Fi tarihinde görev yaptığım bir okulda bir öğretmenim yanıma geldi: “Hocam okutacağım ders yükü ne kadar diye
sordu. 18 saat ders yükü var dedim. “Az hocam, ben ders istiyorum” dedi. Bir
başka okuldan 12 saat ders bulundu. Girebileceği azami ders olan 30 saat derse
girmeye başladı. Ders tamamlamaya gittiği okulda okulun açtığı destekleme
kurslarından da ders aldı. Ders bitimi de bir başka yerde açılan kurslara katıldı. Kendisine hocam
bu kadar ders yükünün altından nasıl kalkabiliyorsun. Vücudun kaldırmaz,
kendini çok yıpratma” dedimse de “Hocam ben gencim, kaldırabilirim, ayrıca ben
derse girmekten zevk alıyorum” cevabı
verdi.
Dersler başladı.
Öğretmenimiz yanıma geldi. “Hocam öğrencileri dışarıya çıkartabilir miyim”
diye. Niçin dediğimde “Öğrenciler ders işlemek istemiyor, bu yüzden dışarı çıkalım diyorlar” dedi. Hocam dersi dışarıda
bahçede mi işlemek istiyorsunuz deyince, “Hayır hocam çocuklar top oynamak
istiyor da” dedi. Kendisine olmaz cevabı verdim. Daha sonraları birkaç defa
daha yanıma geldiyse de hep olmaz şeklinde olumsuz cevap verdim.
Birkaç ay sonra ders tamamlamaya gittiği okulun
müdürü yanıma geldi. “Hocam sizin şu öğretmenin ders esnasında öğrencileri dışarıya çıkarmasına
izin veriyor musunuz” dedi. Hayır hocam, bizde ders esnasında bahçeye çıkılmaz.
Sadece Beden Eğitimi dersleri dışarıda işlenir dedim. Kendisine hayırdır,
mesele ne dedim. “Senin bu öğretmen öğrencileri dışarıya çıkardı, dersi
dışarıda işleyeceğim diye. Bir baktım öğrenciler çimin üzerinde oturmuş
oynuyorlar. Kendisi de sırt üstü yatmış uyuyor. Olur mu böyle şey” dedi. Hocam
olmayacak bir şey yok. O arkadaş sabahtan akşama kadar benim okul, senin okul,
senin kurs, cemaatinin ek dersi olmak üzere derse giriyor. Boş zamanı yok. Bir
yerde dinlenmesi gerekir, senin orayı seçmiş anlaşılan… Keşke dışarıda ders işlemeye
izin vermeseydin dedim.
Gel zaman git zaman bu
arkadaşımız yönetici olmak için sözlü mülakat sınavına girdi. Sonuçlara bir göz
attım. Arkadaşımız pekiyi derecesinde bir puan almış. Gıpta ettim kendisiyle.
Demek ki bizim ölümüz bile iyi puan alıyormuş, belki öğretmenlikte gözü yoktu
ama kabiliyet alanı yöneticilikmiş meğer. Ben tanıyamamışım.
Niçin yönetici olmak
istedi bilmem ama yönetici olunca sanırım ilk yapacağı iş, “Arkadaşlar
derslerinizi bahçede işlemek isteyebilirsiniz, bunun için benden izin almanıza
gerek yok. Ben o gıcık, kıl müdürlere benzemem, halden de anlarım” demek olacaktır.
Belki de bunu proje olarak okulunda başlatacak, tüm Türkiye’ye yayılacak…
Bu başarıya ne denir? Ancak şapka çıkartılır ve bize de ,
hayırlı olsun demek düşer. Tebrikler öğretmenim… 02/06/2016
Yorumlar
Yorum Gönder