31 Aralık 2015 Perşembe

Karaman yolcusu kalmasın


-AZMİN ZAFERİ-

20/09/1986 gününün akşamı Ankara’dan 23.00 gibi Konya Otogarına indim.

Karasınır’a gitmem gerekiyor. Ankara yol arkadaşım, “Bu akşam bizde yatalım, yarın gidersin gündüz gözüyle” dediyse de köyde oturan biri olarak gece de olsa köye gidilebileceğini göstermek ve kendisine yük olmamak için  “ Karaman otobüslerine binip yol ayrımında inerim, geriye 10 km kalır. Hiçbir vasıta gelmese de petrole gider. Petroldekilerle birlikte köyüme giderim” dedim.

Vedalaştık. Bilet almak için bir firmaya gittim. “Gece 23.00’de otobüs var. Sen otobüse bin. Bileti yolda keseriz” dediler. Gideceğim otobüsü buldum, en arkaya oturdum. Sonra bir şeyler almak için büfeye uğradım. Vakit de gelmişti. Hareket etmek üzere olan otobüse binip yine en arkaya oturdum.

“Sayın kaptan ve yolcular hayırlı yolculuklar diler” anonsuyla birlikte otobüsümüz hareket etti. Ben bir taraftan elimdeki bisküviden atıştırıyorum, bir taraftan da otobüsün Karaman yoluna dönmesini bekliyorum. Otobüs bir türlü Karaman tarafına dönmedi nedense.
Baktım muavin  arkaya doğru geliyor ve bana bakıyor.
-Muavin bu otobüs nereye gidiyor böyle?
-Ankara’ya
-Durdur arabayı.
-Niye?
-Ben Karaman’a gidecektim.
-Yolda seni kimse almaz. Konya’nın dışına çıktık. Ankara’ya git, geri gel.
-Ben daha yeni Ankara’dan geldim. Ne işim var orada tekrar.
-Tümoson Motor Fabrikasının oralardayız. Gece gece seni kimse almaz.
-Olsun indir.
“O zaman günah benden gitti, sen bilirsin” dedi. İndirdi.

Ortalık gecenin zifiri karanlığı. Ta uzaklardan elektrik lambalarının ışıkları görünüyor. Gecenin ayazı çıkmış, bir taraftan esiyor, bir taraftan da üşümeye başladım. Kambersiz düğün olmaz misali köpek havlamaları da ayrı bir hava katıyordu geceye. Korku , endişe ve tedirginlikle ayrılmaz ikili olmuştuk. Az bekledim. Arabalar, otobüsler vızır vızır geçiyor. Kaldırdım sağ elimi bir daha inmeyecek şekilde, gelen arabalara el kaldırıyorum. Ama nafile. Muavinin dediği gibi kimse durmadı. Arabalar durmadıkça içimden ‘ Hah gördün gününü, Ankara’ya gitseydin bundan iyiydi. Bu gidişle alan olmayacak, sabaha kadar ya donacaksın soğuktan, ya da sesleri iyice yaklaşmakta olan köpeklere yem olacaksın.” Şeklinde kötü düşünceler geçirirken bir taraftan da bildiğim tüm duaları okumaya devam ediyordum.

O  da ne bir ticari taksi, geri geri geldi, önümde durdu. Baktım kendisine “Haydi bin” dedi. Hemen bindim. “Kardeş nasıl durdun, niye durdun” dedim. “Seni geçtikten sonra fark ettim” dedi. Başımdan geçeni anlattım. “Ben de otogarda taksicilik yapıyorum, götüreyim seni “ dedi. Gökte aradığım adamı yerde bulmuştum.  Bir taraftan sevinirken diğer taraftan da içimde bir sıkıntı. Çünkü ilk defa bir ticari taksiye binmiştim. Acaba benden ne kadar alırdı diye. İnince  ücret teklif ettim. “Ben zaten oraya gidiyorum” dedi. Sağolsun, ücret de almadı. Otogara kadar getirdi beni.

Pes etmek yok. Hedef Karaman otobüslerine binmek. Aldım saat 00.00’a bir bilet. Karaman’a 50 km kala, Karasınır kavşağında indim. Karşıdaki petrole girdim. Karasınır’a giden olur mu dedim. Biz gece 03.00’de gideriz, seni götürelim dediler. Onlar çalıştı, ben bekledim gecenin 03.00’ünü. Saat 03.5 gibi evime girdim.

Gördünüz mü azmin zaferini. Planımda az bir aksama oldu ama olsun o kadar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder