22 Mart 2016 Salı

Suçların alenileşmesinde basın


Eskiden gazetelerin üçüncü sayfaları vardı. Bu sayfalar gasp, hırsızlık, tecavüz,  kan davaları vb konulara ayrılmıştı. Şimdilerde nedense bu tür haberler manşet ve sürmanşetlere taşındı. Hatta görsel medyanın flaş haberleri arasında yer bulabilmektedir.

Haber dinlerken, gazete haberleri okurken ya da bir habere yapılmış yorumu okurken  insanın içi kararıyor. İsterseniz görsel ve yazılı basından bazı örnekler vererek biraz da içinizi ben karartayım:
Karaman’da bir öğretmen, öğrencilere cinsel istismardan tutuklandı” (Haberde okulun adı, öğretmenin adı, tecavüze uğrayan öğrencilerin sayısı, nerede kaldıkları, kaçının rapor aldıkları yazılı.) 

Konya Ereğli’deki taciz skandalı meclis gündemine taşındı.” (Milli Eğitim Bakanının cevaplandırması amacıyla soru önergesi veriliyor. Okulun adı, öğretmen adı, öğrenci adı zikrediliyor)

Bu iki olay normal seyri içerisinde savcılığa intikal etmiş. Bu nahoş olaylara zaten savcılık el koymuş. Olayın meclis gündemine taşınmasıyla ne amaç elde edilecektir. Anlamakta zorlanıyorum. Basın bu tür haberleri vererek okulu, okulun tüm öğrencilerini töhmet altında bıraktığını niçin düşünmez acaba? Bu tür haberlerin vukuu beterdir. Şuyuu ise vukuundan daha beterdir. İnsanlar bu okullarda okuyan öğrencilere acaba diye şüphe ile bakacaktır. Suçların ifşası bir müddet sonra olayları sıradan hale getirebilir. Basının amacı gerçekten üzüm yemekse sanıkların en ağır cezaları almaları için adliye boyutunda takipçi olmalıdırlar.

G.Ü. 4.sınıf İngilizce öğretmenliği öğrencisi Feyza Acısu, dün yaşanan  patlamada hayatını kaybetti." (Ölen öğrenci bir başörtülü)  Bu habere yapılan yorum: “Hiç yoksa bunun öğretmen olup bağnaz bir nesil yetiştirme olasılığının ortadan kalkmış olması ufak bir tesellidir. Kimse kusura bakmasın, kafasındaki o çaputla herhalde astronot yetiştirmeyecekti. Türkiye’de 3 tane ana kesim var, Yobazlar, kürtler ve Atatürkçüler. Artık kardeşlik zamanı diye kendimizi kandırmayalım. Zayıflık göstermek sonumuz olur. Bu yüzden can düşmanımız olan yobazlardan birisinin ölmüş olmasına üzülemem. Kusura bakmayın. Yarın bunun yetiştirdiği nesil de  ışidin canlı bombası olacaktı." (Yazım ve imla hataları yorumcuya aittir.) Bu yorumcunun ruh halinde sıkıntı var. Bunun üzerinde durmayacağım. Habere böylesi yorumu yapanın yorumunu yayımlayan  editöre ne demeli. Yazık gerçekten yazık!

Terör  örgütü yetkilisi  bir demeç veriyor. Bizim gazete ve TV'lerimiz noktasına virgülüne yayımlıyor. Zaten adamın istediği de budur: Örgütün propagandasını yapmak. Böylece amacına ulaşmış oluyor örgüt.

Gün geçmiyor ki basında öğrencisinden dayak yiyen öğretmen, öğrencisine dayak atan öğretmen, doktoru döven hasta ya da hasta yakınları, öğrencisine taciz uygulayan eğitimci adı altında haberler kabak tadı verdi artık. İnsanımızın belleğine yerleşiyor böylesi haberler.


Basın haberi yayına hazırlarken yoğurdu üfleyerek yapmalıdır. Kamu yararı/zararı  olup olmadığına dikkat etmelidir. Her şeyden önce haberin aslı var mı yok mu demeden hemen yayına/basıma  girmemelidir. Bir camiayı töhmet altında bırakacak yayınlar yapmamalıdır. Her şeyden önce çocuklarımızı etkileyecek haberlerde daha titiz olmalıdırlar. 22/03/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder