15 Kasım 2016 Salı

Kim yapar bu müdürün yaptığını - 2-

Meslek hayatının büyük bir çoğunluğunu yöneticilik olarak ifa  eden müdür zede öğretmen, geçen gün yine duygulandı. Kendiliğinden konuşmaya başladı. Başından geçen bir hatırasını anlattı. Takdire şayan buldum. Bu güzel davranışın kayda alınması gerekir,  zira söz uçar gider dedim. Öyle zannediyorum, siz de bu harekete şapka çıkartılır diyeceksiniz.

"Ramazan Bey! Pansiyondan sorumlu müdür yardımcısıyım. O akşam yurtta nöbetçiyim. Gecenin 03.00'ü. Bir uyandım. Oda soğuk. Peteklere dokundum, buz gibi. Hizmetlinin odasına vardım, mışıl mışıl uyuyordu. Gündüz okula gelen iki kamyon kömürü içeri çekmişti. Yorgunluktan uyuyakalmış dedim. Kaldırmaya kıyamadım. Çocuklar üşüyecek, ne yapmak lazım derken iş başa düştü, ceketi çıkarıp kolları sıvadım. İndim kömürlüğe. Bir kaç çuval kömür attım. Ellerim simsiyah oldu. Bir kulak kabarttım. Koridorda tak tak bir ayak sesi duydum. Yukarı çıktım. gelen Konya Valisi Rahmetli Kemal KATITAŞ idi. "Buyurun sayın valim" dedim. "Beni nereden biliyorsun" dedi. "Bir valiyi kim bilmez" dedim. "Ne yapıyorsun burada" dedi. "Kömür attım efendim" dedim. Okulda bir yetkili yok mu" dedi. "Efendim, ben varım, ben okulun pansiyondan sorumlu müdür yardımcısıyım dedim. Hizmetlin yok mu" dedi. "Var da uyuyakalmış" dedim. Niçin uyuyakaldığını da açıkladım. "Tebrik ederim evladım" dedi. Elini uzattı. "Elim kirli" deyince, "Ne demek kirli, bu eller öpülür" dedi. Kömür karası elimi sıktı ve ayrıldı.

Rahmetlinin tebdili kıyafetle dolaştığı çok olurdu. başına şapka giyip traktöre binerek çok denetime çıkmışlığı vardı. Ertesi gün müdüre gece okula vali geldi dedim ise de inandıramadım. "O saatte valinin ne işi var dedi" bana. Az sonra müdür odasına çağırdı: "Dediğinin aslı var sanırım, valilik özel kaleminden aradılar. Seninle görüşecekmiş dedi. tekrar telefon gelmesini bekledim müdür odasında. Çünkü o zamanlar da telefon sadece müdür odasında var idi. özel kalem müdürü az sonra aradı: "Vali Bey akşam pansiyona öğrencilerle, belletici öğretmenlerle beraber yemeğe gelecek, yemekte sizin de bulunmanızı istiyor, haberiniz olsun" dedi, telefonu kapattı.

Vali Bey akşam yemeğine geldi. Yanında da 8-10 tepsi baklava getirdi. Hep beraber yedik. Yemekten sonra vali ayrılmadan önce beni yanına çağırdı, sonra ayağa kalktı: "Çocuklar, dün gece okulunuza geldim. Bu sağımdaki sizin müdür yardımcınızı elleri simsiyah bir şekilde buldum. Sizi üşütmemek için kalorifer kazanına kömür attı. Kıymetini bilin. Bunu kimse yapmaz" dedi ve müsaade alarak gitti."

Bu olayın geçtiği yıl 85-86 yılları olsa gerek. Çünkü sayın vali Konya'da 1984-1987 yılları arasında görev yaptı. Ben o zamanlar lise 11 veya 12.sınıf öğrencisiydim. Şimdiki Meram Kaymakamlığının olduğu yer valilik konağı idi. Annesi (babası da olabilir) vefat ettiği zaman şimdiki konağına 8-10 kadar arkadaşımla beraber Kur'an-ı Kerim okumak için gitmiştik.

Kömür atan müdür yardımcısını takdir ettim, valiyi de. Bu yönünü bilmiyordum. Her ikisine de helal olsun.

Müdürlükten elenip öğretmenliğe döndürülen bu eski yönetici değerim yokmuş hiç diye düşünmesin. Vali gibi kadir kıymetini bilenler de var. Halık zaten biliyor. Allah Kemal  KATITAŞ'a rahmet eylesin, bu farklı müdüre de sağlıklı, uzun ömürler versin. 15/11/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder