2017 YGS sınavı 12/03/2017 günü tüm yurtta yapıldı. Bu
sınavda ÖSYM adından daha fazla söz ettirdi. Sayısını bilemiyorum ama
belirlenen saatten sonra gelen öğrenciler sınava alınmadı. Çünkü ÖSYM sınav
yerine intikalin en geç 09.45'de olması gerektiği kuralını koymuştu bu yıl ilk
defa. Kıl payı kaçırıp kapıdan dönenler haber konusu oldu. Bununla ilgili hem
MEB, hem de ÖSYM açıklama yapmak durumunda kaldı. Sınava zamanında yetişemediği
için giremeyen öğrencilerin beklediği telafi imtihan hakkı konusunda olumlu bir
açıklama yoktu açıklamalarda.
ÖSYM'nin kural, kaideleri acımasızdır. Harfiyen de
uygulatır. Hiç aksamaya meydan vermez. Nitekim bu sınavda da bir kez daha
görüldü. ÖSYM'nin bu durumunu YGS sınavından bir gün önce "ÖSYM
kriterleri" başlığı ile Anadolu'da Bugün gazetesindeki köşemde anlatmaya
çalışmıştım. En gereksiz bir kural da olsa ÖSYM, tüm kurallarını noktası,
virgülüne uygulatır, demeye çalışmış, hayatın her alanına ait kaide ve
kurallarımızın olduğunu fakat uygulanmadığını, geçici bir süre de olsa
kuralları uygulama görevinin ÖSYM'ye verilmesi gerektiğini ifade etmiştim.
Bunları yazmak için bir konuda uzman olmak gerekmiyor. Sadece ÖSYM'yi biraz
tanımak yeterdi.
ÖSYM'yi ve sınavı uygulayanları bu hareketlerinden
dolayı çok eleştirenler oldu. Sınava giremediği için yetkililerle tartışan,
agresif hareketlerde bulunan, sınav salonlarının camını kıranlar da oldu. Ama
nafile. Süresi içerisinde gelemeyen sınava giremeyecekti. Öyle de oldu. Olan da
sınava giremeyenlere oldu. Sınavın en yakın telafisi 2018 YGS sınavı. Başka
yolu yok.
Sınava giremeyen öğrencilerin sayısı ne olursa olsun
-istersen bir kişi olsun- onlar adına üzülmemek elde değil. Öncelikle onlara
geçmiş olsun demek lazım. Haklarında demek ki hayırlı olan bu imiş, her kötü
görünende bir hayır, hayır görünende de bir şer olabilir demek, artık geriye
bakmadan yarınlara bakmak ve bundan ibretler çıkarmak lazım. Her insanın
hayatında mutlaka bir dönüm noktası olabilir. Bakarsınız sınavı kaçıran
çocukların da inşallah hayatlarında bir dönüm noktası olur. Her şeyden önce
ümitsiz olmadan, hayata küsmeden yollarına devam etmelidirler. Kimseye de
kızmasınlar. Oturup öz eleştiri yapsınlar. Bir defa başkasını eleştirmeden önce
ilk önce kendilerini eleştirmeleri gerekir. Zamanında gelmiş olsalardı öyle
zannediyorum başlarına böyle bir şey gelmeyecekti. Hayatta bu gecikme
kulaklarına küpe olacaktır. Bir daha sınav veya başka bir randevu vb durumlarda
hep zamanında bulunması gereken yerde olacaklardır. Bir daha sınava gideceği
yere ulaşmak için trafik yoğunluğu, kaza dolayısıyla yolun geçici de olsa
kapanabileceği gibi durumları mutlaka hesaba katmaları lazım. ÖSYM ise sınav
merkezi olarak seçtiği yerleri belirlerken aynı güzergahtaki okullara vermemesi
gerektiğini düşünmeli, ona göre planlama yapmalı, sınav merkezine her bir
öğrencinin bireysel bir şekilde özel aracıyla gelebileceğini hesaba katmalı,
trafiği kilitleyecek şekilde aynı güzergahtaki okullar yerine farklı yerlerdeki
okulları seçme yoluna gitmelidir. Belediye ve emniyet sınav günleri bazı
güzergahların yoğun olabileceğini hesaba katarak tedbir almalı, belirli
saatlerde trafik yoğunluğunun olacağı güzergahlara sınav dışında kullanmak
isteyenlerin geçmesine yasak getirebilir, hatta bu bölgelere öğrencilerin
belediye otobüsleriyle ücretsiz taşınması düşünülmeliydi... Temenni edelim ki,
önümüzdeki sınavlarda aynı durumlar söz konusu olmaz. Her kurum, kişi üzerine
düşen görevi yapacaktır.
Millet olarak şunu da düşünmemizde fayda vardır.
Gideceğimiz yere son anda varmak, gecikmeli varmak gibi bir hastalığımız var.
Kafadan bir hesap yaparız, kaç dakikada varırız diye. Ona göre hareket ederiz.
Hepimiz şunu bilmeli ki, evdeki hesap bazen çarşıya uymayabiliyor. ÖSYM'nin şakası yoktu, bunu bir kez daha gördük... 14/03/2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder