Belediyelere ait toplu
taşıma araçlarına binmişseniz, birbirine bakan karşılıklı oturaklar dikkatinizi
çekmiştir. İki kişi düzgün oturmuşsa diğer ikisi otobüsün gidiş istikametine
ters bir şekilde oturmak zorundadır.
Hangi akla
hizmetle bu oturaklar ters bir şekilde
dizayn edildi bilinmez. Çünkü bu oturaklar binenler tarafından tercih edilmeyen
yerlerdir. Yüz yüze bakmak zorunda kalan birbirlerini tanımayan insanların
karşılıklı oturmaları da uygun olmuyor zaten.
Kafanı kaldırıp karşıya baktın mı karşıda oturanla göz göze geliyorsun,
ya pencereden dışarıyı seyrediyorsun, ya da içe doğru bakıyorsun. Yaşlıları bu tür ters koltuklara oturtmak
zaten mümkün değil. " Ben ters oturamam, başım döner, içim bulanır"
serzenişlerini duyarsınız devamlı.
Kazara mecburiyetten oturmak zorunda kalırlarsa gözü düz koltuk
oturanlardadır." Kalk ben oraya oturayım" der gibi. Karşılıklı
oturakların tek iyi yönü dört kafadarın karşılıklı oturup muhabbet edebilmeleridir.
Bugün karşımda ikili
ters koltuk olan tekli bir düz oturağa oturdum. İki yaşlı teyze bindi otobüse.
Arka tarafta düz koltuklar olmasına rağmen karşımdaki ters koltuğa geldiler
oturmak için. Biri oturdu, diğeri ise sırtı bana dönük ayakta bekliyor, bir
taraftan da: " Ben ters oturamam, başım döner" diye duyacağım şekilde
mırıldanmaya başladı. Arka taraftaki düz koltuklara da gitmedi. Anlaşılan benim
oturduğum yere göz dikti. Geç de olsa anladım, kalkmaya davrandım. " Hay
Allah razı olsun senden" dedi. Bana ters bir şekilde ayakta durmasına
rağmen kalktığımı nasıl gördü bilmem. Ya arka tarafı da gören iki gözü var, ya
da yan yan benim kalkmamı gözetlemiş göz
ucuyla. Ya da keramet ehli. Düz koltuğumu vererek duasını da aldım teyzenin.
Kısa günün karı bu olsa gerek. Keşke elimde imkan olsaydı da teyzeye denize
nazır bir koltuk ayarlayabilseydim… Be
teyze! Otobüse binince yer bulduğumuza şükretmek lazım. Otobüs bu. Binince
sallar, frenlerde öne arkaya doğru savruluruz, çukur ve tümsekler geldi
mi havaya doğru hoplar, içimiz dışımıza çıkar zaten. Çoğu zaman da bu vasıtalar
ayakta duracak yer olmayacak şekilde tıka basa dolar. Bu yolculukta konfor
aranmaz.
Ters binince bir
gariplik oluyor insanda. Başka bir yere gidiyormuş gibi hissediyor insan
kendini. Bunu biliyorum. Ama baş dönüyor mu, dönmüyor mu bilmem. Sakın bu baş
dönmesi psikolojik olmasın. Ben de uzun süre yürüyen merdivene binmedim,
ayağımı kaptırırım diye. Millet dikildiği yerden yukarı çıkarken ben tabana
kuvvet der, merdivenlerden çıkardım. Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş
zaten. Sonunda baktım olmayacak, korkunun
ecele faydası yok binmeye başladım o yürüyen merdivene. Ayakta dururken üstelik sağı solu da
seyrederek çıkıyorsun yukarıya. Bu nasıl bir psikoloji demeyin. Unutmayın ki
bir siyasimiz de yürüyen merdivenin ters gidenine binmeye kalkmıştı da medyanın
diline düşmüştü.
Gelelim yeniden ters
koltuklara. Haydi bu koltuk düzenini otobüslere veren verdi. Yetkililerimiz de
aldı. Vatandaş karşılıklı koltuklardan
bu kadar dertli iken bu tür otobüsler
niçin hala alınmaya ve kullanıma sürülmeye devam ediliyor. Bizim yetkililer
zaman zaman yeni otobüs alınacağında gruplar halinde yurt dışına gider, otobüs
beğenir, siparişi verir, gezer, tozar gelirler. Vatandaşın bu derdini niye
dikkate almazlar. Firmaya biz şu özellikte otobüs istiyoruz diyemezler mi?
Anlaşılan demiyorlar. Çünkü böyle bir dertleri yok. Çünkü bu otobüsleri
beğenen, satın alan yetkililerimiz maalesef bu otobüslerle yolculuk yapmıyor.
Bu yüzden vatandaşın özellikle yaşlılarımızın feryadını işitmiyorlar. Neyse bütün işlerimizdeki
terslik varsın bu karşılıklı otobüslerle sınırlı olsun. Ne diyelim?
Teyze! Sen
de otobüse binince sızlanma. Çünkü seni sadece ben duyuyorum. Oğluna, eşine,
torununa söyle de bu senin derdini yukarıdaki yetkililere dilek ve şikayet
olarak bildirsinler. Bak bir daha karşılaşırsak koltuğumu vermem sonra. Çünkü
fazla naz beni de usandırır bir gün.
27/05/2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder