19 Mart 2016 günü Açık
Lise sınavında görev aldım. Görev yerine gelirken içimi sebebini bilmediğim bir
sıkıntı bastı.
Gerekli açıklamalar
yapıldı. Kur'alar çekilmeye başlandı. Hiç heyecan yoktu bende. Çünkü en düşük
ücreti yedek gözetmen alacaktı. Zaten malum olduğu üzere bana o çıkacaktı.
Hayret ki ne hayret sınav ücreti daha iyi olan salon başkanlığı çıkmıştı bana.
Kendi kendime artık bahtsızlığı yendim. Bundan sonra şansım yaver gidecek diye
düşünmeye başladım. Sınav evrakını alarak görevli olduğum salonuma geçtim. Ama
nedense içim daralıyor. Başıma ince bir ağrı bile girmişti. Sınava girecek adaylar
tek tük gelmeye başladı. Yaşı yaşıma yakın biri girdi. Elinde hiç evrak da yok.
Sanırım milli eğitimden gelen denetmen olsa gerek dedim. Bana yaklaştı. Sonra
ilk sıraya oturdu. Öğrenci olduğu
anlaşıldı. Adetim değildir ama sordum kendisine: "Beşikten mezara ilim
öğreniniz" hadisini mi ölçü aldın dedim. "Öyle" dedi. Yaşını
sordum. "67 doğumlu olduğunu söyledi. Sonra sınav başladı.
Kendi kendime sınavdan
en son kim çıkar diye sordum. Merak bu ya. Adaylara göz gezdirirken gözüm en
önde oturan yaşıtım adayda kaldı. Evet bu dedim. En son bu çıkar. Adama biraz
alıcı gözüyle baktım. Ben bu adamı tanıyorum ama nereden düşüncesi aldı beni.
İnsan yeter ki problem istesin hemen bulur. Ben de buldum. Adamı nereden
tanıdığıma kafa yordum. 10 dakika düşündükten sonra ben bu adamı tanıyorum
dedim.
Açık
Lise sınavları
Bu adama sıra gelmeden bu sınavlar hakkında biraz
bilgi vermek istiyorum: Açık lise sınavları hafta sonu yapılır. Bir oturumda en
fazla 8 ders bulunur. Her dersten 20 soru olur. Sınavlar test usulü olur. Oturumlarda
sınav süresi 180 dakika. Yani 3 saat. Tek dersten sınava giren de 3 saat
bekleyebilir. 8 dersten giren de 3 saatin dolmasını bekleyebilir. Sınavlarda
tek öğrenci kalamaz. Mutlaka yanında biri daha bekletilir. Açık lise
sınavlarında ilk 20 dakika gecikenler alınır. İçeriden ilk 30 dakikada kimse
çıkarılmaz. 20 kişilik salonlarda genelde öğrencilerin üç ya da dörtte biri
sınava gelmez. Geriye kalanların en az yarısı ilk yarım saatin dolmasını
bekler. Vakit gelir gelmez evrakını veren çıkar. Cevap kağıtlarına bir göz
gezdirdiğinizde seçeneklerde her türlü deseni görebilirsiniz. Geriye kalan az
sayıdaki öğrenci ise genelde bir saat içerisinde sınavını bitirir. Bu
sınavlarda salonlarda görev yapanlar biran evvel sınavın bitmesini bekler. Erken bitirenin mutluluğuna derman yetmez.
Kimdi bu adam?
2011 yılında
Vali Necati Çetinkaya İlköğretim okulunda hem sabah oturumunda, hem de
öğle oturumunda salon görevlisi idim. Bir saat öncesinde
sınav yerinde hazır bulundum. İlk oturumda bugünkü gördüğüm aday dikkatimi
çekti. Sınav ortasında herkes sınavını yaparken bu adayın
beklediğini gördüm. Sınavın ortasında sağına soluna bakıyor, ellerini birbirine bağlamış bir şekilde bekliyor. Rahatsız mısın dedim. dinleniyorum dedi. Lavaboya çıkabilirsin dedim hayır dedi. Seçenekleri hiç işaretmememişsin dedim. Sonunda yapacağım dedi. Sınavın bitmesine 1 saatten fazla bir zaman var iken tüm salon boşaldı. Sadece dikkatimi çeken o aday ve başka bir bayan kaldı. Bayan bitirip çıkmak istedi. Biz görevliler daha ağzımızı açmadan bizim ki: "Sen beni bekleyeceksin" dedi kıza. Anladığım kadarıyla bizim beyefendi tecrübeliydi bu tip sınavlarda. Çünkü sınavda en az iki aday kalmak zorunda. Bitiren diğerini bekleyecekti. 9.30'da başlayan sınav 12.30' a kadar sürdü. Tabii binada benden başka kimse de kalmadı. Saat 12.30 oldu. Hele şükür dedim. Evrakı alıp teslim ettik.
***
Aynı okulda öğleden sonraki 2. oturumda yine görevliyim. Kur'alar çekildi. Salonum değişti. Yeni salonuma giderken sevincime diyecek yoktu. Çünkü o adaydan kurtulmuştum. Son gülen iyi güler derler ya. Salona girer girmez benim sabahki adayım yine benim salonda. Güler misin? Ağlar mısın? Son 1.5 saat kala benim salon ve tüm okul boşaldı. Okul bina sorumlularının biri geliyor biri gidiyor haydin hocam diye. Salonda beklemek zorunda kalan yine bir kızımız: Abim beni bekliyor dediyse de bizim aday rahat tavırlarıyla sınav olmaya devam etti. Ara sıra da abin kızar mı, sinirli biri mi diye soru sordu. Ardından güldü. Sonunda 3 polis, 3 bina sorumlusu, okulun hizmetlileri, ve biz iki salon görevlisi bizim adayı bekledik. 17.00'dan önce de çıkmadı anlayacağınız.
***
İşte 5 yıl öncesinde iki defa salonumda sınava girerek bana sabretmeyi öğreten bu ihtiyar delikanlı yine karşımdaydı. Maşaallah 5 yıldır açık liseyi de bitirmemiş. Azim, gayret her şey tam. Kendi kendime salondan kim çıkar sorusunu abes bir soru olarak gördüm. Yanımdaki gözetmenime de "Hocam işte en son sınavdan çıkacak aday" dedim. Bekledik. O bekledi, biz bekledik. Tabii yanındaki bekleyen kızımız da. Okuduğu her satırın önce altını çiziyor, sonra siliyor, daha sonra okuduğu sayfayı yukarıdan katlıyordu. Kodlamayı yine yapmıyordu malum olduğu üzere. Tabii hikmetinden sual olmaz.
O da ne? Sınavdan bir saat önce hızlı hızlı kodlamaya başladı ve bir saat öncesinden evrakını teslim etti. Erken vermeye verdi de 20 salondan yine biz en sona kaldık. Bir sınav daha böylece bitti. Benim başımın ağrısının sebebi de anlaşıldı. Sınavı adam mı oldu ben mi oldum anlayamadım. Bu da benim için imtihan imtihanı oldu. 22/03/2016
***
Aynı okulda öğleden sonraki 2. oturumda yine görevliyim. Kur'alar çekildi. Salonum değişti. Yeni salonuma giderken sevincime diyecek yoktu. Çünkü o adaydan kurtulmuştum. Son gülen iyi güler derler ya. Salona girer girmez benim sabahki adayım yine benim salonda. Güler misin? Ağlar mısın? Son 1.5 saat kala benim salon ve tüm okul boşaldı. Okul bina sorumlularının biri geliyor biri gidiyor haydin hocam diye. Salonda beklemek zorunda kalan yine bir kızımız: Abim beni bekliyor dediyse de bizim aday rahat tavırlarıyla sınav olmaya devam etti. Ara sıra da abin kızar mı, sinirli biri mi diye soru sordu. Ardından güldü. Sonunda 3 polis, 3 bina sorumlusu, okulun hizmetlileri, ve biz iki salon görevlisi bizim adayı bekledik. 17.00'dan önce de çıkmadı anlayacağınız.
***
İşte 5 yıl öncesinde iki defa salonumda sınava girerek bana sabretmeyi öğreten bu ihtiyar delikanlı yine karşımdaydı. Maşaallah 5 yıldır açık liseyi de bitirmemiş. Azim, gayret her şey tam. Kendi kendime salondan kim çıkar sorusunu abes bir soru olarak gördüm. Yanımdaki gözetmenime de "Hocam işte en son sınavdan çıkacak aday" dedim. Bekledik. O bekledi, biz bekledik. Tabii yanındaki bekleyen kızımız da. Okuduğu her satırın önce altını çiziyor, sonra siliyor, daha sonra okuduğu sayfayı yukarıdan katlıyordu. Kodlamayı yine yapmıyordu malum olduğu üzere. Tabii hikmetinden sual olmaz.
O da ne? Sınavdan bir saat önce hızlı hızlı kodlamaya başladı ve bir saat öncesinden evrakını teslim etti. Erken vermeye verdi de 20 salondan yine biz en sona kaldık. Bir sınav daha böylece bitti. Benim başımın ağrısının sebebi de anlaşıldı. Sınavı adam mı oldu ben mi oldum anlayamadım. Bu da benim için imtihan imtihanı oldu. 22/03/2016
Yorumlar
Yorum Gönder