Ana içeriğe atla

Olmadı Enerya

15/04/2016 günü telefonuma "...no'lu doğal gaz aboneliğinize ait vadesi geçmiş 180 TL borcunuz bulunmaktadır. Otomatik ödeme talimatınızı lütfen kontrol ediniz." mesajı gelince doğal gaz faturamın son ödemesine  baktım: 14/04/2016 tarihiymiş. Bu durum daha önce de başıma gelmişti.

31/12/2015 tarihi itibariyle TÜİK istatistiklerinde kamuda çalışan personel sayısı 3.339.086 kişidir. Özel sektörde çalışanlar, asgari ücretle çalışanları hesaba kattığımız zaman bu ülkenin büyük bir çoğunluğu bordro mahkumu. Geneli maaşını her ayın 15’inde alır. Çoğunun 16’ında parası kalmaz. Değişik bankalardan maaşını alan bu kişilerin fatura ödemeleri genelde otomatik ödeme talimatı ile ödenmektedir. Maaşı 15’inde yatan bir kimsenin ödemesini banka nasıl yapsın. Benim de otomatik ödeme talimatlı. Hesabımda 14’ünde paranın olması mümkün değil. Bankaya talimat verip son ödeme tarihlerine hiç bakmıyorum bile. Ben nereden bilebilirim Konya Enerya firmasının hesabını, kitabını. Anladığım kadarıyla firma da benim hesabımı kitabımı bilmiyor. İki birbirini bilmez ısınıp gidiyoruz böylece.

Bordro mahkumunu aileleriyle birlikte hesapladığımız zaman büyük bir nüfusa tekabül eder. Enerya bu ödeme tarihini birkaç defadır yapmaktadır. İçinizden ek hesabınız olursa bankanız ek hesaptan çekebilir diyebilirsiniz. Herkes ek hesap kullanmıyor. Kullanmak durumunda da değilim. Siz ne derseniz deyin bu ödeme aralığı normal değil. Ödeme aralığı 15-20 tarihleri arasına çekilmelidir. Bu faturanın aralık, ocak aylarında geldiğini düşünün. Yüksek faturanın ödemesini kolay kolay her vatandaş yapamaz.  Faturasını gününde ödeyemeyen vatandaş gecikme cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Benim takip edebildiğim kadarıyla son ödeme tarihi 14 olan 2.fatura ile karşı karşıya kaldım. Telefonuma ödenmedi mesajı gelmese haberim olmayacaktı. 2 defa bu şekilde bir gün gecikmeli ödememe rağmen gecikme cezasıyla karşılaşmadım ama bu, ileride karşılaşmayacağım anlamına gelmiyor.

Normal şartlarda bankada para bulundurmam. Cebimde az veya çok para ayırırım. Son ödeme tarihi 14 olan günde de cebimde para eksik olmaz. Burada dikkat çekmek istediğim nokta son ödeme tarihinin garipliği. İşin garibi kredi kartı ile ödemeyi de sanırım kabul etmiyor firma. Devlet bayram vb günler maaş öncesine denk geldiği zaman çoğu zaman maaş ödemesini öne çekebilmektedir çalışanlarına kolaylık olması için.

Hasılı Enerya’nın son ödeme tarihini 1-2 gün sonrasına çekmesinde  fayda vardır diye düşünüyorum. Sanırım firma çok zor durumda kalmaz. 26/04/2016




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde