İslam’da fikir ve
düşünce hürriyeti vardır” sözüne karşı çıkan bir Müslüman olmaz. Çünkü doğru
bir sözdür. Hatta bizde “Öyle fikir hürriyeti var ki, “Allah bir” sözü dışında
her konu tartışma konusu olmuştur” denir konuşma arasında. Bu ne demektir?
İslam’da cebir, zorlama, baskı yoktur. Herkes hür bir şekilde fikir
serdedebilir bir konuda demektir. Teoride böyleyiz. Ya pratikte?
Ne mümkün efendim!
Farklı fikre asla tahammülümüz yoktur. Hele sevdiğimiz bir kişi, bir kesim veya
bir camia hakkında söz söylenilirse
hemen tukaka yaparız. Kişiyi bir sözünden dolayı ona yapmadık
hakaretimiz kalmaz. Anasından girer, babasından çıkarız. Yedi ceddini
sorgularız. Sözün hangi anlamda, ne maksatla söylendiğine bakmayız. Koro
halinde saldırırız. Söylediği sözün yanlış anlaşıldığını düşünerek adam kazara
bir açıklama yapsa yapılan açıklamayla yetinmeyiz. Şimdi de kıvırmaya başladı
deriz. Aynı zamanda iyi bir niyet okuyucuyuz.
Gerçekten ne olacak
bizim bu halimiz? Birbirimizi yaptığımız şeylerden dolayı güzel bir şekilde
kırmadan, dökmeden, incitmeden, ötekileştirmeden eleştiremeyecek miyiz? Sonra
bir konuda hepimiz aynı fikirde olmak zorunda mıyız? Katılmadığımız görüşe: “Arkadaş,
senin savunduğun bu fikri kabul etmiyorum. Ben olaya senin baktığın muvaceheden
bakmıyorum. Ben bu konuda şöyle düşünüyorum” diyemeyecek miyiz? Fikir ve
görüşüne katılmadığımız adamla en güzel şekilde tartışarak mücadele edemeyecek
miyiz? Bu bakış açımızla İslam’da hoşgörü var, zengin bir fikir dünyasına sahibiz
diye nasıl söyleyeceğiz? İnsanlar hata yapıp hatasını düzeltemez mi bizde?
Hemen boğmaya ve yok etmeye çalışıyoruz. Biz olaylara bu şekilde girersek bizde
fikir hürriyeti ve gelişme asla olmaz. Böyle birbirimizi ötekileştirerek kısır
tartışmalara devam eder dururuz.
Her söylenen sözden
sonra bir adama çullanılırsa bizde nasıl fikir zenginliği olacak? İnsanlar
nasıl rahat bir şekilde bir konuda görüşünü söyleyebilecek? Derdini, dert
edindiğini, sorun olarak gördüğünü insanlar rahat bir şekilde söyleyemezse bu sefer karnından
söylemeye başlar. Her sözü eleştiri konusu olan kişinin geri kalan ömrü
kendisini savunma ve fikrini desteklemek için başka gerekçeler bulmayla
geçecektir.
Bize hayat hakkı
tanımayan düşmanın yaptığıyla sevdiğimize toz kondurmamak bazen aynı kapıya
çıkabilir. Her ikisi de tehlikelidir. Bir camia eleştirilerle büyür ve gelişir.
Toz kondurmamak korumak anlamına gelmeyebilir her zaman. Bazen seven insanların
bir camiaya verdiği zarar nefret edenlerden fazla olabilir. Sevgi ve nefrette
aşırıya gitmemek lazım. Maksadın dışında anlaşılma ihtimali olan bir söz ile ne
kastettiği pekala sorulabilir. İletişim yollarını tıkamamak ve kapamamak
lazımdır. Bir defa konuşandan zarar gelmez. Siz esas konuşmayandan ve gizli ajandası olanlardan korkun. Mahallemizde söz
söyletmediğimiz insanlara birileri kucak açar. Bir bakarsın bir başkasının
emrine girmiş, bizimle mücadele eder duruma getirebiliriz. Çünkü marifet,
iltifata tabidir.
Her birimizin aynı
fikirde olmasını istemekten ziyade birbirimizi anlamaya çalışalım, ne olur?
Konuşturmayıp diğer mahallelere gönderip kaybettiğimiz insanların sayısı hiç az
değil. Bu durumda giden kadar gönderen bizlerin de sorumluluğu vardır. Sözlerimi Allah kelamıyla sona erdirelim: “Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltin. Siz
doğru yolda olursanız, yoldan sapan kimse size zarar veremez. Hepinizin dönüşü
Allah’adır. O zaman Allah, size yaptıklarınızı haber verecektir. 25/12/2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder