Ana içeriğe atla

Vekil seçileceklere öğütler

 07/06/2015 tarihinde 25.dönem vekillerimizi seçeceğiz. Milleti temsil edecekler istifa etmeye başladılar bile. Bakalım kimler seçilecek, ne kadar milleti temsil edecekler önümüzdeki günlerde göreceğiz hep beraber. Ülkemiz için inşaallah hayırlara vesile olur.

Temennim hangi partiden seçilirse seçilsin; doğru, dürüst, seçildikten sonra seçmenine tepeden bakmayan,
ülkenin kalkınması için çaba sarf eden, seçilmeden önce mal beyanında bulunan, vekilliği bittikten sonra da mal beyanında bulunan, vekilliği sona erdikten sonra çalışmak  ve rızkını temin etmek için iş arayan, ülke için katma değer üreten, prensipleriyle hareket eden, günübirlik hareket  etmeyen, meclisteki diğer mesai arkadaşlarını ön yargısız dinleyen, içine sinmeyen kanun vb.mevzuata parmak kaldırmayan, milletinin değerleriyle çelişecek iş yapmayan, karşıt fikirlere hayat hakkı tanıyan, aldığı maaş ile asgari ücretli çalışanların maaşını  karşılaştıran, seçilmeden önceki sevecen, insanları dinleyen,  seçmenin ayağına giden mütevazi kişiliği seçilince de devam eden, geldiği yeri unutmayan vs. şahsiyetli ve kişilikli insanlar bizi temsil eder.

Millet asıl ise, vekil aslın dediğini yapar. Sizden bazı isteklerim olacak, lütfen dikkate alın, bunu bizim için değil itibarınız için yapın:
◆ Aday yapılmazsanız partinize küsmeyin, partiniz adına çalışmaya devam edin
◆ Seçim çalışması esnasında yapamayacağınızı vadetmeyin. Asla yalan söylemeyin.
◆  Seçim esnasında gürültü ve görüntü kirliliği yapmayın.
◆  Miting yapmayın, illa yapacaksanız şehir dışında trafiği ve diğer insanları rahatsız etmeyecek ortamlarda miting yapın. Mitinge katılmayacak insanların ulaşımını engelleyecek ve geciktirecek şekilde trafiği engellemeyin.
◆ Bulduğunuz araçla şehrin ana arterlerinde bağırıp çağırarak oy istemeyin.
◆ Seçim çalışmasını tv'lerde yapın.
◆ Seçildiğiniz zaman ilk işiniz asgari ücretlinin maaşını düzeltecek düzenleme yapın. Düzeltinceye kadar asgari ücretten maaş almaya devam edin.
◆ Milletin karşısında ceketininiz hep ilikli olsun, millet size değil, siz milletin önünde ceketinizi ilikleyin.
◆ Vekil seçildikten sonra seçim çalışmasında size yardım eden dostlarınıza devlet malını peşkeş çekmeyin.
◆  Vekillik aslî görev değildir. Cenazeniz meclisten kalkmasın. 2-3 dönemden sonra köşenize çekilmesini bilin. Başkalarına yol açın. Ne de olsa vekillik tâlî bir görevdir. Nasıl asli görev dışında ikincil görev yapanların görevini sona erdirdi iseniz, iğneyi de kendinize batırın, 4 yıl vekillik yapanın vekilliği sona erer diye bir kanun çıkartın. Sonra milletin karşısına geçin, millet sizi sözlü yapsın, milletin sözlüsünden geçen yeniden vekil olsun.
09.02.2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde