25 Mart 2017 Cumartesi

Siyasi suikastlara dikkat! **

Devlet içte ve dışta terörle mücadele ediyor. Bu mücadelede hiç olmadığı kadar kararlı ve başarılı görünüyor. Bir ara haftada bir eylemle yüz yüze kalmıştı ülke. Gençliğinin baharında nice can ve ciğerlere mezar olmuştu.

Son aylarda devlet daha bir teyakkuzda. Özellikle Fırat-Kalkan harekatıyla birlikte Güneydoğu'da meydana gelen münferit olayları saymazsak neredeyse bıçak gibi kesildi. Terörün bu şekilde yok denecek noktaya gelmesinde istihbaratın iyi çalışması, devletin pansuman tedbirlerden ziyade terörün kökünü kurutmak için kalıcı tedbirlere yönelmesi, terörün  destekçisi olan dokunulmaz siyasilere dokunması, teröre maddi ve manevi destek veren mahalli idarelere kayyum atanması, terörle mücadele azim ve gayreti göstermesi vb. nedenlerin katkısı vardır. Dün içimizde var olan hainlerin temizlenmesi ve devletin şefkat elini bırakıp Osmanlı tokadına yönelmesi yine terörü azaltan etkenlerdendir.

Terörün ilk gündemden bu şekil  geriye düşmesi hoşuma gidiyor gitmesine. Fakat bu sessizlik  beni korkutuyor. Çünkü fırtına öncesi sessizliğe benziyor. Devlet ya terör örgütlerine göz açtırmıyor, ya  terör güvenlik güçlerinin zayıf noktasını bekliyor. Ya da terör örgütleri ses getirecek başka planların peşinde. Türkiye referandum öncesi siyasi suikastlara duçar olabilir. Böyle bir suikast referanduma gölge düşürebileceği gibi referandumun ertelenmesine bile sebep olabilir. Bu yüzden devlet tüm organlarıyla gözünü açmalı, sansasyon ve provokasyona sebep olabilecek suikastların önüne geçmek için her türlü seçeneği değerlendirip uygulamaya koymalıdır. Güvenlik tedbirlerini artırmalıdır. Özellikle siyasi liderleri korumak için tedbirler almalıdır.

Referandum öncesi yapılacak mitinglerde mutlaka güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Gerekirse miting ve salon toplantılarına sınırlandırma getirilmelidir. Hatta hiç yapılmamalıdır. Siyasiler mesajlarını TV kanalları vasıtasıyla seçmenlerine ulaşma yolunu tercih etmelidir. Siyasiler seçim propagandasında toplumu gerecek söylemlerden kaçınmalıdır. Birbirlerine saygıyı elden bırakmamalıdır. Dışta yalnızlaştırıldığımız bir ortamda iç barışı tesis etmenin yolları bulunmalıdır. Tercihlerimiz farklı olmakla beraber birlik ve beraberlik mesajları verilmelidir. Referandum sonucunda vatandaşın tercihine hepsi saygı duymalıdır. Evet/hayır çıkarsa dünyanın sonu sendromundan vazgeçilmelidir. Evet ve hayır çıkarsa  hayatın devam edeceği işlenmelidir. Vatandaşa aba altından sopa gösterilmemelidir. Gerilim siyasetinden uzak durulmalıdır. Unutmayalım ki her türlü sonuç bu ülkenin hayrına olabilir. Fakat ucunda gerilim ve kutuplaştırma olan siyasetten hayır gelmez. Taraflar seçimden sonra da birlikte yaşayacaklarını ve yüz yüze bakacaklarını unutmamalıdır.

Siyasiler seçmenine karşı dürüst olmalı ve açık oynamalıdır. Referandum sonucunda kaybeden taraf nerede hata yaptım deyip takkesini önüne alıp düşünmelidir. Hiç kimseyi suçlama yoluna gitmemelidir. 25/03/2017

** 29/03/2017 günü Kahta Söz gazetesinde yayımlanmıştır.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder