. Birileri bunlara bu yüzde 49'un yamalı bir bohça olduğunu, tek tarafa kanalize edilemeyeceğini, yarın adaylar çıktığı zaman geçişlerin olabileceğini anlatmalı bir kere. Sonra yüzde 49 hayır oyu veren vatandaş, sonuçlara daha referandum gecesi itiraz edilsin, sonuçlar şayialı değerlendirsin diye vermedi. Her bir seçmenin evet veya hayır demesinin farklı gerekçeleri vardır. Tabir yerindeyse vatandaşın yeni sistem hakkında kafası karışık. Kerhen de olsa evet dedi. Oranlar da bunu gösteriyor. 

Muhalefetin rüyasında bile göremeyeceği bu oy oranını iyi değerlendirmesinde fayda vardır. İlk önce referandum sonuçlarını kabullenip işe öyle başlamalarında fayda vardır. Ardından çatı adayla seçime gitmeyi akıllarından bile geçirmemeliler. Çatı adayla aldıkları oy oranı herkesin malumu. Eğer birlikte hareket etmek istiyorlar, iyi bir sinerji meydana getirmek istiyorlarsa yapacakları en iyi şey, her bir muhalefetin 2019'da cumhurbaşkanı adayı göstermesi benimsenmeli. İlk turda hiçbir partinin adayının yüzde 50 oyu aşamayacağı üzerine hesap yapmalılar. "Seçim ikinci tura kaldığında muhalefetin en yüksek oyunu alan kimse desteklenecek" şeklinde aralarında bir prensip kararı alabilmeliler. Ancak bu durumda başarıyı yakalama durumları söz konusu olabilir. Bu durumda her bir muhalefet partisinin belirleyeceği aday tüm muhalefet seçmenine hitap edecek şekilde bir karizmaya sahip üstün bir yetenekli biri olmalı. Aynı adayı CHP'lisi, MHP'lisi, Saadetlisi, HDP'lisi destekleyebilmeli. Bu da mümkün değildir. Eğer böyle bir aday bulabilirlerse sadece kendileri değil bu milletin yüzde yüzü de onları destekler. 

Bence yüzde 49'un keyfini yaşamalılar. 2019'a da kendi adaylarını çıkarmalı tüm muhalefet. Hayırda kurulan zoraki evlilik adaylarda yürümez. Boşa kürek çekmiş olurlar. Sadece kendilerini avuturlar. 04/05/2017





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder