Eskiden gazetelerin
üçüncü sayfaları vardı. Bu sayfalar gasp, hırsızlık, tecavüz, kan davaları vb konulara ayrılmıştı.
Şimdilerde nedense bu tür haberler manşet ve sürmanşetlere taşındı. Hatta
görsel medyanın flaş haberleri arasında yer bulabilmektedir.
Haber dinlerken, gazete
haberleri okurken ya da bir habere yapılmış yorumu okurken insanın içi kararıyor. İsterseniz görsel ve
yazılı basından bazı örnekler vererek biraz da içinizi ben karartayım:
“Karaman’da bir
öğretmen, öğrencilere cinsel istismardan tutuklandı” (Haberde okulun adı,
öğretmenin adı, tecavüze uğrayan öğrencilerin sayısı, nerede kaldıkları,
kaçının rapor aldıkları yazılı.)
“Konya Ereğli’deki
taciz skandalı meclis gündemine taşındı.” (Milli Eğitim Bakanının
cevaplandırması amacıyla soru önergesi veriliyor. Okulun adı, öğretmen adı,
öğrenci adı zikrediliyor)
Bu iki olay normal seyri içerisinde savcılığa intikal etmiş. Bu nahoş olaylara
zaten savcılık el koymuş. Olayın meclis gündemine taşınmasıyla ne amaç elde
edilecektir. Anlamakta zorlanıyorum. Basın bu tür haberleri vererek okulu,
okulun tüm öğrencilerini töhmet altında bıraktığını niçin düşünmez acaba? Bu
tür haberlerin vukuu beterdir. Şuyuu ise vukuundan daha beterdir. İnsanlar bu
okullarda okuyan öğrencilere acaba diye şüphe ile bakacaktır. Suçların ifşası
bir müddet sonra olayları sıradan hale getirebilir. Basının amacı gerçekten
üzüm yemekse sanıkların en ağır cezaları almaları için adliye boyutunda takipçi
olmalıdırlar.
“G.Ü. 4.sınıf İngilizce
öğretmenliği öğrencisi Feyza Acısu, dün yaşanan
patlamada hayatını kaybetti." (Ölen öğrenci bir başörtülü) Bu habere yapılan yorum: “Hiç yoksa bunun
öğretmen olup bağnaz bir nesil yetiştirme olasılığının ortadan kalkmış olması
ufak bir tesellidir. Kimse kusura bakmasın, kafasındaki o çaputla herhalde astronot
yetiştirmeyecekti. Türkiye’de 3 tane ana kesim var, Yobazlar, kürtler ve
Atatürkçüler. Artık kardeşlik zamanı diye kendimizi kandırmayalım. Zayıflık
göstermek sonumuz olur. Bu yüzden can düşmanımız olan yobazlardan birisinin
ölmüş olmasına üzülemem. Kusura bakmayın. Yarın bunun yetiştirdiği nesil
de ışidin canlı bombası olacaktı."
(Yazım ve imla hataları yorumcuya aittir.) Bu yorumcunun ruh halinde sıkıntı
var. Bunun üzerinde durmayacağım. Habere böylesi yorumu yapanın yorumunu
yayımlayan editöre ne demeli. Yazık
gerçekten yazık!
Terör örgütü yetkilisi bir demeç veriyor. Bizim gazete ve TV'lerimiz
noktasına virgülüne yayımlıyor. Zaten adamın istediği de budur: Örgütün
propagandasını yapmak. Böylece amacına ulaşmış oluyor örgüt.
Gün geçmiyor ki basında
öğrencisinden dayak yiyen öğretmen, öğrencisine dayak atan öğretmen, doktoru
döven hasta ya da hasta yakınları, öğrencisine taciz uygulayan eğitimci adı
altında haberler kabak tadı verdi artık. İnsanımızın belleğine yerleşiyor böylesi
haberler.
Basın haberi yayına
hazırlarken yoğurdu üfleyerek yapmalıdır. Kamu yararı/zararı olup olmadığına dikkat
etmelidir. Her şeyden önce haberin aslı var mı yok mu demeden hemen yayına/basıma
girmemelidir. Bir camiayı töhmet altında
bırakacak yayınlar yapmamalıdır. Her şeyden önce çocuklarımızı etkileyecek
haberlerde daha titiz olmalıdırlar. 22/03/2016
Yorumlar
Yorum Gönder