23 Kasım 2016 Çarşamba

Akıl ve vahiy

Adana'da görev yaparken ders esnasında "Akıl ile vahiy çatışmaz, hatta örtüşür" şeklinde bir söz söylemiştim. Öğrencilerin garibine gitmiş olmalı ki, bu okulun Felsefe öğretmenine aktarmışlar sözümü. Felsefe öğretmenimiz yanıma geldi: "Hocam nasıl böyle bir şey söylersin, Allah bir şey söyler, insanlarsa farklı farklı şeyler söyler, akıl ile vahiy çelişir, görüşüne katılmıyorum" dedi. Kendisine, "insanlar hiçbir şeyden etkilenmeden salt akıllarıyla konuşsa vahiy ile aynı çizgide yürür, fakat birbirini destekler. Aklımızla konuştuğumuzu sandığımız bugün çoğumuz bazen midemizin, bazen nefsimizin, bazen menfaatlerimizin esiri olur, karnımızdan konuşuruz. Bu durumda akıl ve mantığa uygun hareket etmeyiz. Sadece işimize öyle geldiği için o şekilde konuşur ve davranırız" içerikli bir açıklama yapınca "Şimdi oldu" dedi, anlaştık. 

"Aklın yolu birdir" atasözümüzü yabana atmamak lazım. Allah yüce kitabımızda sürekli aklı kullanmamızı vurgular, hatta "Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır" buyurmaktadır Yunus süresinde. Bir çok ayetin sonunda "hala aklınızı kullanmayacak mısınız?" şeklinde uyarılar yine Kur'an-ı Kerim'de ifade edilmektedir. İtikatta mezhep imamımız Maturidi, 'husn ve kubuh' konusunda "Bir şey iyi ve güzel olduğu için Allah onu yapmamızı, bir şey çirkin olduğu için onu terk etmemizi emreder" demektedir. Ünlü hukukçu ve siyaset bilimci İmam Mâverdî’nin bin yıl önce “Akılların bir araya gelip de çözemeyeceği hiçbir mesele yok” şeklinde ifade etmiştir aklın önemine işaret etmek için. Aslında insanlar, diğer canlılardan bizi ayırt eden aklı düzgün bir şekilde kullansınlar, çözemeyecekleri bir şey yoktur. Yeter ki başka bir hesapları olmasın. Amaç doğruyu, iyiyi, güzeli, adaleti ...tesis etmek olsun. Hiçbir hesap kitap yapmadan yanlışı çözmek için insanlar bir araya gelse bu dünyada kötülük namına bir şey kalmaz. 

Yeryüzünde akan kan ve gözyaşları aklımızı; kötü yolda, kötü emellerimize alet etmemizdendir. Rabbim, aklımıza mukayyet olsun, aklımızı başımıza getirsin. Hiçbir canlıda olmayan, insana özel bu nimeti yerinde, zamanında doğru bir şekilde kullanmayı nasip etsin. 23/11/2016 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder