Ana içeriğe atla

Ben darı ambarında iken...

Öğretmenliğe başladığım andan itibaren bakan olarak görev yapanların sayısını unuttum. Tıpkı eğitim sistemimizdeki değişiklikler gibi bakanın biri gitti, diğeri geldi. Çalıştığım zaman zarfınca ne değişen bakanı ne de eğitim sistemini sayabildim.

Benim için en sevindirici tarafı, bakan değiştikçe orta yerde kimse kalmayıp oldu olacak bu göreve bir de şu adamı getirelim denecek günleri umutla beklemek. Olmaz olmaz demeyin. Nasıl ki adam yokluğundan ehil olmadığı halde Bekri Mustafa'yı Küçük Ayasofya Camiine imam olarak atamışlar. Ben de darı ambarında yaşamaya devam edeceğim bir umut, bir teselli olarak.

Üstelik hazırlıklıyım. Dereyi görmeden paçayı sıvadım bile. Bakan olduğum an ilk yapacaklarım aşağıdadır:
1. Okullarda tam gün eğitimi başlatırım.
2. İlköğretim ve ortaöğretimde haftalık ders yükü en fazla 25 saat ile sınırlandırırım.
3. Ortaokuldan itibaren her sınıf seviyesinde kalma ve eleme sistemi getiririm.
4. İl ve ilçe merkezlerinde öğrencinin yürüyerek gelip gideceği şekilde, bünyesinde her türlü okul türünü barındıran kampüs okullar açarım.
5. Her kampüs okulda yeterli dersliğin yanında mabet, spor salonu, resim, müzik atölyeleri, laboratuvarlar vb. müştemilatı yaptırırım.
6. Haftada 6 gün 09.00-13.00 arası günlük 5 ders saati ders, bir saat öğle arasından sonra saat 16.00'a kadar sanat, kültürel, spor aktiviteleri, dersin pratiği, etüt yapma vb. çalışmaları planlarım.
7. Sınıf geçme sistemini % 50 bilgi, beceri, % 50 davranış olarak belirlerim.
8. Her türlü takviye ders, etüt merkezi vb. yarış atı mantığıyla işlev gören arızi durumlara son veririm.
9. Öğretmenlere performans sistemini getiririm.
10. Okulun iç ve dış paydaşlarının sorumluluk alanlarını belirleyerek yetki verir, aksayan kısımlar için yaptırımlar uygularım.
11. Öğretmenin aldığı ek ders ücretini kaldırır, öğretmenin atama işlerini ve maaş durumunu objektif, ölçülebilir bir performans sistemine göre ayarlarım.
12. Eş durumu vb. özür atamalarında branşında ihtiyaç olmayan eşinin yanına gelmesinden ziyade her ikisini devletin ihtiyacı olan yerde birleştirerek çalıştırırım.
13. Her türlü öğretmen ihtiyacını ağustos ayında görev yerinde olacak şekilde hallederim.
14. Bakanlığı, yazılı ve görsel medya aracılığıyla yönetmem. Emir ve talimatlarım için resmi yazışma yollarını kullanırım.
15. Okulların açılışını eylül ilk hafta başlatır, hazıran sonu sona erdiririm. İş gününü 200 iş gününe çıkarırım.
16. Öğretmenin tatilini ara tatili ve temmuz ayı olacak şekilde 1.5 aya indiririm.
17. Her ağustos ayı, izleyen öğretim yılının planlamasını yapacak şekilde öğretmenin görev yerinde olmasını sağlarım.
18. Makul özrün dışındaki her türlü devamsızlık için maaşlardan 1/30 kesinti yaparım.
19. Öğretmenler için yedi bölgede çalışma zorunluluğu ve her çalıştığı yerde yeni aldığı öğrenciyi mezun etme şartı getiririm.
20. Sanayi ile irtibatlı okulları sanayinin ortasında açarım. Sabah teori öğleden sonra pratik olacak şekilde.
21. Okumada gözü ve hedefi olmayan öğrencileri 7.sınıftan itibaren açık veya çıraklık eğitime yönlendirerek haftada bir teori, geri kalan zamanda meslek öğrenmelerinin önünü açarım.
22. Her türlü sınıf geçme, seçme, yerleştirme sınavını merkezi olarak yaparım...

Gördüğünüz gibi ben hazırlıklıyım. Sadece görev bekliyorum. 22/01/2017

Yorumlar

  1. İşte sana aradigimiz bakan tamami dogru ama özellikle 7. Madde cok isabetli olmuş. Davraniş kusurlusu ve özurlusu ögrenciler yetistiriyoruz hic olmazsa sinifi gecmek icin bari davranislarina ceki duzen verir. Acizhane ekleme yapilacaksa not ve davranis notlarinin etkisi unuversite girinden sonra bir kamu isine yerleşirken de "kps aday sicil notu"hatiri sayilir bir etkiye sahip olmalidir. Yalniz cumartesi gununu geri alalim biz tatile alisigiz hafta ici yapamadigimiz isleri yoksa nasil yapariz slmm

    YanıtlaSil
  2. As. Ali bey! Daha önceki bir yazımda göreve başlayacak olanlar için yanlış hatırlamıyorsam KPSS puanının % 70'i, % 30'da davranış puanını önermiştim. Bu şekilde yeterli puan ile atanacak kişinin güvenlik soruşturmasından geçirilmesini istemiştim. Takdir edersiniz ki, kendimi bir an için bakan yerine koyunca sevinçten bunu saymayı unuttum. çalakalem yazdığım önerilerin mutlaka aksayan yönleri olabilir, iş ciddiye binince enine boyuna konuşulması gerekir. bakan olacak olana haddim olmayarak önerilerimden bazılarıdır. Cumartesi ders görülmesine gelince ben ilkokulda iken cumartesi öğleye kadar okula giderdik. Burada da öyle olabilir. Cumartesi ders yapılacaksa öğretim yılı 180 iş günü olarak kalabilir. Yok cumartesi okul olmasın denirse 200 iş günü eğitim ve öğretim yapılabilir...

    YanıtlaSil
  3. As. Ali bey! Daha önceki bir yazımda göreve başlayacak olanlar için yanlış hatırlamıyorsam KPSS puanının % 70'i, % 30'da davranış puanını önermiştim. Bu şekilde yeterli puan ile atanacak kişinin güvenlik soruşturmasından geçirilmesini istemiştim. Takdir edersiniz ki, kendimi bir an için bakan yerine koyunca sevinçten bunu saymayı unuttum. çalakalem yazdığım önerilerin mutlaka aksayan yönleri olabilir, iş ciddiye binince enine boyuna konuşulması gerekir. bakan olacak olana haddim olmayarak önerilerimden bazılarıdır. Cumartesi ders görülmesine gelince ben ilkokulda iken cumartesi öğleye kadar okula giderdik. Burada da öyle olabilir. Cumartesi ders yapılacaksa öğretim yılı 180 iş günü olarak kalabilir. Yok cumartesi okul olmasın denirse 200 iş günü eğitim ve öğretim yapılabilir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://dilinkemigiyok.blogspot.com.tr/2016/12/egitimin-en-buyuk-sorunu-davranstr.html

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde