29 Kasım 2016 Salı

Trafik Dilimiz ve Bayanlar

Hangi yolu denersek deneyelim, ne kadar çaba ve gayret sarf edersek edelim, bir türlü bir yabancı dil öğrenemiyoruz. Ama yabancılarda olmayan bir dilimiz daha var: Trafik dili. 

Kimsenin anlaşamadığı kadar anlaşırız biz arabadan arabaya. İster karşımızda olsun, ister yanımızda, isterse arkamızda olsun. Kah selektör yaparak, kah korna çalarak, kah el-kol işareti yaparak... Meramımızı anlatmada bir numarayız desem herhalde abartmış olmam. 

Selektör sanki bizim için icat edilmiş. Trafiğini engellemediğin biri sana selektör yapıyorsa sana kopya veriyordur mutlaka. Tedbirli git, ileride trafik polisi veya radar var demek istiyor. Ardından selektör yapıyorsa yol ver demek istiyor, burun buruna geldiğin zaman selektör yapıyorsa burada iki durum var: Ya ben geçeceğim sen dur demek ister ya da haydi buyur sen geç demek ister. Bunu da sürücüler az bir tereddütten sonra çözerler. bazen de selamlaşma olarak kullanılır. Sen ona selektör yaparsın o da sana.

İlk araba sürmeye başladığım zamanlarda bölünmüş yoldan biri bana selektör yaptı. Çocuklarım bana "Baba ne demek istiyor" dedi. Ben de selam verdi dedim. Baba "Tanıyor musun" dediler. Hayır tanımıyorum. "Pekiyi o zaman niye selam verdi" diye sorduklarında beni sevinsin diye verdi demiştim. Biraz daha yol aldıktan sonra yolda trafik polisinin yol kontrolü yaptığını gördüm. O zaman anladım ki adam bana kopya vermiş. Bu kadar da yardımseveriz anlaşılan.

Araç trafiği dendi mi bizde genelde erkek sürücü akla gelir, tek tük bayanlar da sürücü olarak karşımıza çıkmaya başlamıştı bir zamanlar. Sağdan sağdan yavaş yavaş gidenler, zaman zaman yolun solundan gidip arkasındakine yol vermeyenler, ışıkta araçlar kalkacağı zaman arabasını stop ettirenler, yol ver diyenlere hiç aldırış etmeyen birini gördüm mü mutlaka bayan derdim daha içindekini görmeden. Yaklaşınca yanılmadığımı anlarım. Erkekler yol verme veya bir trafik kuralını ihmal etmede genelde atışırken bayanlar hiç istifini bozmadan sadece aracıyla ilgilenirlerdi. Bayanlar için kaza yapmazlar fakat kazaya sebep olurlar bile denir.

Son yıllarda bayan araç sürücü sayısı da epey arttı. Hatta bazı yollarda araçlara bir göz atınca bayan sürücülerin erkek sürücü sayısını geçtiği de olur bazı saatlerde. 

Az önce evin mutfak ihtiyacını gidermek için markete uğradım. Gelirken ışığa doğru yaklaşırken biri korna çaldı. Bakmadım. Sonra tekrar çaldı yine bakmadım. Üçüncü defa çalınca herhalde bir tanıdık dedim ışık dolayısıyla duran araçlara bir göz attım. El-kol sallayan da yok. O zaman tanıdık değil bu korna çalan dedim. Yeşil yanınca harekete hazırlanan araçların arasında arkalı önlü iki araç birbirine korna çalmaya başladılar. Bir, biri çalıyor, ardından diğeri. mesele anlaşıldı dedim. İki kişi tıpkı halk ozanlarının atışı gibi atışıyorlar. Kim bu saatte bu birbirini taciz eden şanslı kişiler diye bir göz attım. Üstüme iyilik sağlık! ikisi de bayan. Trafikte görmeye hiç alışık olmadığım sürücü tipleri bunlar. İki bayan korna çalarak birbirini taciz etmeye devam ettiler. Önden geçen yanımdan geçti, ardındaki bayan sürücü de hem korna çalmaya devam etti. Hem de hiç görmeye alışık olmadığım şekilde ağzından bir şeyler saydırıyordu. Havanın soğuk olması dolayısıyla cam kapalı olduğu için ne dediğini anlayamadım ama öndekinin hayrına bir şeyler söylemediği belli idi. Sağ tarafa döndükten sonra uygun yere çekip kozlarını paylaşırlar mı dedim. Birbirine korna çalarak devam edip gittiler yollarına.

Bu gidişle trafikte erkeklerin sebep olup birbiriyle sürtüşmeye girdiği durumlar bundan sonra bayanlarda da daha sık görüleceğe benziyor. Ne çabuk benzetmişiz kendimize bayanları da. Allah hayrınızı versin bayanlar emi! Nerede kaldı o sizin sakinliğiniz. Çekmeseniz ölürdünüz değil mi? 

Burada erkeklerin hakkını yemeyelim. Ustası kim onların? Değil mi? 29/11/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder