25 Aralık 2016 Pazar

Konuşturmayın, vurun!

İslam’da fikir ve düşünce hürriyeti vardır” sözüne karşı çıkan bir Müslüman olmaz. Çünkü doğru bir sözdür. Hatta bizde “Öyle fikir hürriyeti var ki, “Allah bir” sözü dışında her konu tartışma konusu olmuştur” denir konuşma arasında. Bu ne demektir? İslam’da cebir, zorlama, baskı yoktur. Herkes hür bir şekilde fikir serdedebilir bir konuda demektir. Teoride böyleyiz. Ya pratikte?

Ne mümkün efendim! Farklı fikre asla tahammülümüz yoktur. Hele sevdiğimiz bir kişi, bir kesim veya bir camia hakkında söz söylenilirse  hemen tukaka yaparız. Kişiyi bir sözünden dolayı ona yapmadık hakaretimiz kalmaz. Anasından girer, babasından çıkarız. Yedi ceddini sorgularız. Sözün hangi anlamda, ne maksatla söylendiğine bakmayız. Koro halinde saldırırız. Söylediği sözün yanlış anlaşıldığını düşünerek adam kazara bir açıklama yapsa yapılan açıklamayla yetinmeyiz. Şimdi de kıvırmaya başladı deriz. Aynı zamanda iyi bir niyet okuyucuyuz.

Gerçekten ne olacak bizim bu halimiz? Birbirimizi yaptığımız şeylerden dolayı güzel bir şekilde kırmadan, dökmeden, incitmeden, ötekileştirmeden eleştiremeyecek miyiz? Sonra bir konuda hepimiz aynı fikirde olmak zorunda mıyız? Katılmadığımız görüşe: “Arkadaş, senin savunduğun bu fikri kabul etmiyorum. Ben olaya senin baktığın muvaceheden bakmıyorum. Ben bu konuda şöyle düşünüyorum” diyemeyecek miyiz? Fikir ve görüşüne katılmadığımız adamla en güzel şekilde tartışarak mücadele edemeyecek miyiz? Bu bakış açımızla İslam’da hoşgörü var, zengin bir fikir dünyasına sahibiz diye nasıl söyleyeceğiz? İnsanlar hata yapıp hatasını düzeltemez mi bizde? Hemen boğmaya ve yok etmeye çalışıyoruz. Biz olaylara bu şekilde girersek bizde fikir hürriyeti ve gelişme asla olmaz. Böyle birbirimizi ötekileştirerek kısır tartışmalara devam eder dururuz.

Her söylenen sözden sonra bir adama çullanılırsa bizde nasıl fikir zenginliği olacak? İnsanlar nasıl rahat bir şekilde bir konuda görüşünü söyleyebilecek? Derdini, dert edindiğini, sorun olarak gördüğünü insanlar rahat bir  şekilde söyleyemezse bu sefer karnından söylemeye başlar. Her sözü eleştiri konusu olan kişinin geri kalan ömrü kendisini savunma ve fikrini desteklemek için başka gerekçeler bulmayla geçecektir.

Bize hayat hakkı tanımayan düşmanın yaptığıyla sevdiğimize toz kondurmamak bazen aynı kapıya çıkabilir. Her ikisi de tehlikelidir. Bir camia eleştirilerle büyür ve gelişir. Toz kondurmamak korumak anlamına gelmeyebilir her zaman. Bazen seven insanların bir camiaya verdiği zarar nefret edenlerden fazla olabilir. Sevgi ve nefrette aşırıya gitmemek lazım. Maksadın dışında anlaşılma ihtimali olan bir söz ile ne kastettiği pekala sorulabilir. İletişim yollarını tıkamamak ve kapamamak lazımdır. Bir defa konuşandan zarar gelmez. Siz esas konuşmayandan ve gizli  ajandası olanlardan korkun. Mahallemizde söz söyletmediğimiz insanlara birileri kucak açar. Bir bakarsın bir başkasının emrine girmiş, bizimle mücadele eder duruma getirebiliriz. Çünkü marifet, iltifata tabidir.


Her birimizin aynı fikirde olmasını istemekten ziyade birbirimizi anlamaya çalışalım, ne olur? Konuşturmayıp diğer mahallelere gönderip kaybettiğimiz insanların sayısı hiç az değil. Bu durumda giden kadar gönderen bizlerin de sorumluluğu vardır. Sözlerimi Allah kelamıyla sona erdirelim: “Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz doğru yolda olursanız, yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman Allah, size yaptıklarınızı haber verecektir. 25/12/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder