Anlaşılan huylu
huyundan pek vazgeçmiyor. Hani bizde: “Bir insan yedisinde ne ise, yetmişinde
de odur” denir ya. İşte bu cümleyi
şimdi: “Bir zihniyet geçmişte ne ise şimdi de o” şeklinde değiştirmek lazım.
Yukarıdaki başlık çağın dışında kalmış, kelaynak kuşları gibi demode olmuş bir
zihniyetin bilinçaltını göstermektedir. Anlaşılan zaman zaman kendilerini darı
ambarında sanıyorlar, halüsinasyon görüyorlar. Gayzlarından çatlıyorlar.
'Karargâh Rahatsız' başlığının
“Genç subaylar rahatsız” manşetlerinden bir farkı yok. Bu sürmanşetlere
milletin karnı tok. Bu tür haberlerle neyin amaçlandığını herkes biliyor.
Eskiden bu tür haberlerle hükümete ültimatom ve gözdağı verilir, ayağını denk
alması amaçlanırdı. 27 Nisan e-muhtırası ile denendi bu. Hükümet yemedi.
Ardından içimizden devşirdikleriyle dış destekli olarak 15 Temmuz’da bir
kalkışma yaptılar. Beceremediler. Son vuruşlarıydı bu. Tüm dünya gördü bunu
canlı yayında. Destek veren Avrupa bir ay boyunca kendisine gelemedi. Gecenin
ilk saatlerinde Reuters Ajansının ağzının suyunu akıtarak verdiği “Türkiye’de asker
yönetime el koydu” haberi son sevinçleri oldu. Dünya bir milletin tanka,
tüfeğe, F-16’ya karşı nasıl direndiğini, ölümü göze aldığını ve hatta öldüğüne
şahit oldu. Aylarca demokrasi nöbetleri tutan milyonların meydanlarda sabahladığını
da… Ölümü göze alan bir millete değil siz, dünya bir araya gelse hatta “En kesif orduların
yükleniyor dördü beşi” durumu da olsa vız gelir, tırıs
gider.
Birileri bunlara “Geçti Bor’un Pazarı, sür eşeğini Niğde’ye”
demeli. Artık bu tür haberlerle milleti dizayn etme, hükümete ayar verme
dönemleri geride kaldı. Hala bıraktığımız yerde otluyorsunuz, biraz kendinizi geliştirin,
bu tür haberlerle bal-börek yeme döneminiz geride kaldı, millet gözünü açtı, gerçek
askerimiz de rahatsız değil, o sizin hüsnü kuruntunuz, demesi lazım. Eskiden “Genç
subaylar rahatsız” başlığını atanlar bu ülkede taltiflenir, milletvekili yapılırdı. Şimdi tu kaka yapılıyor artık. Beyhude çaba bunlar. Yormayın kendinizi.
“Karargah
rahatsız” haberinin askeriyede başörtüsünün serbest bırakılmasının ardından
yapılmış olması yine bilinçaltlarındaki başörtüsüne karşı düşmanlıkların dışa vurumudur.
Başörtüsünü görünce kırmızı görmüş boğa gibi oluyorlar. Böylelerine tıpkı Akif
gibi: “Bacımın örtüsü batmakta zalimin
gözüne/Acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne” demek lazım. Gerçek askerin
bu milletin değerleriyle derdi ve meselesi olamaz. Şayet bu ve başka konuyla
ilgili varsa bir sıkıntısı askerin, derdini bir üst amirine iletmesi gerekir.
Yok “Karargah rahatsız” derken askeriyenin içinde kalmış darbelere özlem duyan birkaç
muhalifin rahatsızlığı ise bu, bu tipler rahatsız olmaya devam etsin. Çünkü bu
tür hastalığın tedavisi yok. Biz
derdimizi alışkanlık gereği askeri kullanarak yapıyoruz derseniz, biraz medeni
cesaretiniz olsun, silahın arkasına sığınmayın, mert olun. Çıkın ortaya. Biz
darbe çığırtkanlığı yapıyoruz. Bizimkisi bir özlemdir, çok görmeyin, eski bir
alışkanlık, deyin. Bu hareketiniz daha medenice olur. Prim yapmaz ama olsun.
Görüş görüştür. Askerin hem Güneydoğu’da hem de Suriye’de varlığını iyice
hissettirdiği bir ortamda bu tür aslı astarı olmayan konuları haber yapmak veya
askeriyenin içindeki birkaç muhalif görüşü manşete taşımak vatanperverlikle
bağdaşmaz.
* 01/03/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder