Yitiğimiz=Adalet
Ömer dendi mi ‘Haklının hakkını tam veren, kimseye zerre kadar zulüm yapmayan, yanılırsam beni kim düzeltir diyebilen, kılıcını kesmek, doğramak için değil adaletin yerine gelmesi için kullanan, Diyar-ı Dicle’deki koyundan kendini sorumlu tutan ‘ kişi akla gelir. ”Koca Karı İle Ömer” isimli piyes bir zamanların kapalı gişe oynayan piyeslerindendi. Sonra ‘Kendi hanımına haksız bir şekilde hazineden verilen bileziği hanımının kolundan çıkarıp geri hazineye iade eden ve tüm Emevi sülalesinin haksızca aldıkları emvali geri almaya söz vermiş’ bir Ömer (b.Abdülaziz) daha geliyor ardından. Hatta halası, ”Ne olacak dedesine çekmiş” diyebilmiştir. Bu kişi de Hz Ömer’in torunlarındandır.
Türkiye’de 476000 kişi ile Ömer ismi 13.sırada yer almaktadır. Her ailede olmasa da her sülalede mutlaka bir Ömer ismine rastlarız.
Ömer ismi niye bu kadar fazla acaba hiç düşündük mü? Adalete olan özlemimizden olsa gerek. Hala da bu ismi çocuklarımıza vermeye devam ediyoruz. Belki içlerinden bir III. Ömer daha çıkar mı beklentisi içerisindeyiz. Çünkü nice zamandır haksızlıklar, emanetin ehline verilmemesi, hak gasbı gibi zulümler devam etmektedir. Bazı Ömerler de gelip geçmişlerdir ki ad aldığına çekmemiştir. Hatta adının yüz karası olmuşlardır. 90’lı yılların Konya’daki Kör Omar lakaplı yöneticisi de buna bir örnektir.
Milletimizin adalete karşı boynu kıldan incedir. O derece ki, ”Adaletin (şeriatın) kestiği parmak acımaz” demiştir. Zulüm ve haksızlığın olduğu yerde gayri ihtiyari ağzından “Adaletin bu mu Dünya” dökülür. Pierluigi Collina isimli dünyaca ünlü futbol hakemi dünyanın en iyi hakemi olarak kabul edilir. Çünkü verdiği kararlarıyla herkesin gönlünde taht kurmuştur. Burada “Bu suçu işleyen kızım Fatıma da olsa cezasını verirdim.” buyuran Hz Muhammed’in adalet anlayışını ve Kabe hakemliğini zaten biliyoruz.
Çoğaltabileceğimiz örneklerden hareketle bu millet adalete aşıktır. Adalet özlemi hiç bitmemiştir. Taraflıca verilen her karar problemi çözmekten ziyade sorunu kangren haline döndürmektedir. Korumacılık da bir nevi rabbenalıktır. Meselelerimiz tükeneceği yerde dağ gibi olup çıkmaktadır. Siyasilerin, yetkililerin, mahkemelerin uygulama, tasarruf ve kararları; kamu vicdanında karşılık bulmamaktadır. Artık adaletin(!) kestiği parmak acımaya devam etmektedir. Kimsenin kimseye maalesef güveni kalmamıştır. Adalet duygusu zedelenmiştir. Hatta bazıları asıp keserek kendi adaletini oluşturmaya çalışmaktadır. Gücü ele geçirenin adalet beklentisi farklılaşmaktadır. Halbuki adalet kişiye, yere, zamana göre değişen göreceli bir kavram değildir.
Her şeye rağmen milletimizin yitiğidir adalet. Devletin de temelidir. Bu kayıp aranıyor. Çocuklarımıza yine Ömer ismini bazan da Faruk ekleyerek vermeye devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, ”Zulüm ile abad olunmaz.
Geçmişte olduğu gibi oluşturacağımız adalet sisteminin kanayan yaraları sarması, toplumsal barışı sağlaması ve dünyaya örnek olması temennisiyle....
24/08/2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder