Ana içeriğe atla

Okul müdürleri ne iş yapar?


-Kardeş, siz okul müdürleri ne iş yaparsınız? Gördüğüm kadarıyla çok az bi derse giriyorsunuz. Oturup oturup geliyorsunuz.
-Görev tanımında yazılı olan görevleri ve diğer görevleri de yapmak.
-Diğer görevler derken…
-Uzun hikaye efendim.
-Merak ettim baya. Neymiş o?
-Hikaye uzun ama.
-Olsun merak ettim gerçekten.
-O zaman madem dokundun. Şimdi bin ah işit.
***
★ Diğer görevleri arasında çocuk bakıcısı bulmak vardır.
-Hocam, günaydın!
-Günaydın hoca hanım.
-Hocam rahatsız ediyorum. Bir sıkıntım var.
-Hayırdır hoca hanım.
-Biliyorsun ben eşimden ayrıldım. 6 aylık çocuğum var. Bakıcım var. Fakat ben okuldayken eski eşim eve gelir çocuğumu kaçırır diye endişe ediyorum. Bu yüzden çocuğu okula getireceğim. Orada bakıcı bulabilir miyiz?
-Hocam çocuğu getirin bir bakıcıya bakalım. Bulamazsak gerekirse biz bakarız.
İş başa düşünce müdür kolları sıvar. Önce mahalle imamını arar, bir dadı bulsun diye. İmam, "Hocam biz bakarız. Problem değil." Ne kadar istersin? dendiğinde İmam, hocam hayrımız olur." Cevabı verir.
Aranan dadı böylece bulunur.
★Öğretmen ya da personel gelemediği zaman izin kağıdı hazırlamak.
★Herhangi bir sebeple boş geçen dersleri doldurmak.
★Hizmetlinin maaş bittiğinde para temin etmek. ( Geri dönüşü ne zaman olur Allah bilir.)
★Okulun çatısı akarsa- ki akar- takım elbisesiyle kiremit aktarmaya çıkmak.
Bayan hizmetli koşarak gelir:
-Hocam, kömür odası akıyor.
-Yapamaz mısın?
-Ben çatıya çıkamam, yükseklik korkusu var.
-Merdiven var mı?
-Buluruz.
Kiremit var mı?
-Var.
-Merdiveni koy, kiremitleri getir. Uzat bana. Yağmur yağdığında bir bak. Akarsa haberim olsun.
-Akmıyor hocam.
* Geriye veya geleceğe dönük istatistiki bilgileri anlık bulup ilçe MEM’e bildirmek.
İstatistikler arasında;
1. Son 3 yılın aylık bazda elektrik, su, yakıt sarfiyatı
2. Son 3 yıl içerisinde mezun öğrencilerin ne iş yaptığını tespit etmek.
3. Son 3 yılın öğrenci sayıları
4. Mayıs ayında öğretmen ve personelden devamsızlık yapanların isimleri ve sayıları.
5. Önümüzdeki yıl okul öncesi çağına gelen öğrencilerin sayıları. (Nüfus müdürlüğüyle irtibata geçeceksin. Artık insaflarına kalmış. Genelde bilgi vermiyorlar. Ya da tek tek kayıt alanını dolaşacaksın)
6.Önümüzdeki yıl okula başlayacak nüfus sayısı.
7. Mahallede okul çağı dışına çıkmış fakat okur yazar olmayanların sayı ve isimleri.
8.Okulun son 3 yıllık başarısı.
9.Son 3 yıllık disiplin olayları
10.Okula yeni başlayan öğrencilerin anne ve babalarının ne iş yaptığı, hangi işte çalıştığı, SGK’ının olup olmadığı, iş adresi.
11. Aşağıda adı soyadı ve ili yazılı vatandaşın okul kayıtlarınızın geriye dönük taranarak okulunuzda geçmişte kaydının olup olmadığının araştırılıp saat 14.00’e kadar bilgi verilmesi.
12.Okul personelinin taranarak formasyon almayanların isimlerinin tespit edilerek İlçe mem özlük bürosuna saat 12.00’ye kadar isimlerinin bildirilmesi.
13. Aşağıda adı soyadı yazılı kişinin okulunuzdan alacağı varsa kişinin mal varlığına haciz konduğundan ilgili kişi ya da kuruluşun kurumunuzdan alacağının mahsup edilmesi.
* Öğretmen için en uygun ders programını yapmak. Nöbetçi olduğu gün dahil ders aralarında boşluğun olmamasına dikkat etmek. Haftalık ders saatine göre mutlaka boş gün ayarlamak.
* Okula ilk önce gelmek. En son terk etmek.
* Hafta içi-hafta sonu denk gelen çelenk törenlerine mutlaka katılmak. Hazırlanan sirküyü imzalamak.
* Bitmek-tükenmez bilmeyen ve sayısı belli olmayan müdürler kurulu toplantısına katılmak. (Müdür birden fazla kurumun müdürlüğünü yaparsa birinden çıkıp diğerine gitmesi gerekir.)
* Hiçbir yetkisi ve gücü olmadığı halde okulun başarısızlığının hesabını vermek.
* Kar tatili, idari izin vb nedenlerle okullar tatil edildiğinde okulu beklemek.
* Öğrenci herhangi bir sebeple rahatsızlanır veya özel bir durum olur da evine gitmesi gerekiyorsa araç temin ederek evine kadar öğrenciye eşlik etmek. Anne evde yoksa çocuğun akrabalarını çocuktan öğrenerek dolaşmak.
* Herhangi bir nedenle aile aranacaksa iletişim için müdürün operatörünü kullanmak. Çünkü okul telefonu 9 ve GSM operatörlerine kapalıdır. Evlerde de zaten ev telefonu bulunmaz. (Veliyi bir defa aradın mı artık okulla iletişim müdürün cebiyle sağlanır. Çocuğum bugün okula gelmeyecek,izin ver. Ders kaçta biter. Servis çocuğumu almadan gitti. Servisçi ayakta yolcu alıyor…vs)
* Servis parasını toplayamayan servisçinin parasını temini için okul müdürü olarak yardımcı olmak.
* Sportif faaliyet gibi turnuva maçlarına öğrenci götürmek ya da MEM’in düzenlediği etkinliklere belirtilen sayı kadar öğrenciyi için araç temin etmek.
* Kırılan kapı, pencere vb durumlarda tamiri için bu işlerden anlayan öğretmen bulmak.
* Okulun boya , badana vb onarımlar için ödenek istemek. Ödenek gelmediği takdirde-ki gelmez- mahalli imkanları devreye sokmak. Bu vesileyle öğrenci ve velilerden yardım istendiği takdirde peşinen inceleme ve soruşturma geçirmeyi kabul etmek ve ifade vermek.
* Mahalle, sokak gezerek okulun kayıt alanını belirlemek.
* Okula devam etmeyen ve çocuğunu okula göndermeyen velinin evine giderek veliyi ikna etmeye çalışmak. En son aşamada Kaymakamlık tarafından tahakkuk ettirilecek cezayı tebliğ etmek. Veliyi ikna edememe, okula göndermemeyi raporlamak. Veliyi ikna için yapılanları ayrıca raporlamak.
* Okulda meydana gelen herhangi bir olumsuz durumla ilgili okulu ve personeli dışarıya karşı korumak.
* Önümüzdeki 5 yılın stratejik planını hazırlayarak ekibe imzalatmak.
* Her yıl forma mı yoksa serbest mi olsun diye velilere anket yapmak. Anket sonucuna göre ortaya çıkan forma seçeneğini takip etmek. Günlük farklı kıyafet giyen öğrencilerle karşı karşıya gelmek.
* Yönetiminde olmamasına rağmen Okul-Aile Birliğinin gelir-gider defterini tutmak. Birlik başkanı adına sekretarya işlerini yürütmek.
* Veliye, öğrenciye, çevreye ve amirlerine karşı okulun iyi bir okul olduğunu anlatmak, onları ikna etmek.
* Okulun acil harcamaları için hesaptan çekilinceye kadar cebinden para harcamak.
* İl-İlçe düzeyinde yapılacak tüm bayramlara yanında bir bayan bir erkek öğretmenle birlikte katılmak.
* Alo 147, bilgi edinme dolayısıyla hakkında yapılan şikayetler için hazır ve tetikte olmak.
* Mesleği icabı dayak yerse –ki eksik olmaz- sineye çekerek fedakarlık yönünü hep ön planda tutmak.
* Her 4 yılın sonunda okulun en kıdemlisi, en kıdemsizi, öğretmenler kurulunca seçilen iki öğretmen , okula imza dışında uğramayan birlik başkanı, başkan yardımcısı, okul öğrenci meclis başkanı, ilçe milli eğitim müdürü ve iki şube müdürü tarafından yeterli olup olmadığı hususunda evet-hayır yarışmasına katılarak puanlanmak.
* II.III. basamak hastanelerine sevk yaptırmak isteyen fakat dersi olan öğretmenin sevk kağıdını alarak I.basamak sağlık ocağına gitmek. İlgili yere sevk yaptırmak. (Bu görevimiz maalesef sevk olayı kalktığından kendiliğinden kalkmıştır. İçimde hissettiğim boşluğun bundan kaynaklandığını tespit ettim.)
* Okul çevresine gelen yabancıları okuldan uzaklaştırmak için şerrinden emin olmak amacıyla yılanı deliğe girdirmeye çalışmak.
* Okul çevresinde satışa gelenlere –Yalova Kaymakamı misali- izin vermemek.
* Okul ve çevresinde meydana gelebilecek her türlü kavgayı önlemek ve aralamak.
* Okulda herkese gösterdiği hoşgörü ve ilgiyi evinde çocuklarından esirgemek.
* Kendisinden fazla ücret alan personelinin çizelgesini hazırlayıp sisteme girmek.
* Sendika kararı gereğince personel serbest kıyafetle gelirken takım elbise ve kravatıyla okulu temsil etmek.
* Ders defterini doldurmayan öğretmenin peşinden koşmak.
* Vatandaşın doğuştan gelen diploma kaybetme hakkına saygı göstermek. Kaybettikçe yerine gecikmeden belge hazırlamak.
* Yoldan geçen vatandaşın acil fotokopi ihtiyacını karşılamak.
* Okula herhangi bir sebeple katkıda bulunmuş hayırsever ve yakınlarını hoş tutmak, gönlünü almak, ziyaret etmek.
* Herhangi bir sebeple okulun temizlikçisi, kaloriferi yakanı olmadığı takdirde hizmetli temin etmek. Yokluktan çalıştırdığı kişiye yaptıramadığı sigortadan dolayı daha sonra SGK’dan şahsına çıkan zimmeti ödemek, gerekirse hakim karşısına çıkmak.
* Amiri kurumunu ziyaret ettiğinde ilk başta karşılamak, giderken de en sonda uğurlamak.
* Eğitim ve öğretim açılmadan önce dağıtıcı firmanın getireceği okul kitaplarını dört gözle beklemek. ( Ne zaman geleceği dağıtıcı firmanın insaf ve inisiyatifindedir. 7 gün 24 saat hazır ve tetikte olmak zorundadır.)
* Dağıtıcı firmanın getirdiği kitapları saymadan kabul edip imzalamak. Fazla bırakılanları aracına yükleyerek firmanın deposuna götürmek. Eksik olanları depodan almak. Daha da olmazsa diğer okullarla irtibata geçip oradan almak.
* Öğrenciler gelmeden kitapları poşetleyerek hazırlatmak, hazırlatma imkanı yoksa kendisi hazırlamak.
* TEOG, YGS kursları açmak için planlama yapmak. Öğretmen bulmak. Bulduğu öğretmenlere iki kat ücret tahakkuk ettirirken avucunu yalayıp ara ara fesubhanallah çekmek.
* Okulun ahengini bozan, yaramazlık yapan öğrencilerle günlük hemhal olmak. İyi öğrencilere vakit ayıramamak.
* Okulun sorunlarıyla ilgili yardım ve destek amacıyla yetkililerle yapılan görüşmelerde “ hocam bize sorun getirme, okulun sorunu olmazsa sana ihtiyaç olmaz. Bu meseleleri yerel imkanlarla çözeceksin. Eğer yapamayacaksan istifa denen bir mekanızma var.” Sözlerine hazırlıklı olmak.
*”Okullar tatil, siz tatillerde okula niye gidersiniz. Ne iş yaparsınız” diyenlere cevap vermek.
* Her resmi tatil olduğunda “yine tatilsiniz,hadi iyisiniz, yav bu okullarda sürekli tatil” diyenlere cevap hazırlamak.
* Eşinden ayrılma noktasına gelen eşlerle görüşme yapıp arayı bulmaya çalışmak.
* Oğluna, çalışan eş arayan anne babalara bekar öğretmenleri göstermek.
* Okulun tuvaletleri tıkandığında belediyeden bir tanıdık bulup açtırmak.
* Kantincinin kazanabilmesi ve okula olan kirasını verebilmesi için öğle arasında ve teneffüs aralarında öğrencileri dışarıya salmamak.
* Okulun tapu-kadostro bilgilerini tapudan çıkartmak.
* Okul mer'a arazisi üzerine yapılmışsa hazine arazisine dönüştürmek için ilçe mem, belediye, tapu dairesi arasında mekik dokumak. İl Tarımdan inceleme için gelecek görevliler için araç tahsis etmek, araç temin edilemeyecekse araç bedeli olan 50 TL hazırlamak. Ayrıca gelecek kişilerin inceleme bedelini ayarlamak, mer'a arazisi kullanıldığından son 10 yılın ot bedelini belirlenen hesaba yatırmak.( Sağolsunlar günlük yevmiyeden feragat ettiler. Ama ot bedeli yatırıldı.)
-Daha sayayım mı kardeş?
-Valla yeter. Kafam şişti.
-Son kez bir şey soracağım. Bu yaptığınız “diğer” görevlerin çoğu eğitim ve öğretimin dışında işler. Sahi siz eğitim ve öğretim yapmaya ne zaman vakit ayırırsınız?
-Bu işlerden arta kalan zamanlarda, vakit kalırsa asıl görevimiz olan işleri yaparız.
18/11/2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde