Son
olaylar bize gösterdi ki, eğitim-öğretim, din alanı ve kadrolaşma bir başkasına ihale edilmeyecek
kadar önemli üç alandır. Devletin oldum olası dine soğuk bakması nedeniyle
insanımız bu ihtiyacı gidermek için merdiven altı diyebileceğim cemaatlere
yöneldi. Devlet yoluyla yapılan eğitim ve öğretimin içinin boşaltılması
sebebiyle halkımız eksikliği telafi etmek için dershane, etüt merkezi gibi
alternatif yollara para döktü. Sonunda din cemaatlere, eğitim de özel
sektördeki para avcılarına ve gizli ajandası olanlara ihale edilir oldu. Ayrıca her iktidarın ajandasında ise kadrolaşma var. Kısaca; Eğitim-öğretim, din
eğitim-öğretimi ve kadrolaşma bizim üç yumuşak karnımızdır.
Niyetim
sorumlu aramak değil. Ama bir sorumlu arayacaksak dine soğuk yapan yapı,
okulları sadece diploma veren kurumlar haline getiren ve tek tip kadrolaşan zihniyetler baş sorumludur.
15 Temmuz menfur olayı sebebiyle devlet ve millet tüm paydaşlarıyla birlikte
hiç olmadığı kadar birlik mesajları vermektedir. Devlet her alanda yeniden yapılanmaya gitmektedir. Temennim odur ki, bu
yeniden imar, inşa ve tamir sürecinde içimizdeki hain şebeke boşaltılırken kurumlarımız belli bir kesime ihale edilmez. Devlet
ne çektiyse bu ihalelerden çekmiştir. Devlet yapılanmasında ehliyet, liyakat
çerçevesinde bu toplumun tüm kesimlerine yer verilmelidir. Objektif kriterlere göre yapılacak sınav
sonucunda başarılı olanların ciddi bir şekilde güvenlik araştırılması yapılarak
devlette görev almasının önü açılmalıdır. Bir kurumun belli bir zihniyete ihale
edilmesi yeni ihanetleri beraberinde getirir. Toplumun tüm katmanlarından
alınacak görevlilerin organize olup devleti ele geçirmesi, ihanet şebekeleri
adına çalışması mümkün olamaz. Toplumsal barışın, birlik ve beraberliğin
sağlandığı bu atmosferde bu duruma hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Devlete
gelen bir zihniyet ahbap-çavuş ilişkisi içerisine girip tekdüze kadrolaşma
yoluna gitmemelidir. Vatanseverler sadece kendi düşüncemizdeki insanlardan
oluşmadığını bilmemiz gerekir. Vatan ve millete hizmetin dışında gizli bir
ajandası olmayan, kendi hür düşüncesiyle aklını kiralamayan, kendi rızkının peşinde olan insanlara devletin
kapısı hep açık olmalıdır. Oluşan toplumsal barışın devamı ancak bu şekilde
sağlanabilir. İnsanlara devleti yönetenler beni, benim düşüncemi dışlıyor imajı
verilmemelidir. Devlette görev yapanlar ciddi denetimden geçmelidir, sürekli
izlenmelidir.
Eğitim
ve öğretim meyvesini en az yirmi yıl sonra veren uzun soluklu bir süreç
olduğuna göre bu yapılanma sürecinde eğitim ve öğretimi yeniden ele alıp milli
bir eğitim sistemi geliştirmemiz gerekiyor. Bu toplumun kültürüne, örfüne,
değerlerine uygun bir sisteme acilen geçilmelidir. Eğitim ve öğretim
her türlü yönlendirmeden uzak bir şekilde verilmelidir. Eğitime belli bir
zihniyetin hakim olmasının önüne geçilmelidir. Öğretilecek bilgiler uzmanlarınca
objektif bir şekilde verilmeli. Öğrenciler bilgiyi muhakeme güçleriyle
kendileri yoğurmalıdır. Bunun için her şeyden önce insanları hazır yiyici
yetiştiren, sosyal hayattan koparan, test tekniğine dayalı sınav sisteminden vazgeçilmesi
gerekmektedir. Haftalık ders saati
mutlaka azaltılmalıdır. Öğrencinin dışarıya ihtiyaç hissetmeyecek şekilde her türlü bilgiyi, beceriyi, sosyal
etkinliği okul ortamında öğrenmesine imkan verilmelidir. Öğretmenler arasında
mutlaka ölçülebilir bir performans sistemi getirilmelidir. Din eğitim ve
öğretimi dışarıdan takviyeye ihtiyaç olmayacak şekilde okul ortamında ehil kişiler
tarafından yeterince verilmelidir. Liselerde halen haftada bir saat ders ile
dinin öğrenilemeyeceği kulak ardı edilmemelidir. Eğitim ve öğretimi sürekli
yap-boz tahtası haline getirmekten vazgeçilmelidir.
İktidarı,
muhalefeti -gizli ajandanızı bir tarafa bırakarak- haydin hep birlikte eğitim ve öğretimi, din eğitimini ve devlette
görev almayı yeniden yapılandıralım. Birbirimizden bir şey kaçırmayalım. Bu ülkeyi batıracaksak da beraber batıralım, kalkındıracaksak da beraber kalkındıralım. 04/08/2016
* 06/08/2016 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 06/08/2016 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder