24 Mart 2017 Cuma

Bizim leğen bulundu!

Gördüğünüz plastik kap 20 yıl öncesine ait. Kahta'da görev yaparken 6-8 yaşlarında üç çocuğumun anneler günü vesilesiyle -vermediğim- harçlıklarını bir araya getirerek anneleri için aldıkları bir hediye.

Yazıma konu olmasının sebebi, bugün mutfakta arandı bulunamadı. Sonunda geçen hafta börek yapılması için bu hediyeyi alan üç çocuğumdan ikisi fırına götürmüşlerdi. Evde olmadığına göre fırında olabilir diyerek yolum üzeri fırına sordum. Bir bakalım, bu şekilde kalan kap-kacağı haftalık çöpe atarız, atılmadı ise verelim dedi fırıncı. Dolabın gözünden bizim leğen çıktı. Eve getirdim. Eşim leğen bizim, fakat kapak bize ait değil dedi.

Her insanın olduğu gibi eşyaların da bir sonu vardı. Zamanı geldiğinde ya kırılır, ya eskir, ya da kaybolurdu. Anlaşılan ömrünü tamamladı derken leğen fırında kalmış, yeniden ortaya çıktı. Üstelik üzerine bize ait olmayan bir kapak ilave edilerek fırından çıktı. Bizim leğen Nasrettin Hoca'nın kazanı gibi doğurdu anlaşılan.

Leğen kaybolsun kaybolmaya da... hanım için manevi değeri, benim içinse maddi değeri önemli. Çünkü elinin altında mutfakta aspirin gibi kullanılan bu leğen kaybolursa mutlaka yenisini almam gerekecek. parası da benden çıkacaktı. Tam kayboldu diye düşünürken yeniden ortaya çıkması bizi yeni almış gibi sevindirdi. Hani Nasrettin Hoca, kaybolan eşeğini bulana bir eşek vadetmiş ya. Hocanın bu şekil ödülünü insanlar garipsemişler ve "Hocam kayıp eşeğine bir eşek veriyorsun bu ne iş" demişler. Hoca: Hiçbir mutluluk kaybedilenin bulunduğu zaman  verdiği mutluluğu vermez" cevabı vermiş.

Bizim leğenden Hoca'nın fıkralarına geçtik. Yine fıkra gibi -olmuş- bir olaydan bahsedelim: Bir kamyon Rahmetli Camgöz Hasan Hüseyin Ağa'nın mısırgasını (Güneysınır yöresinde hindiye mısırga denir) çiğner. Kamyoncu rahmetliyi çağırtır: "Amca mısırganı çiğnedik, öldü. Parasını vereyim," der. Hasan Hüseyin Ağa parayı kabul etmez. Sürücü: "Yerine yeni bir hindi alıvereyim" der bu sefer. Amca bunu da kabul etmez. Adam: "Pekiyi amca ne yapalım o zaman" deyince Hasan Hüseyin Amca: Aynı mısırgamı isterim," der. Şoför: "İyi amca! Gördüğün gibi hindi öldü" diye söyler. Amca: "Ben onu bunu bilmem. Bu hindimin boynunu ulayacaksın. Ben camiye giderken arkamdan yine eskisi gibi gulu gulu ses çıkartacak" der. Olayı buraya kadar biliyorum. Hindinin boynunun ulanması mümkün değil. Amca nasıl ikna edildi, gerisini bilmiyorum.

Bizim leğen bulunmasaydı ben de Nasrettin Hoca'nın yaptığı gibi yapacaktım. Ne yapmıştı rahmetli derseniz? Hoca bir gün bir hana misafir olur. Sabah kalkınca eşeği kaybolmuştur. Hoca hancıya: "Çabuk benim eşeğimi bulun" diye çıkışır. Hoca'nın hiddetlenmesini gören hancı etrafa adamlarını salar, fakat eşek bulunamaz. Hancı bulunmazsa ne yapacaksın deyince Hoca: Eğer bulamazsanız babamın yaptığını yapacağım, der. Hocanın bu tehdidi karşısında eşek güç-bela bulunur. Hocaya sorar, babanız ne yapmıştı hocam diye. Hoca: Yıllar öncesinde babamın da eşeği çalınmıştı. Bulunamayınca eve kadar yürüyerek gelmiş, ben de onun gibi yapacaktım, cevabı verir.

Hasılı bizim leğen bulunmasaydı ben de gidip yeni bir leğen alacaktım. 24/03/2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder