2017 YGS sınavları yapıldı. Sınava giren iki milyonun üzerindeki öğrenci
160 soruya cevap vermek için 160 dakika ter döktü. Öğrenciler zamanla yarıştı.
ÖSYM'nin yaptığı bu tür sınavlarda çoğu öğrenci soruları yetiştiremediğinden
şikayetçi olur. Çünkü tüm soruları çözebilmesi için öğrenci dakikada bir soru
çözmek zorunda. Öğrencilerin erken bitirme diye bir durumu söz konusu olmaz.
Zaten bitirse de 120 dakikadan önce salonu terk edemez. Sınava katılım da yüzde
yüze yakın olur.
TEOG, MTSK ve AÖL gibi sınavları da MEB yapar. Bu sınavlar ise ÖSYM'nin
yaptığı sınavların tam tersi olur. Özellikle açık lise sınavlarına katılım
yüzde yetmişlerde kalır. Yani öğrencinin en az dörtte biri sınava girmez. Her
sınavda öğrenci en fazla altı dersten sınava girer. 120 soruya 180 dakika süre
verir. Öğrencinin her bir soruya ayıracağı cevaplama süresi 1,5 dakikadır. İlk
yarım saat öğrencinin salonu terk etmesi yasaktır. Sınava giren öğrencilerin en
az yarısı ilk yarım saatin bitmesini iple çeker. 120 soruyu hızlı bir şekilde
cevap kağıdına desen çizer. İlk 20 dakika içinde yapar bunu. Geriye kalan 10
dakikayı da dinlenerek geçirir. Çünkü yorulmuştur. İlk yarım saat dolar dolmaz
salonun yarısı boşalır. Geriye 5-6 öğrenci kalır. İkinci yarım saatte de 2 kişi
hariç diğerleri sınavı bitirir çıkar. Geriye salonda iki öğrenci, iki de
görevli kalır. Öğrencilerden biri bitirse de dışarı çıkamaz. Çünkü diğer
öğrenciyi beklemek zorundadır kural gereği. Sınavını bitiren oflasa, sızlasa,
homurdansa çare yok. Mecburen bekler. Sınav olan öğrenci ise 2 görevli ve bir
öğrenciyi bekletmekten dört köşe olur. MEB'in kendisine verdiği bu sınırsız
hakkı kullanır. Herkesin kendisini beklediğini hissetse de rahatsız olmaz.
Hatta soruları bitirdikten sonra tekrar geriye döner, bir de kontrol eder.
Çünkü zaman sınırı yok. Ara sıra görevliye ne kadar süre kaldı demesi ise
patlamaya hazır üç kişiyi çıldırtmaya yeter. Ama görevlinin görevidir ne kadar
süre kaldığını söylemek. Görevliler beklemekten dokuz doğururken sınav olan tek
kişi dokuz takla atar. Böyle bir durumda görevliler sabır sınavına tabi olurken
adayımız ise değerli olduğu hissine kapılır. Öyle ya...kendisini kaç kişi
bekliyor? İki sınav görevlisi, üç sınav komisyonu, sınavda görevli emniyet
görevlileri, il temsilcisi, kurye, yardımcı personel vs. Acaba MEB, bu
öğretmenler sınavdan çok para alıyor, erken çıkarlarsa aldıkları parayı hak
etmemiş olurlar diye düşünüp her sınavda bu şekil öğrencileri özellikle seçmiş
olmasın(!)
Anlatmak istediğim MEB'in sınavlarında bir dengesizlik ve anormallik var.
Açık lise sınavlarında katılım niçin yüzde yüz olmaz? Çünkü MEB sınavı ücretsiz
yapıyor. Öğrencilerden sadece dönemlik 15-20 lira gibi bir kayıt yenileme
ücreti alıyor. Niye girsin ki öğrenci sınava. Çünkü girdiği sınav ÖSYM'nin sınavları
gibi tuzlu değil. Derse ciddi asılıp mezun olayım, kısa zamanda bitireyim derdi
olmaz.
Sınavın süresi zaten anormal. Toto oynayanlarla ciddi asılanlar gibi iki
zıt kutup aynı salonda. Üstelik sınav ÖSYM sınavlarına göre daha kolay. Verilen
süre fazla. İçinizden: “Görevlisiniz, parasını alıyorsunuz, bekleyeceksiniz”
diyebilirsiniz. Görevliler beklemeye bekleyecek. Bunda sorun yok. Tüm öğrenciyi
beklemek var, bir de sadece bir kişiyi beklemek var. MEB'in örgün eğitime devam
edemeyecekler için getirdiği bu sistem çok güzel. Okumak isteyen, diploma almak
isteyen için yaş sınırlaması olmadan bir imkan veriyor. Sınav için epey masraf
ediyor.
Sınavlardan verim elde edilebilmesi için MEB süre sınırlaması getirmeli,
öğrenci zamanla yarışmalı, sınava müracaat ettiği halde geçerli mazereti
olmadan girmeyenlere yaptırım uygulamalı. Öğrencinin sınava katılımını sağlamak
için girdiği sınav başına ücret almalı. Belirli bir sürede dersleri veremeyenin
ilişiği kesilmeli. 18.03.2017
* 20/03/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 20/03/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder