![]() |
yenihaberden.com |
Osmanlı Devletinin 1718-1730 yılları zevk ve sefa devri olarak bilinir. Daha sonraları bu döneme Lale Devri ismi verilmiştir. Adını da o dönemde İstanbul'da yetiştirilen ve ünü tüm dünyaya yayılmış lale çiçeklerinden almıştır.
Son yıllarda Konya lalenin merkezi oldu. Türkiye'nin lale ihtiyacının yüzde 97'sinin bu şehirden karşılandığını geçti bugün ajanslar. Yan taraftaki resim Alaaddin Tepesinden bir görüntü. Bu görüntülerin benzerini İstanbul ve Ankara yollarında, ana arterlerde, Mevlana Müzesinin önünde milyonlarcasını görebilirsiniz. Gördüğünüz gibi rengarenk. Görülmeye değer.
Konya'da 80 çeşit lalenin olduğu belirtilmektedir.
Ne zararı var? Olsun diyebilirsiniz. Olsun olmaya. Ama önceliklerimiz içerisinde olmamalı diye düşünüyorum. Bu şehrin laleden önce yeni cadde ve yollara ihtiyacı var. Bazı caddeler araç trafiğine kapatılarak yayalara açıldı. Mevcut caddeler trafiği çekmiyor. Çoğu zaman kilitleniyor. Yetkililerin şehri yeşillendirmesinden önce trafiği rahatlatacak alternatif yollar açması lazım. Bizde bir söz var: Camiye lazım olan mescide haram" diye. Kanaatimce önceliğimiz alt yapı ve trafik sorununu tam halletmek olmalıydı. Eğer yetkililerin amacı, trafik tıkandığı zaman trafikte beklerken insanımız lalelere bakarak vakit geçirsin, sıkılmasın, moralleri bozulmasın, içleri açılsın, göz ve gönüllerine hitap etsin diye düşünüyorlarsa bilmem. Ama gördüğüm kadarıyla her gün yeni aracın trafiğe çıktığı günümüzde mevcut yollar daha fazla bu sıkleti çekmez.
Osmanlı Devletinde bir döneme adını veren Lale Devri tamı tamına 12 yıl sürmüş. Bizdeki bu ikinci Lale Devri ne kadar sürer bilmem. Bir taraftan seyir zevkimize hitap eden lalelerimiz Türkiye'nin lale ihtiyacının yüzde 97'sini karşılaya dursun. Yetkililerin gönlümüze girecek şekilde kalıcı eserlere imza atmasını bekliyoruz. Bu, yeni yol ve caddeler mi olur, ucu bir görünüp arkası gelmeyen metro mu olur? Artık onu yetkililerimiz bilir. Çünkü bizde ağanın eli tutulmaz. 24/04/2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder