18 Mayıs 2016 Çarşamba

Yağmurda okul pikniği

Bugün 165 öğrenci ile birlikte Karaaslan Hadimi Parktaydık. 9 kamelya bize aitti. Kamelyanın bir tanesi çift kamelya. Bir tarafında bizim öğrenciler var. Diğer tarafı boş iken kalabalık bir aile koca parktaki o kadar kamelyayı bırakarak araya araya bizim o boşluğa yerleşti. 8 sınıfın arasına beklenmeyen bir yabancı grup girmiş oldu.

Ne var bunda. Oturamasalar mı, gelemezler mi, orası babanın tapulu malı mı diyebilirsiniz? Elbette gelebilirler. Ama benim bu tavrımı yadırgarsanız size bir teklifim var. Bir piknik düzenleyin, aranıza ben o aileyi getireyim, o ailenin bütün piknik masrafını ben çekeyim. Razı mısınız? Haydi razıyız diyeceksiniz, onları nereden bulacaksınız derseniz piknik partnerimiz esmer vatandaşlardandı.

Görevli memur arkadaşımız içeceğimiz ayranları getirirken peşlerinden gelmişlerdi. Verdikçe arttı sayıları. Alıp giden ardından başkasını getirdi. Vermeden de gitmedi. Vermeyi kestik, gitmemek için epey direndiler.  Yağmur bir taraftan çiseliyor, bir taraftan da onların burunları akıyor. Yağmur durur gibi oldu onlarınki sanki yağmurdan boşanırcasına idi. Silip temizleme yok zaten. Akan su bulduğu yerden akar ve dağılır ya. Bunlarınki de öyle. Hele şükür gittiler derken bizim diğer kamelyalara yöneldiler. Eşyalar masalarda. Öğrencilerimiz oynamakta biraz ileride. Baktım çekirdek poşetini kaptığı gibi götürdü biri bir masadan. Alınan toplarımıza da tamam dedik.

İçecekleri öğrencilerimize dağıtmadan biraz zayiat verdik ama olsun.  Gözüme görünmüyorlar artık derken öğrencilere etliekmek dağıtan öğretmenimiz geldi: Hocam peşimden ayrılmadılar birer tane verdim diye. Tek endişem personel ile birlikte 180 kişiyi bulan grubumuzu aç ve açık bırakmadan doyurmaktı. Biraz ayran takviyesi yaptık.

Bizim esmerlerin anası, babası mangal yakmaya çalışıyor hâlâ. Sayılarını tespit edemediğim çocuklarını zaten biz doyurduk. Aslında yakmalarına bile gerek yok. Kendileri de bize katılsalar olurdu hani. Teşekkür edecekleri yerde öğrencilerin sesinden rahatsız olduklarını söylemezler mi? Ölür müsün öldürür müsün? Sonunda o kamelyadaki öğrencilerimizi bir başka masaya aldık.  Görüntü, giyim, kuşamlarından, kopartıncaya kadar  yiyecek ve içecek isteklerinden biz de hiç haz almadık ama neyse. Bunların bu tavrı, şehirlerarası otobüs yolculuğunda araçta tek sigara içene: Arkadaş bir sen içiyorsun, bak çocuklar rahatsız oluyor, şu mereti burada içmeseniz olmaz mı" demiş diğer yolcular. İçtiği sigarayı daha da artıran adam: Rahatsız olan aşağı insin" diyor. Rahatsız olan biz olduk ama yerimizi değiştiren yine biz olduk. Böylece esmer vatandaşlar kerevetine ermiş oldu. İlin garibi çocuklar istediğini elde edinceye kadar direniyorlar. Hem de daha bu yaşta. Demekki irsi bunlardaki. Hayatta aç kalmazlar.

Dört tane de bizim içimizde kendi özel misafirlerimiz vardı. Onlara özel olarak peynirli  börek yaptırdık. Onları diğer öğrencilerimizden ayıran özellikleri vejeteryan olmalarıydı.

Yağmur yapacağını bile bile, yağmur altında piknik yapmamız yadırganabilir. İki defa piknik erteledik hava raporlarına göre yağışlı göründüğünden.  Maalesef her ikisinde de yağmur yağmadı. Öğrenciler odama geldiler, hani yağmur diye. Meteorolojiye göre bugün yine yağışlı idi. Tekrar erteleyip de yine yağmur yağmazsa çoban hikayesindeki çobanın durumuna düşecektim. Yağsa da yağmasa da  gitmeliydik artık. Biz yemek yerden yağdı. Öğrencilerimiz yeterince oynadılar ve ıslanmadılar. Bazı öğretmenlerimizin öğrencilerle beraber oyun oynamaları da görülmeye değerdi. Bir an için pikniğe öğrencileri mi getirdik yoksa öğretmenleri mi diye düşünmedim değil.

Öğrenci, öğretmen, personel ile birlikte güzel bir gün geçirildi. Öğrenciler üzmedi. Mesai arkadaşlarımın göründükleri kadar kötü olmadıklarını tekrar anladım. Hepsi fedakârlardı. Hatta esmerlere verdiği etliekmekleri kendi payından düşülmesini bile teklif eden oldu. Piknik payını verirken üstü kalsın diyen de.  Hummalı bir çalışmaydı öğretmenlerinki. Çay işlerimize bakan öğretmenimiz, piknik alışverişini yapan ve nevalemizi ayağımıza kadar getiren memurumuz fena değildi hani. Hepsi fedakârdı, sağ olsunlar. Yardımcımız dolaştı orta yerlerde asayiş için. Unutmuş olmalı ortaokul müdür yardımcılarının nöbet ücreti almayacağını.

Ben ne mi yaptım? Ben para toplama işlerine baktım. Bir de beytül malı esmerlerden korumaya çalıştım. Bir de meteorolojiye meydan okunmaması gerektiğini düşündüm.

Personel bana sabretti anlayacağınız...

Sahi siz ne zaman piknik yapacaksınız, haberim olsun. Ben de esmerlerime haber vereyim. 18.05.2016

3 yorum:

  1. Hocam unutulmaz bir pikniğimiz oldu. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Hocam unutulmaz bir pikniğimiz oldu. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Darısı başka pikniklere inşallah. Güzeldi gerçekten. Yağmur ise bereketti nice zamandır beklediğimiz. Yağmurun arkası gelir inşallah.

      Sil