31 Aralık 2016 Cumartesi

Yeni bir yıla merhaba derken*

İnsan şeytanlarının, sinsi varlıkların, hainlerin bol olduğu bir yılı geride bıraktık. Kan, gözyaşı, ihanetler birbirini izledi hep. -Kabus gibi- bir yıl idi. 

Yeni bir yıla merhaba diyeceğiz. Yeni yıl ne getirir, ne götürür bilinmez. Çünkü gaybı bilemeyiz. Ama görünen köy kılavuz istemez. Zira insan denen ne menem varlık tiyniyetini değiştirmediği, bu tiplerin kökü kurumadığı müddetçe daha çok ağlayacak gibiyiz.

Kötülerin kökünün kuruması, onların girdikleri  delikten çıkamamaları için çoğunluğu iyi ve 'eşref-i mahlukat' olan pasif iyilerin birbirlerine karşı mücadelesini bir tarafa bırakıp kötülere karşı birleşmeleri gerekiyor. Şer odaklarına karşı iyiler görevlerini yapmadıkları müddetçe ihanet şebekeleri at oynatmaya devam edeceklerdir. Vicdanı kararmamış, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeyen insanlar kötülere karşı kollektif mücadele yolunu seçmelidirler. Farklı zihniyette olan rakipler, "Düşmanımın düşmanı dostumdur" dar ve sığ bakış açısını bir tarafa bırakarak kötülere dünyayı dar etmelidirler. İyiler bölük pörçük oldukça kötüler yarasa gibi ortaya çıkmaya devam edeceklerdir.

2016 yılında bolca gördüğümüz canlı bomba ve terörist eylemlerinde kötüler suçlu-suçsuz, bizden-sizden ayrımı yapmadan kalabalıklar içerisinde kan akıttılar, kim olduklarına bakmadan. Bugün koruduğumuz, görmezden geldiğimiz o kör kurşun hiç beklemediğimiz bir anda karşımıza çıkabilir. Bumerang gibi gelir bizi bulabilir. Teröristin benimle işi olmaz diyenler; terörün hedef seçtiği kalabalık yerlerde eşimizin, çocuğumuzun olmayacağına dair hiçbirimizin garantisi yoktur. Bu yüzden nerede bir terör varsa, terör kimi hedef seçmişse ülkenin etkili ve yetkili kişileri kendiliğinden bir araya gelerek biriz ve beraberiz imajı vermek durumundadırlar. Bu ülke batarsa sadece iktidar yok olmayacak, hepimiz altında kalacağız. Bu yüzden hepimizin aklını başına almasında fayda vardır. Acı ve ayrılıklarımızı bir tarafa bırakarak ortak açıklama yapılmalıdır.

Milletçe uyanık olmalıyız. Daha çok çalışmalıyız. Üretmeliyiz. Üretime dayalı bir ekonominin sağlam temellerini atmalıyız. 2016’da gördüğümüz gibi düşman fırsatını bulduğu her alanda saldırı yapabiliyor. Kah canlı bomba, kah terör, kah cinayet, kah ekonomik kriz, kah siber saldırı, kah diplomatik kriz... olarak karşımıza çıkıyor. Bizim uyuduğumuz kadar onlar uyumuyor, bizim ayrılığımız kadar onlar bölünmüyor. Düşman Türkiye olunca farklı kulvarlarda birbirine düşman gibi görünen DHKP-C, FETÖ, PKK/PYD, İŞİD/DAİŞ vb şer odakları nasıl bir araya geliyorsa biz de sünnisi, alevisi, Kürd’ü, Türk’ü, STK’sı, Müslümanı, ateisti, iktidarı, muhalefeti bir araya gelebilmeliyiz. Hepimiz bu ülkenin kalkınması için taşın altına elimizi koymalıyız. Çok şey istemiyoruz. 15 Temmuz’da canını tankın altına atanlara göre hiçbir şey bizim yapacağımız. Bugün bu ülkede hala nefes alabiliyorsak canını bu ülke için verenler sayesindedir. Bunu unutmayalım. Birlik ve beraberlik istiyorsak bu ülkenin mozaiği olan her kesimin temiz, dürüst ve çalışkanlarına bürokrasi kapısı açık olmalıdır. Toplumsal barış için her kesim kırmızı çizgilerini içine gömmelidir. Çünkü “Söz konusu olan vatansa gerisi teferruattır” prensibi temel ilkemiz olmalıdır. Bizden öncekilerin bize miras bıraktığı bu ülkeyi gelecek nesle emanet etmek istiyorsak yaşanabilir bir ülke için doğru metotlarla çalışma yolunu seçmeliyiz. Yeni yıla girerken geçmişin muhasebesini yapmalıyız. Nefis muhasebesi yaparsak gülmeye, eğlenmeye zamanımız yoktur diye düşünüyorum. Bu sene nice bayramlarımızı acılarımızdan dolayı  kutlayamadık.

Yılbaşı gelince yılın son gününü “Vur patlasın, çal oynasın” mantalitesi ile geçiriyoruz. Yiyoruz, içiyoruz...hem de çatlayıp patlayarak. Sabaha kadar eğleniyoruz. Sonra yılın ilk gününü dinlenerek geçiriyoruz. Hani çalışacaktık. Oldu mu ya şimdi? İnsanoğlu ne zaman vazgeçecek: “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” yozlaşmasından? Bu insanoğlu kültürel emperyalizmin bize dayattığı yaşantıyı ne zaman terk edecek? Biten yılın son gününü eğlenerek geçirse ‘Eyvallah! Hak ettiler’ diyeceğim. 25 bin polis, görev aldığı yılbaşı gecesi herkesin güvenliğini sağlayacak. Yeni yılın ilk gününü maalesef dinlenerek geçireceğiz. Oldu mu ya insanoğlu, bu yaptığın şimdi? Daha başlamadan su koydun hemen. Amma da rahatına düşkün bir varlıkmışsın meğer...

Yeni yılın huzur ve barış getirmesi dileklerimle... 31/12/2016

02/01/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder