Üç büyüklerden bir kulübümüz terör örgütü üyesi
olmaları dolayısıyla 2 kişinin kulüp üyeliğinin düşürülmesini oy çokluğuyla
reddederek üyeliklerinin devamına karar verdi. Yakın tarihin acımasız terör
örgütü üyelerini ihraç etmeyerek bir garabete imza attı. Kamuoyundan gelen
tepkiler üzerine bir gün sonrası acil kod adıyla yaptığı toplantıda ise sekiz
yıldır üyelik aidatını ödemediklerini gerekçe göstererek adı geçen iki üye
dahil toplam 2700 kişiyi üyelikten çıkardı. Bu ihraç kararı da en az birinci
kadar garip ve komedi idi.
Bildiğim kadarıyla kulüpler 'Dernekler Kanununa' tabi.
Kanunun içeriğini bilmiyorum ama herhalde kanunda 'Dernekler suçluları
barındırır' diye bir madde yoktur. O zaman bu dernekler nasıl yönetiliyor? Bir
gün öncesi suçluyu koruma oylaması yapılıyor, ikinci gün bir başka gerekçe ile
üyelikten çıkarılıyor. Aidat vermeyen üyeleri ihraç için en az 8 yıl mı beklenmelidir?
Geçmişi başarılarla dolu, asırlık bir kulüp bu şekilde yönetiliyorsa
yazık gerçekten. İki günde aldığı birbirine zıt iki kararla adından çok söz
ettireceğe benziyor. Eskisi gibi başarısıyla ön plana çıkamayınca en azından bu
şekilde ülke gündemine oturup adından söz ettirmesi de bir başarıdır. Reklamın
iyisi-kötüsü olmaz. Vezir de yapar, rezil de.
Bir kısmını tenzih ederim ama anladığım kadarıyla birileri
kulüpleri çiftlik gibi yönetiyor. Dingonun ahırı sanki. Ne giren belli, ne de
çıkan. Ne kadar denetleniyor bilmiyorum. Denetlense de kitabına uydurulur
bizde. Gördüğüm kadarıyla UEFA-FİFA, kulüplerimizi ülkemizin denetim
mekanizmalarından daha iyi denetliyor. Nasıl bir şeyse gelen kolay kolay
gitmiyor. Hep kulübün başında kalabiliyor birileri. Birçoğu da borç batağında.
Tek yaptıkları yabancı futbolcu almak. Gelen yabancı futbolcu ülke futboluna
katkı sağlayan olmalı. Alt yapıdan futbolcu yetiştirmeye gerektiği gibi önem
verilmiyor. Bu yüzden midir? Milli Takım yerlerde sürünüyor. Takımlar iyi
olursa Milli Takım da iyi olur.
Kulüp yönetenler için mutlaka kriterler konmalı, yönetim
kurulunda görev alanlar bir kamu görevi yaptığının bilincinde olmalı, siyasetten
uzak durmalı. Kulübü töhmetlerden uzak tutmalı. Arkasında milyonlarca taraftar
ve seveni olan kulüpler birkaç kişinin çıkarına alet edilmemelidir. Kulüplere
leke getirecek davranışlardan kaçınılmalıdır.
***
İhraç edilenlerden biri attığı tweetinde yaptığı
açıklamadan sonra adını yazıp altına "...'yi ve ülkesini çok seven bir
vatandaş" diye tanımlamış kendini. Sevsinler seni! Yazarken biraz samimi
ol bari! Bu nasıl sevmek? Üyesi bulunduğu takıma ödemesi gereken aidatı
yıllardır ödemiyor ve bu takımı sevdiğini söylüyor. Hasta ana-babasını bırakıp
yurt dışında firari durumda ve ülkesini sevdiğini söylüyor. Sormazlar mı adama:
Bu nasıl sevmek diye. Ülkesini seven vatandaşın dışarıda ne işi var? Suçsuzsan
niçin kaçaksın? Elini-kolunu sallaya sallaya ülkene gelirsin. Suçluysan gelir,
adam gibi cezanı çekersin. Memleketi sevmek ancak böyle olur. Öyle kuru kuruya
vatanı sevmek ve hamasi konuşmak vatanseverlik değildir. Kedinin ciğeri
sevmesine benziyor bu vatan sevgisi. Vatan sevgisi gerekirse uğrunda çile
çekmektir. Bedel ödemektir.
Ülkesi için bedel ödeyenler bu ülkenin geleceğinde söz
sahibi olur. En ufak bir zorlukta kendini dışarı atanlar unutulmaya mahkumdur.
28.03.2017
* 29/03/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 29/03/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder